Maç çıkışı kafamızı Bursa lodosunda dağıtmak için eve yürüyerek gidelim dedik, vardığımızda Sevilla - Real Madrid maçını beklemeye başladık, biraz bakarız neler olup neler bitiyor diye. Neyse maç başladı ve henüz maçın birinci dakikasında Madrid’ li Arbeloa yerde kaldı ve yaklaşık 2 dakika boyunda yerde yattı ve bu sırada ne Madrid’ li topçular ne de Sevilla’lı topçular topu dışarı atmadılar. Maçın hakemi ise ‘sporcu sağlığını önemsemeksizin’ maçı hiç durdurmadı. Ta ki başka bir futbolcuya faul düdüğünü çalınana kadarŞimdi düşünüyorum da orada oynanan oyunun adı ‘futbol’ ise bizde oynanan oyunun adı nedir? Yoksa ‘pufbol’ mu?
Bizim ülkemizde futbol daha çok üç kağıtçılığa dayanıyor sanırım. Maça çıkmadan önce futbolcular ve teknik ekip galibiyet ya da beraberlik düşüncesine sabitliyor kendini ve istediğini almasına az bir süre kala başlıyor kendini yerden yere atmaya. En çok sevdiğim, tabiri caizse hasta olduğum olay ise adamın binbir çeşit takla atar,hakem sağlık ekibini sahaya çağırır, sonra sedye yanına gelince gururuna yediremeyip birdenbire ayaklanır, kenara geldikten sonrada kutsal su içeren soğutucu fıs fıs sıkılır, hemen ardından az önce taklalar atan az kalsın ölümden dönen yaralı adamımız sahada bir cengaver kesilir. Heyyyt aslanım benim beee… Sonra kalecilerin klasik hareketi vardır; cılız gelen bir topu tutmak için atlar yere ve sanki çok süper bir top çıkarmıştır, adeta yapışır çimlere ve en az yedi saniye kalkmaz bilmez. Hele hele rakip beraberliğe gelmiş ise işin çok zor dostum, adamlar kendini yere atar, hakem atışı ile oyun başlar, sende centilmenlik için topu rakibe verirsin o top döner durur, çaylar içilir, muhabbetler edilir ve beklenmedik anda sana gelir. Bu tip örnekleri daha da çoğaltabiliriz tabi ki ama bu maç özellikle iş çığrından çıktığı için biraz yazmak istedim.
Neden mi Avrupa ligleri bizden önde? İşte tamamen bu yüzden, adamlar bir sezon boyunca bizim bir maçta yaptığımız üç kağıdı yapmıyorlar. Bu yüzden adamların her maçı heyecanlı geçiyor. Hakemler bizimki gibi değil, adamlar futbolu oynatıyorlar. Onlarda yok mu ‘sporcu sağlığı’ denen zımbırtı? Elbetteki var, hatta onlarda oynayan oyuncuların çoğu bizim ligi kökten satın alır, ama adamlar ‘ÖNCE FUTBOL’ düşüncesiyle hareket ediyor. Ve art niyet olmadan futbolcusu, hakemi, teknik ekibi, malzemecisi hepsi futbola hizmet ediyorlar. Bizimkilerde tamamen pufbol’ a hizmet ediyorlar sağolsunlar.
Tribüne girdiğim zaman ilk 11 ler okunuyordu ve beni heyecanlandıran tek isim Musa idi. Kendisinden çok beklentim olduğunu her yerde sürekli söylüyorum. Samsun maçının son dakikalarında oyuna dahil olmasına rağmen o iki üç dakikalık süre içinde yaptığı verkaçlar ve mutlak bir gol pozisyonunu değerlendirememesi beni mest etmeye yetmişti fakat dün akşam oyunda kaldığı 78 dakikada beklediğim varlığı gösterememesi beni epey bir şaşırttı, kötüydü demiyorum fakat ben daha fazlasını bekliyordum.
Maçta beni en çok şaşırtan Ertuğrul hocanın son değişikliği 90. dakkada hemde İbrahim ile yapıyor olmasıydı. Bundan daha kötüsü de vardı ne mi o? Dakika 90 olmuş, skorboarddaki süre çoktan durmuş ve 3 dakikalık kayıp zaman duyuruluyor, aman yarabbim o da ne? Özkalfa düdüğü ağzına götürüp maç bitti diyor. Aslında sayın kalfanın bu ilk hatasıda değil, maçın içinde verdiği kararlarda tartışılacak cinsten. Ozana gösterdiği sarı kart için kendisine teşekkür etmeyi unutmamak lazım. Bir zamanların boru-düdük tartışması vardı, onuda unutmamak lazım…
Devre arasına kadar beklentilerimi minimize etmiştim, alınan her puana seviniceğimi çünkü takımda bir şeylerin eksik olduğunu ve bu eksiklerin devre arasında tamamlanması gerektiğine, zamanında kanaat getirmiştim. Önümüzde perşembe akşamı deplasmanda oynayacağımız bir Gaziantep maçı var, o maçtan da alabileceğimiz puanları alıp Bursa’mıza dönmemiz gerekiyor. Umarım alacağımız puan üçü bir arada olur. Buda en azından devreye moralli girmemizi sağlar.
Diğer takımlar için bu hafta sonu ligler tatile girecekken bizim için lig bu hafta sonu başlıyor, en büyük sınavını ara transfer döneminde verecek olan Bursaspor’umuz umarım bu sınavdan başarılı bir şekilde alnının akı ile çıkar yoksa ikinci yarıda işimiz hiçte kolay olmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder