27 Eylül 2013 Cuma

Organize İşler...

Beşiktaş - Galatasaray maçında çıkan olayların faturası dün açıklandı ve PFDK siyah beyazlı kulübe 4 maç seyircisiz oynama cezası verdi. Şu tabloya sadece 4 maç seyircisiz, sözün bittiği yer.



Ve cezaların açıklanmasından 10 dakika sonra falan Beşiktaş'tan bir yöneticinin basın toplantısı başladı. Açıklamayı canlı seyretmedim, sosyal medyadan takip ettim ama o açıklamayı okurken yüzü hiç kızardı mı merak ettim. Toplantının en can alıcı cümlesi ; ''Sahaya atlayanlar Beşiktaşlı değildir. Öyleyse bu ceza neden?''  Sahaya atlayanların Beşiktaşlılığını nasıl ölçtü yönetici amca merak konusu, bu işin içinden bu kadar ucuz ve kıytırık bir kararla kurtulmuşlarken verilen 4 maçlık ödüle hangi yüzle 'neden?' diye sordu ayrı merak konusu.

Toplantının diğer iki kilit cümlesi ;

''Hükmen mağlup ilan edilerek zaten cezalandırılan Beşiktaşımız, PFDK'nın bu haksız kararıyla ikinci kez cezalandırılmıştır.''

''Ancak ve ancak Tahkim Kurulu'nun bu cezayı bütünüyle kaldırmasıyla vicdanlar temizlenecektir.''

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır diyeceğim ama ev sahibi konumundaki insan Yıldırım Demirören olunca insanın yorum yapası bile gelmiyor.

Bir de bu camia her olayda nasıl oluyorda mağdur rolünü üzerine geçiriyor gerçekten üniversitelerde tez konusu olacak cinsten. Artık diyecek çok fazla söz yok ben sadece tebrik ediyorum, demagoji konusunda ustalıklarından dolayı. Respect!

Gelelim işin tribün boyutuna maçın ertesi gününden itibaren gözaltılar yapılıyor ardından  1 yıl seyirden men cezası verilip serbest bırakılmalar görüyoruz. Henüz hakkında ''suç örgütü kurmak ve bu örgüte üye olmak'' ile suçlananını görmedim. Muhtemelende göremeyeceğiz, 4 ay özgürlüğü elinden alınanda olmayacak, 6222 sayılı yasada uygulanmayacak.

Yasanın zaten Bursaspor camiası için çıkarıldığı çok açık. Gençlik ve Spor Bakanı bugün çıkmış diyor ki ''Çıkan olaylarda gözaltına alınanlar MAALESEF tutuklanmadı'' Yahu neden maalesef ? Yasa aynı yasa, Bursa'da x kararı verilirken İstanbul'da nasıl y kararı veriliyor ? Bu ülkede adalet hakimlerin keyfine mi bağlı ?

E-Bilet desen zaten patlamış. Geçtiğimiz aylarda TFF'nin Olimpiyat, Kasımpaşa, Beşiktaş, Galatasaray, Bursa ve Trabzon'da ki stadyumlarda yürürlüğe girecek dediği uygulama neden bu derbide uygulanmadı ? Bursa'da insanlar tek tek TC Kimlik Numaralarını vererek bilet alırken İstanbul'da bu uygulama neden hayata geçirilmiyor ?

Bu işin neden bir standartı yok ? Adil olmak bu kadar zor birşey değil ya, gerçekten. Bizim tek isteğimiz ADALET ! Ancak tüm uygulamalarda hep pilot  şehir olmaktan bıktık usandık artık. Çok birşey istemiyoruz kartlarınızı açık oynayın, dürüst olun bu yasalar bu uygulamalar Bursa şehri  - Bursaspor Kulübü için çıkartıldı açıklaması yapın bizde rahatlayalım sizde. Başka türlüsü gerçekten mide bulandıran cinsten oluyor.

Neyse elbet bir gün bu ülke futboluda temizlenecek umuduyla Akhisar Belediyespor maçını bekleyelim bakalım...

24 Eylül 2013 Salı

Yaşananlara Dair...

Şampiyonluk sonrası bir türlü bahtsızlık bırakmadı yakamızı. Biraz geçmişe baktımızda açılan davalar, yargılamalar, yaşanan olaylar, futbolun içindeki rezalet süreç, İbrahim Yazıcı'nın vefatı, beş adaylı kongre, yeni başkan seçimi, projeler, gönderilenler ama gelemeyenler futbolcular, Avrupa hüsranı, teknik direktör değişikliği, yaşanan puan kayıpları. Kısacası son yıllarda yaşananlar böyle özetlenebilir.

Gelelim şu anki durumumuza...

Hatırlanacağı üzere Haziran ayında Bursaspor, tarihinde ilk defa 5 (beş) adaylı bir seçime gitmiş ve bu adaylar arasından Erkan Körüstan, Bursaspor başkanlığına gelmişti. Erkan Körüstan'ın projeleri arasından beni ilgilendiren tek kısım altyapıydı, bu konu hakkında bir girişim yapıldı ama kısa zamanda işleyecek bir durumda değil, zamana ihtiyacı var. Tutar mı tutmaz mı? Orası zamanı geldiğinde gün yüzüne çıkacak.

Bursaspor'un şu anda bu durumda olmasının tek nedeni var oda kadro yetersizliği. Tribünden, ekran başından bile eksikliği görülebilen yerlere kulübe ve yönetim sessiz kalınca bu gibi sonuçların ortaya çıkması gayet normal. Edu'ya yetersiz deyip yerine Şamil ve Yasin'i koymak nasıl bir zihniyet ürünü anlamakta güçlük çekiyorum hatta anlayamıyorum. Peki böyle bir duruma nasıl yönetim el koymaz onu hiç anlayamıyorum.

Bu şekilde bir anlayışla Bursaspor'un hedefi üst sıralar olamaz, dilde telaffuz edebilirsin ama skor anlamında sonuçlar ortada. Saha içindeki mücadelede özgüven büyük bir paya sahip, özgüven size futbol oynamadan maç kazanma şansını verir ama şu anda büyük bir güven eksikliği söz konusu ve en kötüsü gün geçtikçe futbol anlamında kötüye giderken kaybedilen puan sonrası futbolcular gibi tribünde de güven eksikliği yaratıyor.

Hiçbir şey bitmiş değil, sadece Cuma günü Akhisar karşısında güzel bir oyunla sahadan galip ayrılmamız gerekiyor. Umarım devre arası transferleri konusunda yönetim ve teknik heyet çalışmalarına çoktan başlamışlardır, bu sezon bu kulübe ile bitmez...

1 Eylül 2013 Pazar

Özlemişiz...



Galatasaray'a karşı iyi oyun ve kaçan galibiyet sonrası yeşerttiğimiz umutlarımız Antalya deplasmanı öncesi galibiyetten başka beklenti bırakmamıştı. Daum'da Galatasaray maçında oynanan oyundan memnun olacak ki ilk 11'i bozmamış, sadece Galatasaray maçındaki yedeklerden Musa-Süheyl yerine Okan-Serdar ikilisini kadroya dahil etmişti.

Umutlu başladığımız maçın henüz 4.dakikasında Şener'in kaptırdığı top İbrahim'in çalım yemesiyle birleşince maça 1-0 yenik başladık adeta. Ancak geriye düşmemize rağmen oyuna ağırlığını koyan taraf bizdik, Antalyaspor gerçekten beklediğimden kötü bir takım olmuş ya da bizim maçta böyle denk geldi. Golün şaşkınlığını üzerimizden atar atmaz Antalya kalesini ablukaya almaya başladık önce Civelli'nin yine şahane pasında Batalla Pinto'yu tekte görebilse eşitlik gelebilirdi, ardından Murat'ın çaprazdan girdiği pozisyonda topu anlamsızca soluna almaya çalışması ve Belluschi'nin arapasında Pinto'nun karşı karşıya kaçırması hep golün habercisiydi. Nitekim 36'da Murat ve Batalla'nın katkılarıyla Pinto topu boş kaleye göndermeyi başardı ve gol orucunu bozarak dengeyi sağladı.

İkinci devre oyuna hakimiyetini sürdüren takımımız 56'da Taiwo'nun iyi kestiği ortada Hakan'ın uzaklaştıramadığı topta Murat ile golü buldu ve öne geçmeyi başardı. Golden sonra takımın 3'ü bulmasını beklerken Emre Güngör'ün insanlık dışı faulü ile sakatlanan Belluschi'nin oyundan çıkmasıyla maç bir anda kalbe zarar moduna girdi. Daum Belluschi'nin yerine Serdar'ı oyuna soktu ve 3 oyuncunun birden mevkisini değiştirdi. Serdar'ı sağ beke, Şener'i sağ açığa Murat'ı ise orta sahaya yollayan Alman teknik adamın bu kumarı maçın 2-1 bitmesiyle tutmuş oldu. Riskli bir değişiklikti bana göre çünkü Antalyaspor değişiklikten sonra Serdar'ın kanadından epey yüklendi ancak golü bulamadı olası bir golde hüsran yaşanabilirdi.

Maçın sonlarına doğru Pinto ile bir gol daha bulsakta yardımcı hakemin yanlış bayrağı ile gol iptal edildi ve maç 2-1 sona erdi. O golün asistini Şener'in yaptığınıda söyleyelim, Daum'un değişikliği her ne kadar sağ beki aksattırsada sağ açığa daha bi işlerlik kazandırmıştı. Pinto dedik onla devam edelim uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar çok gol pozisyonuna girdi. (1'i sayılmasada) 2 kez ağları havalandırdı bir tane karşı karşıya kaçırdı bir kaç net pozisyonda da maalesef topu ezdi. Sol kanatta Taiwo'nun bir kaç ortası dışında hiç kullanmadığımız bir maçta bence iyi pozisyona soktuk Pinto'yu bir de her iki kanadı işler halde kullanabilsek dahada gollerini arttıracaktır Şilili yıldız. Onun haricinde bir alkışta tabiki yine Civelli'ye, haftanın milimetrik pasını yine attı ve savunmada hatasıza yakın top oynadı.

Belluschi'yi sakatlayan Emre Güngör ile Batalla'yı resmen döven İbrahim Dağaşan'ın şu maçı atılmadan tamamlamaları büyük lütuf. Artı Belluschi'nin sakatlandığı pozisyonda avantajı oynatmayıp maçı durduran Barış Şimşek dün hakikaten vasat bir maç yönetti.

3 puanı alsakta Belluschi'yi 4-6 hafta kaybetmek galibiyeti gölgeledi. Yokluğunda inşallah Emre Pehlivan formayı kaparda Musa'ya katlanmak zorunda kalmayız. Artık gözler takıma yapılacak takviyelerde ve Beşiktaş maçına en hazır şekilde çıkmakta. Umarım o maçı taraftarın muhteşem desteği ile kazanırız ve evimizde bir galibiyet sevinci yaşarız.