Lig TV'nin bu sezonki yeni trendi maçlarda uyguladığı sms yoluyla katılınan ''Sizce kim girsin ? Kim çıksın'' uygulaması. Bunu bir maçla kısıtlı tutmayıp Türk Futbolu üzerinden genelleyerek bir vicdani sms oylaması yapalım dedim. Sonuç belli; ''Adalet girsin, şikeciler ve yandaşları çıksın''
Türk Futbolu 3 Temmuz'dan bu yana gelmiş geçmiş en büyük sınavını veriyor. Başrolde 22 Mayıs gecesi ''Siz hepiniz, biz tek'' görselleri yayınlayarak şampiyonluk kutlayan ancak nasıl olduysa 3 Temmuz'dan sonra ''Sadece biz mi yapıyoruz?'' savunmasına geçip herkesi yanına çekmeye çalışarak oldukça komik duruma düşen bir camia var.
Komiklikler bununla da sınırlı değil. Bir tarafta malum suçlamalarla uzun süredir tutuklu bulunan Başkanlarının ''Beni tüm Türkiye'nin gözü önünde yargılasınlar. Her suçlamadan aklanacağız.'' lafları. Bir taraftan aynı camianın ''Küme düşme kaldırılsın'' teklifini dillendiren ikinci Başkanı. Bu ne perhiz ? Bu ne lahana turşusu durumu yani. Madem aklanacağını düşünüyorsun ve kendinden eminsin ne diye talimatlarla oynamak istiyorsun diye sormazlar mı adama ? Kendinizle çeliştiğiniz sürece üzerinizdeki o damga çıkmayacak ve salt futbol sevgisi olan taraftarlar tarafından sürekli ''çıkması gereken kişi/kurum'' olarak görüleceksiniz! Sadece malum camiayı bu hale düşüren insanlarda değil bu pisliğe bulaşan başkan, yönetici, antrenör, futbolcu, malzemeci kim varsa Türk Futbolu'ndan temizlenmeli değil kazınmalıdır.
İşin bir de yayıncı kuruluş boyutu var. Bu süreçte malum camialar tarafından hoşnut karşılanmayacak haberleri 5-6 saat gecikmeyle veren internet siteleri, son tahliye olaylarını son dakika olarak herkesten önce verdi. Süreç başından bu yana tarafsız olamadılar. Aslında onların durumu tamamen duygusal. Ocak 2010'da 4 senelik yayın haklarını kapsayan ihaleyi tam 321 milyon Dolar vererek kazandılar. Bu kadar büyük bir yatırımı yapan şirketten tarafsızlık beklemek dünyanın en saçma şeyi. Ancak son oynadıkları ''mahkeme kozu'' yakışmadı. (Belki de onlara yakışan buydu bu ayrı konu) Ne yani şimdi decoderler iade edilmesin diye ortada yenmiş bir hak varsa buna göz mü yummalı futbolseverler ? Ben bu yaşıma kadar çok büyük paralarla haşır neşir olmuş biri değilim ancak şunu çok net söyleyebilirim ki futboldaki bu kir temizlenmedikçe zarar etmeye mahkumsunuz. Ve bu lige en çok parayı yatıran sizler bu futboldaki temizleme operasyonunun en büyük destekçisi olmalıydınız. Şuna inanın ki gerçek futbolseverler için ligdeki 18 takımın ismi önemsiz, temiz bir futbolu kirli futboldan daha kolay pazarlayabilirdiniz. Ancak taraf olduğunuz için Türk Futbolu'ndan çıkması gereken kişi/kurumlar listesinde sizde varsınız.
Çıkması gereken bir diğer kurum ise hepinizin tahmin ettiği gibi TFF. Göreve geldiklerinden bu yana doğru attıkları tek adım bana göre Oğuz Çetin'in görevine son vermekti. Şike kararının sezon sonuna atılması, iddianamede adı geçen Fenerbahçe'yi Avrupa'ya göndermeyip Beşiktaş ile Trabzonspor'u gitmesine izin verilmesi, çıkartılan play-off saçmalığı, Türkiye Kupası'nda değiştirilen statü ve daha niceleri. Sahi geçen sezonun kupa ve lig şampiyonları arasında oynanması gereken Süper Kupa Finali ne oldu ? Size de cevap aynı; çıkışlar sağdan ilerleyelim beyler...
Kısa ve öz; Türk Futbolunun bulanmış olduğu çamurdan kurtarmak için çaba sarfetmeyen ve temizleme operasyonuna destek vermeyip köstek olan kim varsa koltuklarını bırakıp defolsun gitsin.
Bizim ihtiyacımız olan tek şey adaletin ta kendisi. Ve 3 Temmuz'dan bu yana oyuna sokamadığımız tek kavram maalesef adalet. Bundan sonra ne olacak ne bitecek hep birlikte göreceğiz. Para ile Adaletin savaşında galip kim olur bunu zaman göstericek. Ancak olası bir talimat değişikliği ve küme düşmenin kaldırılması bu ülkede 3 Temmuz'dan bu yana azalan güveni tamamen ortadan kaldırır. Bu güvenin tekrar yükselişe geçmesi için ''adalet'' oyuna girmelidir ve inanıyorum ki er ya da geç girecektir! Bu adaleti sağlayan kişi/kurum kim olursa olsun benim gözümde Türk Futbolunun kurtarıcısı olacaktır. Ve ülke futbolunda temiz bir sayfa açma fırsatı aylardır bir kenarda dururken ne yazık ki çoğu kişi/kurum bu pisliği meşrulaştırmanın peşine düşmüş durumda.
Son satırları aşığı olduğum kulübüme ayırayım. Öncelikle bir başka yazımda belirttiğim gibi bu soruşturmadan tertemiz çıkmak benim için ikinci şampiyonluk kadar değerliydi. Bunu sağladıkları için kesinlikle alkışı hak ettiler. Ancak bu alkış seslerinin dahada artmasını istiyorsalar bu süreçte daha fazla medyada boy göstermeliler. Kanun değişikliği konusuna değinmeyeceğim. TBMM, hiç bir bağlayıcılığı olmamasına rağmen Kulüpler Birliği'ni kaale alarak yasayı değiştirdi. Burada partilerin oy kaygısının ne kadar ağır bastığı ortada. Ancak TFF'nin küme düşme ile ilgili talimatnamesinin kaldırılması dedikodularının ayyuka çıktığı bu günlerde Bursaspor Kulübü'nün resmi yayın organları olan Bursaspor TV veya Bursaspor.org.tr aracılığı ile bir açıklama yayınlayarak ; ''Hak eden cezasını çekmeli, talimatname değişikliğine karşıyız. Temiz futbol isteyen tüm Süper Lig kulüplerinden de bu değişikliğe karşı olmalarını bekliyoruz'' mesajı çok açık bir biçimde verilmelidir. Bu ülkenin tertemiz son şampiyon takımının yönetimine yakışacak davranış budur.
Saygılar...
Not 1: Mehmet Ali Aydınlar'ın pazartesi gecesi küme düşme cezası ile ilgili talimatnameyi değiştirmeyeceğiz açıklamasından önce kaleme almıştım bu yazıyı, ancak sayın Başkana güvenim olmadığı için yazıda herhangi bir düzenleme gereği duymadım, bilginize.)
Not 2 : Bursaspor Kulübü dün yaptığı açıklamayla son paragrafı ben bu yazıyı yayınlamadan bir nebze de olsa yerine getirmiş oldu ancak yazının ilk haline dokunmayalım diyerekten bu notu da düşelim dedik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder