30 Ekim 2012 Salı

9. Haftanın Ardından


Süper ligde ilk devrenin yarısından fazlasını geride bırakırken Bursasporumuzun neler yaptığına kendi penceremizden bir bakalım.

Ligde çıktığımız 9 karşılamadan 3 galibiyet, 4 beraberlik ve 2 mağlubiyet ile 13 puan toplayarak haftayı 7.sırada tamamladık.

Oynadığımız karşılaşmalarda kalemizde gördüğümüz 10 gole, 13 golle karşılık verdik. Bursasporumuzda en golcü isimler; 3'er golle ilk sırayı Batalla ve Pinto paylaşırken diğer gollerimiz Sestak, Okan Deniz, Belluschi, Musa, Ömer, İbrahim ve fenerbahçe karşılaşmasında Serdar Kesimal'dan geldi.

Burada bir parantez açmak gerekiyor sanırım. Evimizde oynadığımız Karabükspor karşılaşmasında beraberlik golünü çift vuruşta Batalla'nın Pinto'ya pasında Pinto düzgün bir vuruş yapmış ve İbrahim'e çarpan top gol olmuştu. TFF kayıtlarında bu atılan gol İbrahim'e yazıldı. Bu durumda Pinto'nun 4 golü var desek yanlış bir cümle kurmuş olmayız.

Attığımız gollerde diğer bir nokta ise iki sezon boyunca penaltı kullanmayan Bursasporumuz 9 haftanın sonunda Karabük ve Elazığspor karşılaşmalarında olmak üzere iki defa beyaz noktaya geldi ve Pinto iki penaltı golüne imza attı.

İlk dokuz hafta itibariyle gol bulamadığımız tek maç sahamızda oynadığımız İstanbul Belediye maçı olurken; kalemizi gole kapattığız maçlar ise ilk hafta deplasmanda oynadığımız Kayserispor maçı ve bu hafta deplasmanda ilk galibiyetimizi aldığımız Trabzonspor karşılaşmaları oldu.

Kart Raporu

Lig karşılaşmalarında toplam 19 sarı kart gören Bursasporumuz, tek kırmızı kartı ise ilk hafta Kayserispor deplasmanında 2.sarı karttan Hakan Aslantaş gördü.

Sarı kart gören isimler; Hakan (2), Musa, N'diaye (3), Pinto, Vederson (2), Belluschi (2), Ömer, Tuncay, Basser, Sestak, İbrahim (2), Bangura ve şu anda kiralık olarak Denizlispor forması giyen İsmail Haktan oldu.

Bursasporumuzun kart görmediği tek maç ise 8. haftada evimizde oynadığımız Fenerbahçe karşılaşması oldu.

Avrupa Karnesi

UEFA Avrupa Liginde 4 maça çıkan Bursasporumuz karşılaşmalardan 2 galibiyet ve 2 mağlubiyet ile ayrıldı. Eleme turunda Finlandiya ekibi Kups ile karşılaşan takımımız ilk maçında deplasmanda sahadan 1-0'lık mağlubiyet ile ayrıldı. Rövanş karşılaşmasında ise Bursa Atatürk Stadyumunda 6-0'lık tarihi bir skora imza atan takımımızda son golü atan Ozan Tufan ise Avrupa Liglerinde gol atan en genç oyuncu ünvanına sahip oldu.

Turu geçen Bursasporumuz Play Off karşılaşmasında Hollanda ekibi Twente ile eşleşti. İlk maç sahamızda 3-1 sonuçlanırken rövanş karşılaşması ise trajik bir şekilde ikinci uzatma yarısının sonlarında gelen golle 4-1 sonuçlandı ve Bursasporumuz Avrupa'ya veda etti.

Bursasporumuz bu yıl Avrupa'da 10 gole imza attı. Atılan gollerde Pinto ve Batalla 3'er golle ilk sırayı alırken diğer goller; İbrahim, N'diaye, Ozan Tufan ve Sestak'tan geldi.

Avrupa'da 16 sarı kart gören Bursaspor, tek kırmızı kart ise Hollanda'da oynanan rövanş maçında Twente karşısında ikinci sarı karttan Basser gördü.

Avrupa'da kart gören oyuncularımız ise; Ozan İpek, Pinto, Serdar Aziz, N'diaye, Hakan Aslantaş, Musa (2), İbrahim (2), Batalla, Ömer (2), Basser (2), Carson ve şu an kiralık olarak Denizlispor forması giyen İsmail Haktan oldu.

Kaldığımız Yerden

10.haftada 5 Kasım Pazartesi 20.00'da Bursa Atatürk Stadyumunda oynayacağı Kasımpaşa maçı ile devam edecek olan Bursasporumuzun kalan maçları ise şu şekilde;

11.hafta Jimnastik (deplasman) 9 Kasım Cuma 20.00
12.hafta Mersin İdman Yurdu
13.hafta Antalyaspor
14.hafta Akhisar  (deplasman)
15.hafta Orduspor
16.hafta Eskişehirspor  (deplasman)
17.hafta Gençlerbirliği

Şu ana kadar alınan puanlara bakılacak olduğunda kaçan puanlara üzülmemek elde değil. Ama malum futbol hatalar oyunu. Umarım bu haftadan sonra yapılacak hatalar minimuma iner ve toplayabileceğimiz maksimum puanı toplarız.

Güzel bir seri için, vurduğun gol olsun Bursasporum.

29 Ekim 2012 Pazartesi

Horon out, Tango in !




Bugüne kadar Trabzon'da hiç galibiyet alamayan bir Bursaspor vardı, taa ki düne kadar. Ertuğrul Sağlam yönetiminde 4. senesini doldurmaya yaklaşan ve  bir çok ‘ilk’e  imza atan Bursasporumuz dün bir tarih daha yazdı.  Yeşil beyazlı takımımız dün gece Avni Aker’de kendilerini yalnız bırakmayan yaklaşık 600 taraftarına ve koca bir şehire unutulmaz bir gece yaşattı. Geceye damgasını vuran isim ise kuşkusuz attığı gol ile Pablo Batalla’ydı.

Ertuğrul Sağlam cezası nedeniyle takımı başında sahaya çıkamasada Fenerbahçe maçının ilk 11’ini bozmamıştı.  Her ne kadar maç öncesinde bazı kesimlerce ilk 11’imiz  ‘’Serdar yine yok!’’ diye eleştirel bir dille bildirilsede 1.96’lık Janko’ya karşılık Ömer Erdoğan tercihi sorgulanmamalıydı. Ligde ilk haftadaki  Kayserispor mücadelesinden bu yana her maçta kalesinde gol gören takımımız dün bu hastalığınada son verirken Carson ile beraber Ömer Erdoğan ve İbrahim Öztürk’te bu başarının mimarı oldular elbette. Her ne kadar Janko özellikle 1-0’dan sonra kapandığımız sürede hava toplarının bir çoğunu alsada neticede takımımız sahadan galip ayrılmasını bildi.

Maçın geneline baktığımızda gole yakın olan taraf hep bizdik.  Batalla’nın adeta yoktan var ettiği golün dışında özellikle Zeki Yavru’nun hatasında önce Vederson’un sonra Pinto’nun kaçırdığı fırsat, Belluschi’nin 90’a yolladığı ve Onur’un aynı güzellikte çıkardığı müthiş şut, Ömer Erdoğan’ın altı pasın içinde bomboş durumda üstten auta vurduğu pozisyon  vs...

Dünkü mücadelenin yıldızı şüphesiz Batalla’ydı. Süper bücür inanılmaz işler serisine Avni Aker’i  61.dakikada yıkan golüyle bir yenisini daha ekledi. Tangocu adeta ‘’Futbolu zekayla oynayan adamın hali başka oluyor’’ dercesine mükemmel bir gole imza attı. Pablo’nun dışında dünkü maçın gizli kahramanı bana göre vatandaşı Fernando Belluschi’ydi.  Maçın henüz bireysel istatistiklerine bakmadım ama dün oynadığı futbol oldukça iyiydi. N’Diaye ile gerçekten çok uyumlu bir ikili oldular ve onun bu takıma ayak uydurup sorumluluk alması bize gerçekten sınıf atlattırabilir. Takım adına son olarak Pinto’ya değinmeden geçmek istemedim. Milli Takım dönüşü uzun bir yolculuktan sonra çıktığı Fenerbahçe maçında çok etkisiz kalan Şilili yıldız dün de kendisinden bekleneni veremedi. Umarım önümüzdeki Kasımpaşa maçında atacağı gol veya gollerle o da özüne döner .

İlker Meral’den bahsetmesek olmaz elbette. Son dakikada verdiği karar bence verilsede verilmesede olurmuş. Tamamen hakem takdirine kalmış bir pozisyonda İlker  Meral takdir hakkını bizden yana kullandı olay bu. O pozisyonun haricinde Mustafa Yumlu’nun Vederson’a tekme attığı pozisyonu sarı kartla geciktirmesi tamamen skandaldı! Bu iki pozisyon dışında başka maçın kaderini etkileyecek bir olayda olmadı sanırım.

Dün gece sevinci gölgeleyen tek şey maç sonu Başkanımız İbrahim Yazıcı’nın rahatsızlanmasıydı. Neyse ki durumu iyiymiş, ona da acil şifalar dileyelim. Trabzon galibiyetiyle açtığımız yolu Kasımpaşa ve Beşiktaş serisinden alacağımız 6 puanla taçlandırdık mı ihtiyacımız olan ivmeye ulaşacağız inşallah. Ligin genel durumuna baktığımızda  bu yolun sonunun ŞAMPİYONLUK olmaması için hiçbir neden yok. Birlik ve beraberliğimizi boz(dur)mayalım yeter!  Tekrardan teşekkürler  Ertuğrul Sağlam, takımının başında sahaya çıkamasanda oluşturduğun kadro ve taktikle bir ilk’e daha imza attığın için, tekrardan teşekkürler Bursasporum, tekrardan teşekkürler Avni Aker’de takımı yalnız bırakmayan koca yürekli insanlar...

Fotoğraf: Emre Koşak

İlkler



Deplasmanda diş geçiremediğimiz tek takımdı Trabzonspor taki dün akşama kadar. İyi mücadeleye rağmen Elazığ, Antep, Sivas ve Fener beraberliklerinden sonra çıkış arayan Bursasporumuz bu defa bekleneni yaptı ve iyi bir mücadele ile sahadan galip gelmeyi başardı...

Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe karşısında anlamsız bir şekilde tribüne gönderilen Ertuğrul hocanın cezasına itiraz edilmiş ve tahkim bu itirazı kabul etmeyip cezayı onamıştı. Burada aklıma takılan bir şey var, ceza alan hocaların cezası ertelenemiyor muydu? Yanlış hatırlamıyorsam Fatih Terim'in 3 maç ertelenen cezası yok mu?

Tribünde yerini alan Ertuğrul hocanın yerine sahada yardımcı antrenör Mutlu Topçu yerini aldı. Açıkça söylemek gerekirse futbolcuların bu durumdan etkileneceğini düşünmüştüm fakat bu durum futbolcularımızı daha da motive etmiş olmalı ki mücadeleyi hiçbir zaman için bırakmadılar.

Takımımızda herkes elinden gelenin en iyisini yaptı, dikkat çeken isimlerin başında Batalla, Belluschi, Ömer ve Vederson geldi bana göre.

Batalla; komple bir futbolcu. Gerek saha içi gerek saha dışı tavırları, topu ayağına aldığında ortaya koyduğu rahat tavırlar ve attığı paslar muhteşem. Sürekli söylerim yaşım elvermediği için Mesut Şen ve rahmetlik Nejat Biyediç'i izleyemedim ama Batalla'yı canlı canlı izlemek ve O'na şahit olmak mükemmel bir duygu. İyi ki varsın cep Herkül'ü...

Belluschi; geldiğinden beri orta sahanın ortası daha verimli olmaya başladı. Kanatlardan etkili olan takımımız O'nun takıma kazandırılmasından sonra farklı bir çehreye büründü. Zamanla N'diaye ile birlikte daha da iyi işlere imza atacaktır. Beklenmedik anda kaleyi bulan şutları muazzam. Tek eksiği ise alternatif olarak sağ kanatta da oynayabilen Belluschi bu maharetini Bursaspor'da gösteremiyor olması.

Ömer; son yıllarda düşüşe geçen kaptan özellikle iki haftadır çıkışa geçenler arasında. Adeta gençlere taş çıkarıyor. Serdar'ın sakatlığı atlatmasına rağmen formayı alamamasını Ömer'in yükselen formuna bağlıyorum.

Vederson; günden güne dökülen saçlarımın tek sebebi sensin. Ne zaman top senin ayağına gelse heyecanlanamıyorum. Aldığın her topu önündeki rakibe nasıl nişanlayabiliyorsun anlayamıyorum. Tek içeri kesebildiğin top ise kaleci Onur'da kaldı. Onur'u geçsede içeride kimse yoktu.

Bir parantezde Pinto'ya açılması gerektiğini düşünüyorum. Son zamanlarda bariz bir düşüş var kendisinde. Umarım Kasımpaşa maçıyla birlikte gol makinası tekrar işinin başına döner.

Maç sonu fenalaşıp hastaneye kaldırılan Başkan İbrahim Yazıcı'ya geçmiş olsun dileklerimi ileteyim, bugün Bursa'ya dönmesi bekleniyormuş ve durumu ciddi değilmiş.

Trabzon'a gidemediğimiz için maç sonu rotamızı Yenişehir'e çevirdik. Yolda çevirmeye takıldığımız için havaalanına yetişemeyeceğimiz için Yenişehir-Bursa çatrağında beklemeye başladık ve gelen konvoya katıldık. 8-10 araç varken Özlüce'ye yaklaştığımızda nasıl 3-5 araç kalmamıza çok şaşırdım, esas şaşkınlığı tesislerin önünde yaşayacağımdan haberim yoktu tabi ki...

Tesislerin önüne geldiğimde büyük bir şok yaşadım. Konvoyla gelen 3-5 araç ve bizden başka kimse yoktu desem yanlış bir cümle kurmuş olmam herhalde.

10-15 kişilik bir topluluğa ve özellikle o saatte orada bulunan 3-4 tane minicik kardeşimizin bir merhabasını bile çok gören futbolcularımız vardı ve içlerinde bağrımıza basıp geleceğimiz dediğimiz isimler.

Ne olur yani bir kaç dakika dursan? Orada bulunanlar tebrik etse ne olur yani? Çok mu zor bir şey bu?

Tesis çıkışında duran ilk araç Belluschi - Batalla ikilisiydi. Öyle önüne falan atlamada yok, kendi isteği ile sağa çekti ve resim çektirmeye başladı.

Belluschi'nin arkasında Vederson'da durmak zorunda kaldı ve O'da resim çektirip tebrikleri ve teşekkürleri kabul etti.

Onların ardından Basser ve Pinto tesis çıkışı duranlar arasındaydı ve gayet sıcak bir şekilde orada bulunan taraftarlarla fotoğraf çektirip ayrıldılar.

Kaptan Ömer ve Murat Yıldırım'da durup tebrikleri kabul etti fakat biri vardı ki...


Tahmin etmişsinizdir muhtemelen, kendisi Hakan Aslantaş...

Adamın ham maddesi olduğunu düşünüyorum. Yetenekleri sınırlı olsa da saha içinde hırsı ve mücadelesi, saha dışında ise sıcak kanlı ve samimi duruşuyla bambaşka bir insan. Neredeyse aracından aşağı inecekti resim çektirmek için.

Hepinize sonsuz teşekkürler. Bize ilkleri yaşattığınız için. Durmak yok, sırada Kasımpaşa var..

Hız kesme Timsah'ım...

(Fotoğraf : Barış Yalım)

27 Ekim 2012 Cumartesi

En Değerlim

Dünyanın her yerinde, çoğu insan bir çift renge sevdalıdır, belki demeyeceğim kesinlikle ilk aşkınızdır o bir çift renk.

Babaların omuzlarında başlar çoğu zaman bu hikayeler ve herkese göre farklılık gösterir...

Kimi başarılara vurulmuştur, kimisi ise hüsrana vurmuştur kendini. Kimi hep sevinçlidir sürekli şampiyonluk yaşar ve sevinir, kimi ise şampiyonluk nedir bilmez. Kimisi ise o kadar şanslıdır ki sevdalı olduğu takımın ilk şampiyonluğuna tanıklık eder. Dünyada eşi benzeri çok azdır bu tip insanların...

Babamdan gelir Bursaspor'a olan sevdam, ilk gittiğim maçı dahi hatırlamam, altıma işediğim dahi olmuş tribünde. Epey eziyet çektirmişim babama, kendisine ne kadar teşekkür etsem az...

Gençliğimin en güzel yıllarını kümede geçirirken, en güzel günleri görmek içinse çok beklediğim söylenemez, 23 yaşındayken yaşadım o muazzam günleri ve o eşsiz geceyi. Yani en kötüsünü ve en güzelini gencecik yaşımda yaşadım. İkisinde de tek ortak pay  Bursaspor sevdasıydı, çünkü 15 Mayıs 2004'ü yaşarkende, 16 Mayıs 2010'u yaşarkende sadece Bursaspor'a olan sevdamızı haykıranlardandık.


Benim en değerlimi sizlerle paylaşmak istedim. 16 Mayıs 2010 günü Bursa'da şampiyonluk maçının bileti.


Aklınızdan geçecektir, "Ne var yani, bu bilette 20.000 kişide var" diye. Ama bu bilet diğerlerinden farklı..

Farkı ise bu biletin okutulmamış olması...

Maça bilet aldığı halde fabrikadan izin alamadığı için maça gidemeyen bir tanıdığımdan temin edilmiştir. Kendisine sonsuz teşekkürler...

26 Ekim 2012 Cuma

Nereden Nereye... - Scott Carson



2003-2005 Yılları  / Leeds United 












 2005  / Liverpool




2006  / Sheffield Wednesday
















2006-2007 Yılları / Charlton















2007–2008 Yılları / Aston Villa


2008-2011 / WBA









 2011 - 2013 / Bursaspor

Bursaspor Transfer Reçetesi # 1


Tanı : Serdar Aziz'in sakatlağını ardından takımda stoper eksikliği net olarak göze çarptı.

İlaç : Molde'nin 24 yaşındaki stoperi Vegard Forren

Ola Gunnar Solskjaerli son şampiyon Molde'nin savunma oyuncusu...
Geçen çok istikrarlı performans göstermiş 30 maçın 29'unda formasını giydi.Zaten
dört sezondur düzenli olarak forma giyiyor...
2007 yılında KIL/Hemne - Molde,Norveç Kupası maçında keşfilen Forren 5 sezondur burada.Bir stoper için gerçekten iyi tekniği var. Sol ayaklı stoperlerden biri olan Forren top çıkarmada iyi. Oyunun yönünü değiştirmede,oyunu açmada başarılı. Yani top çıkarabilen bir stoper..Aşağıdaki videodan bunları görmek mümkün...18 Ocak'ta Norveç'in Tayland ile oynadığı hazırlık maçında da milli formayı sırtına geçiren Forren'in peşinde birçok takım var


Video için tıklayın...

Geleceğin Ibrahimovic'i / Oğulcan Çağlayan




Bursaspor alt yapısı Türkiye’nin üretkenlik bakımında ilk 3’te yer alabilecek hatta birinci sırada yer alacak bir yapı. Sürekli göç alan bir kent olan Bursa’nın  profesyonel liglerinde yer alan takımlar arasında tek Süper Lig’de oynayan ekibi olması ve bu nedenle geniş oyuncu havuzuna sahip olması , büyük fırsatlar sunuyor kulübümüze. Alt yapıdan birçok futbolcunun çıkmasını sağlıyor… Başta Sercanlar , Volkanlar , Serdarlar , Muhammedler , Erenler , Okanlar diye diye bu liste uzar gider…

Neyse asıl konumuz son dönemde Bursaspor alt yapısında gösterdiği performans ile herkesi mest eden ve geçtiğimiz günlerden Bursaspor A takımına çıkan 96 doğumlu bir futbolcu…
Oğulcan Çağlayan…

Oğulcan Çağlayan , taraftarlar arasındaki lakabıyla ‘’ ÇAĞLAYAN ‘’ 1996 Mart ayının 22’sinde 360 bin küsür nüfusuyla Ankara’nın 16 metropol ilçesinden biri olan ALTINDAĞ’da gözleri dünyaya açıyor.

Her Türk erkek çocuğu gibi mahalle aralarında , sokaklarda top oynamaya başlıyor Çağlayan. Geleceğin temelini Ankara sokaklarında atarken antrenörler tarafından  sportif olarak zaman zaman çok iyi işler yapan ama taraftar desteği olarak bir Ankaragücü , Gençlerbirliği kadar destek bulamayan Ankaraspor’a katılıyor.

O dönemler şuan Bursaspor A takımında bulunan ve Avusturya kampına katılan yeni Batalla olarak adlandırdığımız Furkan Soyalp’ta Ankaraspor’da oynuyordu ve aralarında bir yıllık jenarasyon farkı vardı…

GOL MAKİNESİ HAREKETE GEÇİYOR

Akademi Ligleri’ndeki ilk sezonunda yani 2009-2010’da takımının Türkiye Finalleri’ne katılmasındaki önemli paylarından birine sahip olan Oğulcan 28 maçta forma giydiği sezonda 14 gol atıyordu ki play-off maçında kadrosunda Enes Ünal’ı , Emirhan Çolak’ı , Enes Ata’yı bulunduran Bursaspor U-14 takımını boş geçmeyip ağları sarsıyordu

Ankaraspor’un ligden düşürüldüğü dönemleri hatırlarsınız. Futbol Federasyonu'nun  Ankaraspor'u , kapatma kararının ardından bünyesindeki futbolcuları teker teker başka takımlara transfer olurken Furkan Soyalp ile birlikte Bursa’nın yolunu tutup yeni bir maceraya yelken açıyordu. O yaşta bir çocuk için şehir değişikliği , ortam değişikliği ve en önemlisi ailesinde uzak kalma gibi etkenler çok önemli şeyler...

Tercihinden dolayı mutlu olduğunu belirten Oğulcan ‘’ Bursaspor’u tercih ettiğim için çok mutluyum. İnsan görünüşüyle karşılanır, kişiliğiyle uğurlanır. Biz de Bursaspor kültürünü alarak ilerliyoruz” diye  de ekliyor Bursaspor TV’ye verdiği ropörtajında…

2010/2011 sezonunda Bursaspor bünyesine katılan Oğulcan sezonun ikincinin yarısında forma bulmaya başladığı ve yavaş yavaş ısındığı Vakıfköy çimlerinde ancak bir gol atabiliyordu..


MÜTHİŞ SEZON

Geçtiğimiz sezon yani 2011/2012 sezonun Oğulcanın kısaca alt yapı kariyerinde zirveyi , bulduğu yıl oluıyor. Sezon başında U-15 'in katılıdğı Romanya’da düzenlenen Cupa Stelelor Estului turnuvasının kazanan takımın kadrosunda bulunan genç oyuncu , Türkiye şampiyonu olan U-17 takımınının kadrosunu da girmişti. Balkan Kupası’nı kazanan Bursaspor U-16 takımınında golcüsü olan Oğulcan milli takıma da tam 16 kez çağırılmıştı.
33’ü Akademi Ligleri’nde olmak üzere 48 gol atmış.


Canlı gözle ilk kez geçen Haziran ayındaki Balkan turnuvasında izleme fırsatı bulmuştuk Oğulcan’ı…Zaten kendi jenarasyonun üzerinde olduğunu hemen belli etmişti turnuvada. O turnuvayı şampiyon bitiren Bursaspor olurken , genç golcü Oğulcan’da gol kralı olmuştu.

Tabii bu yüksek performans onun seviye atlamasının baş faktörlerinden biri oldu. Kendisi şuan yaşına göre U-17 takımında oynaması gerekirken , U-18 takımına yükseldi Orada da gollerine devam etti , onun için kapılar ardına kadar açılmaya başladı.  A2 takımına yükselmeyi başardı. Öyle ki  son 16 günde 8 maça çıktı ve 498 dakika süre aldı.

Belki onun için bu kadar heyecanlanmamızın ya da büyük ümitler beslememizin temel nedenlerinden biri de yeteğinin yanında sahip olduğu çok sağlam karakter.
Yaşının üzerinde davranışları , yaşının üzerinde sözleri ile hakkaten  profesyonel gibi davranıyor. Gerek çeşitli sosyal platformlardan takip ettiğimiz kadarıyla , gerek duyduklarımızda bunları destekler nitelikte… Ayrıca sürekli kendini geliştirmeye çalışması ( hem sportif hem kültürel ) , azmi ile de gelecek futbol yaşantısı nasıl olacağı adına küçük küçük ipuçları veriyor bize…

Uzun süredir alt yapıyı takip eden biri değilim ama şahsım adıma son 2-3 yılda beni en çok heyecanlandıran isimlerden biri kendisi. Kendisine sosyal platformlardanda yazdığımız gibi gelecekte forvet patlaması yaşamasını beklediğimiz Bursaspor'da o formayı terlemetsini , golden sonra Teksas'a koşmasını beklediğimiz futbolculardan...

İş bundan sonra Ertuğrul Sağlam’a kalıyor…Bursaspor alt yapısının Bursa’da bir değer olduğunu göz önüne alarak elden kaçan Muhammed Demir’den , Eren’den de ders alarak bu çocuklara şans vermesi taraftarıyım. Sadece Oğulcan özelinde de değil bu…Enes’i Furkan’ı Batuhan’ı , Ozan’ı…Liste o kadar uzun ki..İnanın bu alt yapının potansiyeli inanılmaz yüksek. Ve bu alt yapıdan bu kadar az yararlanabilmek beni üzüyor açıkçası…


22 Ekim 2012 Pazartesi

Teşekkürler

       
Muhteşem bir atmosfer vardı maç öncesi Arap Parkında. Maraton tribününde taktik veren Mustafa abi çıktı birden davul zurnalı ekiple, bu güzel ortamdan sonra yavaş yavaş tribünlerde yerimizi almaya başladık.

Dışarıdaki atmosfer saha içine de yansımış ki maça hızlı başladık ve sağ taraftan Murat'ın getirdiği topa Batalla'nın arka direğe doğru koşuşu Serdar Kesimal'a hata yaptırdı ve Serdar topu kendi ağlarına gönderdi.

Galibiyet golünden 12 dakika sonra kullanılan kornerde Sow'un ön direğe koşuşunda avantajını kaybeden İbrahim ve topa hamle dahi yapmayan uyurgezer Vederson'un hatasından golü yedik. Malum futbol hatalar oyunu elbette hatalar olacaktır ama Vederson'un orada öylece durmasına gerçekten hiç mi hiç tahammülüm yok.

Hata demişken aslında zincirleme hatalar yapan ve Cumartesi günkü karşılaşmaya kadar yedi maçımızı yöneten, yönettiği maçlarda sadece geçtiğimiz sezon Play Off mücadelesinde ilk galibiyetimizi Sivasspor'a karşı aldığımız hakem sahadaydı. Kim mi o? Tabi ki Yunus Yıldırım...

Yunus Yıldırım, Bursasporumuzun maçını yönetirde hiç hata olmaz mı(?) Geçen sezon Beşiktaş karşılaşmasında Bangura' nın atılması hala hafızalarda tazeliğini koruyor. Bu defa da yaptı yapacağını Yıldırım. Olmadık bir korner kararı verdikten sonra genel menajer Adil Cenkçiler'in dördüncü hakem ile diyaloguna dahil oldu ve sonra beklenmedik bir kararla hocamızı tribüne gönderdi.

İlk yarı sonunda Kuyt'ın Hakan Aslantaş'a attığı dirseği görmedi ya da görmezden geldi.

Nasıl bir kafa yapısı anlamıyorum. Tek bildiğim bu adam objektif değil...

Güzel bir mücadele sonrası sahadan beraberlikle ayrılmak gerçekten üzücü. Sevdindiren tek etken ise oynanan futbolun gelecek adına umut veriyor olması...

Maç sonu sosyal medyada yazılan; "Tuncay rakip fenerbahçe olduğu için oynamadı" benzeri cümlelerde ne yapılmak istediğine anlam veremedim.

En büyük silahı yeteneğinden önce hırsı olan, belirli bir yaşa erişmiş ve Avrupa'da yıllarını geçirmiş futbolcunun böylesi bir saçmalığı düşüneceğine dahi ihtimal vermiyorum.

Takımın çıkıp çatır çatır oynadığı bir mücadele sonrası bunları yazılması ve okunulması üzüntü verici...

Teşekkürler Carson,

Teşekkürler Hakan,

Teşekkürler İbrahim,

Teşekkürler Ömer,

Teşekkürler  Basser,

Teşekkürler N'diaye,

Teşekkürler Belluschi,

Teşekkürler Murat Yıldırım,

Teşekkürler Batalla,

Teşekkürler Pinto,

Teşekkürler Okan,

Teşekkürler Ferhat,

Teşekkürler Sestak,

Teşekkürler Teknik kadro...

ve


 Teşekkürler emek verenler...

19 Ekim 2012 Cuma

Adım Adım


Beklenen oldu ve Gaziantepspor maçında tribünlerde yaşanan olayın ardından verilen iki maç seyircisiz oynama cezası kaldırıldı.

Sporda şiddet yasası kulüpleri korumak için çıkarılmışken, bireysel olarak tribünlerde gerginliğe sebep olan ve bu gerginliğin güvenlik güçlerinden önce tribünde bulunan taraftarlar tarafından engellenmesine rağmen, böyle bir ceza verilmesi en başından beri kabul edilemez bir şeydi zaten.

Hak yerini buldu ve nihayetinde seyircisiz ceza kaldırılmış oldu.

Cezanın kaldırılmasında en büyük getiri şüphe yok ki tribünler olacaktır. Bir kaç haftalık duraklamadan sonra tekrar dolu tribünler önünde oynanacaktır karşılaşma. Biletlerin satışa çıktığı ilk günde (Perşembe) basın sözcümüz Selçuk Eren'in verdiği bilgiye göre 16.000 civarında biletin satıldığı ve muhtemelen kalan biletlerin ise bugün biteceği yönünde.

Muazzam senede neredeyse her hafta taraftara kapılarını açan Özlüce Tesisleri dün akşam bir kez daha  kapılarını taraftara açtı ve takım-taraftar bütünleşmesi gerçekleşti tesislerde. Aslında bu organizasyonun özellikle minik timsahlar için sürekli bir hal alması gerekiyor. Uzaktan gördükleri, sevdalı oldukları armayı taşıyan futbolculara daha yakın olmaları kardeşlerimiz adına çok anlamlı ve önemli.
                   
Takıma bakacak olursak; sahamızda oynadığımız Twente maçında sakatlanan Serdar Aziz takımla çalışmalara başladı ve muhtemelen bu hafta formasına kavuşacaktır. Takımdaki eksik ise son zamanlarda sol kanatta aksayan, Bursa'da yıldızı parlayan "Kuş Avcısı" Ozan İpek'in kadro dışı kalması. Bu kararın takımıza olumlu yansıyacağını düşünüyorum, akıbetini bekleyip göreceğiz.

Adım adım yaklaşıyor Cumartesi günü, sabırsızlıkla bekliyoruz. Gördüğümüz kadarıyla Milli maç arası bize olumlu rakibe ise olumsuz yansıdı. Bu fırsatı değerlendirip yakışır bir mücadele ile üç puanı hanemize yazdırmamız gerekiyor. Zorlu seri başlangıcında üç puan doping etkisi yaratacaktır.

Hazır mısınız? Sıkı tutunun yükselişe geçiyoruz...

14 Ekim 2012 Pazar

Akademi Takımlarımız Rize'yi dağıttı !



Akademi Liglerinde bu hafta Çaykur Rizespor ile karşılaşan takımlarımız 5 kategoride de rakiplerine üstünlük sağlayarak haftayı kapattı. Toplu sonuçlar şöyle;

U14 | Bursaspor 9-0 Çaykur Rizespor
U15 | Bursaspor 3-2 Çaykur Rizespor
U16 | Çaykur Rizespor 0-2 Bursaspor
U17 | Çaykur Rizespor 0-1 Bursaspor
U18 | Bursaspor 2-0 Çaykur Rizespor

Bugün seyrettiğim U18 maçına gelmeden önce hemen diğer takımlarımız hakkında kısa kısa bilgilendirmelerde yapalım.

U14 durdurulamıyor

U14 Takımımızın maşallahı var. Oynadıkları 10 maçta 9 galibiyet 1 mağlubiyet alan oyuncularımız 27 puan ile grubunda zirvede bulunuyorlar. Bu hafta Çaykur Rizespor'u 9-0 ile geçen takımımızda Yağız Aktaş hat trick yaparken, Kadir Altun, Abdullah Hancı, Görkem Çavuşoğlu, Halil Çöl, Samet Yaldız ve Serkan'da 1'er golle skora katkıda bulundu. 44 golle grubun en golcü takımı olan Bursaspor U14 ayrıca yediği 4 golle de grubun en az gol yiyen takımı konumunda.




U15'ten muhteşem geri dönüş

U15 Takımımız ise geride kalan 10 haftada 7 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 mağlubiyet ile yola devam ediyor. Bu hafta Çaykur Rizespor karşısında 2-0 geriden gelerek Haktan Karabulut'un 2 ve Tarık'ın golleriyle maçı 3-2 kazanmayı başaran takımımız grupta 30 gol atıp kalesinde 11 gol gördü.

U16 namağlup devam

Avrupa Şampiyonu apoletli 97 jenerasyonu takımımız bugün deplasmanda Çaykur Rizespor'u 2-0 yenerek galibiyet serisine devam etti. Grupta oynadığı 10 maçta 7 galibiyet 3 beraberlik alan Bursaspor U16 24 puanla 2.sırada bulunuyor. Attığı 49 golle grubun en golcü takımı olan yeşil beyazlılarımız, kalelerinde gördüğü 5 gol ile de grubun en az gol yiyen 2.takımı olarak göze çarpıyor.

U17 zirveyi zorluyor

Bu sezon grubunda zirveyi kovalayan bir diğer takımımız da Bursaspor U17. Bugün Çaykur Rizespor deplasmanında 1-0 kazanan gençlerimiz puanını 23'e yükseltti ve zirvenin 1 puan gerisindeki takibini sürdürdü. Oynadığı 10 maçta 7 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 mağlubiyet alan Bursaspor U17. attığı 30 gole karşılık kalesinde 9 gol gördü.

U18 seriye taktı

Sezona büyük beklentilerle giren ancak kötü bir başlangıç yapan U18 Takımımız yavaş yavaş kendine gelmeye başladı ve üst üste 3.galibiyetini bugün Çaykur Rizespor karşısında Mustafa Sevim ve Mustafa Acun'un golleriyle 2-0'lık skor ile aldı. Yaz mevsiminin bir türlü bitmediği güneşli bir günde yine Vakıfköy'de yerimizi aldık. Kadroya baktığımızda A2 Takımımızın yarın ki maçı için kadroya alınan Okan Kocuk, Süheyl Çetin, Mert Ilıman, Oğulcan Çağlayan gibi isimlerin olmadığı kadroda yerlerine oynayan isimlerin hiç sırıtmadığı bir gerçek. 95 jenerasyonu gerçekten gelecek vaad eden isimler ile dolu.

Kalecimiz Berat, Bucaspor maçında olduğu gibi bu maçtada kalemizi korudu ve zayıf rakibimiz karşısında kendisine çok az iş düşsede o anlarda başarılı performansıyla gerekli güveni verdi. Hücum anlamında bizi çok fazla zorlayamayan Rizespor defans dörtlümüz Mert - Özer - Anıl - Barış'a da pek zor an yaşatmadı desek yeridir. Ancak beklerimiz Barış ve Mert hücum bindirmelerinde, stoperlerimiz Özer ve Anıl'da hava toplarında ve önde basmada iyi bir görüntü verdi. Gökalp Çakan, Semih Özen ve Çağrı Gülcü'lü orta sahamız bugün mükemmele yakındı. Burda en çok dikkat çeken isim bana göre Semih'ti. Maç içinde ceza sahasında müsait bir fırsatı gole çeviremeyen Semih'in 3-5 dakika sonra uzaklardan vurduğu topun üst direkte patlaması şanssızlıktı. Bugün kanatlarda oynayan iki Mustafa attıkları gollerle galibiyeti getirirken başarılı bir performansta ortaya koymayı başardılar. Sağ kanatta Mustafa Acun sol kanatta Mustafa Sevim fırtına gibilerdi ve rakip beklerin başını döndürdüler adeta. Bu iki ismin attıkları goller dışında bugün göze çarpan bir diğer ortak noktaları ise son yıllarda alıştığımız son çizgiye inip orta açan kanat oyuncularından ziyade ceza sahasına katetmeleri. Aldıkları topla dümdüz son çizgiye inmek yerine sürekli ceza sahasına girmeyi düşünüyorlar. Oğulcan'ın dinlendirildiği maçta ileri uçta görev alan Serkan istekli gözüksede bu kategorideki arkadaşları Oğulcan veya Batuhan'ın yerini doldurması zor gözüküyor.

95 jenerasyonu gerçekten çok potansiyelli isimlerle dolu. A Takım'a verdikleri Ozan Tufan, daha çok A2 Takımı'nda görev almaya başlayan Okan Kocuk, Süheyl Çetin, Mert Ilıman ve son 3 maçtır Oğulcan Çağlayan gibi isimler başta olmak üzere bu jenerasyondan Bursaspor, tabir-i caizse çok ekmek yer. Ama tabi takdir edersiniz ki bu işler o kadar kolay değil, kimsenin ben 17 yaşında futbolcu oldum deme lüksü yok, olmamalıda zaten. Her gün daha fazla çalışarak, üstüne koyarak devam ederlerse ki bundan şüphem yok, kısmetse hepsi çok iyi yerlere gelecektir ve Bursaspor'a da birçok başarı kazandıracaklardır.

Tekrardan bu haftaki 5'te 5 için tüm Akademi Takımlarımıza tebrikler ve sıradaki maçlarında başarılar...

8 Ekim 2012 Pazartesi

Bitkisel Hayat


Elazığ, Antep ve Sivas; tam üçte üç yapıp moral kazanıp üst sıralara tırmanacağın ve bu serinin ardından milli maç arasına üst düzey motivasyon ile gireceğin, ardından bu moral ve özgüven ile Fenerbahçe, Trabzon, Kasımpaşa ve Jimnastik maçlarına çıkacağın fırsatı tepen bir oyuncu ordusu...

Önceki maçlarda hocanın söylediği ve bizimde ucundan da olsa görebildiğimiz bir umut vardı, fakat dün oynanan karşılaşmada ilerisi için umut veren bir futbol dahi ortaya koyamadı sevdamız olan Bursaspor. Sahada 11 futbolcu var fakat çoğu sadece nefes alıyor yani çoğu bitkisel hayatta.
                               

Karşılaşmaya bardağın dolu kısmından bakayım diyorum ve iki anektod çarpıyor gözüme; birincisi Okan Deniz’in A takım forması ile golle tanışması, ikincisi ise skora katkı sağlamasını uzaktan kaleyi yoklamasını istediğimiz Belluschi’nin Bursaspor forması ile ilk golünü atması. Sadece bardağı doldurabilen kısımlar bunlar...
                        

Oynanan futbola bakıyoruz ortada futbol yok. Bizim rakibimiz olan takımlar maç boyu yerden kalkmazken biz skor 2-1’e geldiğinde hala bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Hani profesyonellik? Elalemin kalecisi bir puan almak için yerden kalkmazken bizimkiler neyin mücadelesini veriyor?

Sol kanat bas bas bağırırken ve Ozan İpek ilk ortasını 89. dakikada yapıyor ve yaptığı orta karşı taraftan taca çıkıyorsa, Elazığ maçında Pinto ve Sivas maçında Vederson ile küfürleşip yumruklaşmaya kadar işi götürebiliyorsa bu takımda da işi yok beyefendinin.

İbrahim Öztürk futbol oynamaktan önce ayakta durmayı öğrense pekte fena olmayacak. İlk yarıda golü bulduktan sonra Sivasspor’un beraberliği sağlamak için yüklendiği sırada yakaladığı bir pozisyonda öne çıkan Carson’un yerini kapatmak için kaleye doğru giden İbrahim’in durup dururken yere düşmeside neyin nesidir?

85. dakikaya 2-0 önde giren takımın maçı 2-2 bitirmeside neyin nesidir?

90 dakikayı nasıl galip bitireceğimizin formülünü buldum sanırım; ,

Son 5 dakikaya 5-0 önde girsek, 2 dakikada bir gol yesek, 3 dakikada maça ilave edilse, 5-4 biter maç. Ahanda galip geldik. Nihayet delirttin BURSASPOR!

Taraftarın tribünlere gelmemesinden şikayet edenler; eğer böyle giderseniz gelenlerde gelmeyecek haberiniz olsun...

Önümüzde milli maç arası ve Fenerbahçe, Trabzon, Kasımpaşa ve Jimnastik maçları var. Bu karşılaşmada güzel oyun ile maksimum puanları toplayın, bu şehir anca bu şekilde kendine gelir...

7 Ekim 2012 Pazar

Böyle İntikam Olmaz

Hangi bahane avutur bilmem
Hangi günahın bedeli bu
Kandırmıyor ne gündüzüm ne gecem
Böyle intikam olmaz 


Ne güzel söylemiş Candan Erçetin, bizde gidelim bu hafta Özlüce'ye gidelim bağıra bağıra bunu söyleyelim daha evvelinden pankart açıldı ya "Seni sevmeyi ağır ödüyoruz" diye oyunun ikinci bölümü de bu; artık nereye saracağımızı bilmiyoruz bu takımın yaşattırdıklarından sonra.

Geçen haftada yazmıştım "3 puan muhakkak önemli  ama önce mücadele" diye, e Ozan İpek 94 dakika sahada kaldı bugün maçı izleyen birçok insan için maçın özeti bu; Ozan İpek koşmadan, basmadan, orta yapmadan, şut atmadan, çizgiye inmeden 94 dakika sahada kalabildi. 

Hiç top oynamadan Sestak'ın gayreti, Borjan'ın zaafiyeti ve Okan'ın cesaretiyle öne geçmişsin yetmemiş Belluschi "Dur daha geleli 1 ay oldu hemen asmayın" deyip topu 90a asmış, sen hala bu avantajı koruyamıyorsun. 

Düğüm düğüm olduk yine tek hatamız seni ve takımı sahiplenmemiz ama "Böyle intikam olmaz" Hocam.



6 Ekim 2012 Cumartesi

Altı Haftalık Tango

2012/2013 sezonunun ilk 6 hafta değerlendirmesinde, Süper Ligde bulunan Arjantin'li isimler arasında yapılan performans değerlendirmesinde, Pablo Batalla attığı iki gol ve yaptığı dört asist ile kendine ilk sırada yer buldu. Diğer tangocumuz Belluschi ise oynadığı dört maç ile kendisine yedinci sırada yer bulabildi.


Süper Ligde bulunan tüm yabancı oyuncular içinde ise ikinci sırayı iki farklı isim ile paylaştı.


Kaynak: Bursaspor TV
http://www.bursasportv.com/Videoizle/index/videox/saOkmA%253D%253D

1 Ekim 2012 Pazartesi

Birkaç İyi Adam


Son yazdığım yazıya bakıyorum, Karabükspor karşısında oynanan oyundan çok etkilenmişim adeta esmişim,gürlemişim fikstür güzel Elazığspor'u geçtim şahane bir moralle Gaziantepspor karşısına çıkarız diyorum, Elazığspor karşısında oynanan tutuk oyun ilk 25 dakikayı saymazsak ister istemez şüphe uyandırıyor tabi zihinde hele rakip son 11 maçta sadece 1 kez kazandığımız -o da şampiyon olduğumuz sene- Gaziantepsor olunca, Hocası da Hikmet Karaman olunca tedirgin gidiyorum stada.

İlk ciddi atağı Pinto'yla buluyoruz her maç önümüze böyle fırsatlar geçiyor "Yap o golü,şimdi onlar düşünsün", ama atamıyoruz oturmayan savunma kurgumuzunda etkisiyle ilk yediğimiz ciddi atağa Carson tek başına direnmezse de golü yiyoruz. Ibricic'in köşeye giden şutunu engelledi ama günün yıldızı Ekrem Dağ'ın savunmayı ipe dizmesine karşı duramadı. Ve yine bir şans geliyor gol yediğimiz gibi Elazığspor maçında Sestak, Gaziantepspor maçında Ozan İpek, Allah'tan Karabükspor maçında değerlendirdikte o maçtan 3 puan çıkarabildik. Düşüncem bu, o pozisyonları değerlendirebilseydik 2 maçında skoru başka olurdu.

Takımda ciddi manada adıyla performansı uyuşmayan oyuncular var; beni bilen bilir Vederson'u şike süreciyle takımda istemediğimi yazmıştım ama futbolculuğunu beğenirim ligin en önemli hücumcu beklerinden biridir Verderson lakin en son isabetli orta yaptığında mevsim ilkbahardı. Ömer Erdoğan, Kaptan buna saygım sonsuz ama artık olmuyor yani Ibricic'e ayağındaki topu vermesinin izahati yok. Basser yine birşey yapmaya çalışıyor ama belki önünde oynayan adamın 2 maçtır değişmesinden ötürü bence daha çok N'Diaye'nin oynamamasından ötürü bildiğimiz Basser sahada yok. N'Diaye ile yaptıkları üçgenler olmayınca O da kat edemiyor içeri, boş alan bulamıyor maalesef. Golde bariz hatası olan oyuncu İbrahim Öztürk ama ben genel performansına, mücadelesine bakınca fazla birşey söyleyemiyorum kendisine.Öte yandan sezona iyi başlamıştı Musa, evlilik yaradı derken ne yaptığını bilmez tavırları 2 maçtır katlanılacak gibi değildi ki Ertuğrul Sağlam'da katlanamadı 40. dakikada yanına aldı.

Musa'nın yerine oyuna giren N'Diaye'nin durumu da enteresan; bu takımın varı yoğu yabancı oyuncuları ama biz 5 yabancıyla maça başladık hani "N'Diaye acaba tam randumanlı değil mi ?" diye düşündük ama N'Diaye performansıyla cevap verdi "Bomba gibiyim". Zaten gözükende o ya; N'Diaye'nin ölüsü bu takımda oynar, renk katar, çağ atlatır. Benim ideal 11imde N'Diaye-Belluschi ikilisi var böyle olunca Belluschi içinde sağlıklı bir değerlendirme yapamadık şimdiye kadar; zaman zaman potansiyeli, aklına ortaya koyuyor ama devamlılığı yok şimdilik.

Adıyla performansı uyuşmayan oyuncular var dedik ya; aslında bunun bayrak başı Ozan İpek. Ozan bu ligin en iyi orta kesen oyuncusuyken maç başı 1 tane isabetli orta yapamıyor oyunun hareketli bölgesine. Hani soldan Ozan İpek keser de koşu yapan Batalla köşeye bırakır ya; hep tatlı hatıralar hafızalarda.

Birkaç iyi adam dedik ya; Scott Carson kendi dilinde ligin en "Underrated" yani kıymeti bilinmeyen adamı. Allah'tan Türklerde "İngilizlerden kaleci çıkmaz" algısı var da üzerine oynanmadan oyuna konsantre olabiliyor. Bazen kızıyoruz hakkı yeniyor diye ama bencillik yapalım hakkı yenmeye devam etsin, onu bu şehir ziyadesiyle seviyor zaten. Tuncay, bu sezonun şüpheli transferlerinden biriydi lakin Tuncay'ın bu tip performans sergileyeceğini biliyorduk Tuncay zaten bu ama şimdiye kadar Tuncay'ı sivrilten özelliklerinin hiçbirini yansıtamadı daha sahaya. Yanlış anlaşılmazsa şöyle bir örnek vereceğim ; geçen sene takım sallantıdayken Adem Koçak ayın oyuncusu seçilmişti sadece fizik olarak diri olduğu için ayakta durabiliyordu. Tuncay'da biraz öyle takım öyle bir mücadele etmiyor ki Tuncay sonuca gitmese de mücadelesiye göze batan oyuncu oluyor. Tuncay kendi performansına yaklaştığında maç alabilecek bir oyuncu ama yine de bu haliyle 2 haftadır alınan 1 puanın baş aktörlerinden biri oluyor. Ben Batalla'yı da "Birkaç İyi Adam" arasında sayıyorum belki hücumda etkin değildi ama 90+3'te hala kademeye girebiliyordu sahada mücadele eden oyunculardan biriydi her ne kadar "Batalla bir de mücadele etse" diye bahsetsekte ondan. Pinto için çok fazla birşey söylemeye gerek yok, çok şükür sakatlığı çok ciddi değilmiş.

Çok çetrefilli fikstür var önümüzde Sivasspor, Fenerbahçe, Trabzonspor daha da gidiyor hani Sivasspor'un geçen sene kendi evinde 3-4 attığını düşününce bize, kalbim sıkışıyor güvenimiz 2 maçla yerle bir oldu bakalım bunu tamir etmek için büyük fırsat var önünde takımın, bu kadar bahsetmişken Ertuğrul Sağlam'a da değinmeden geçmeyelim. Belki ilktir 40. dakikada 2 değişiklik bir arada yapması Bursaspor başındayken her ne kadar zorunlu gibi gözüksede; sahada performans vermeyen oyunculara artık neşteri vurmanın vakti geldi. Hoca'nın tercihlerine saygım var ama Hoca'da bizim kalp ağrılarımıza saygı duymalı. Mesele 3 puan değil mesele 3 puanı isteyecek oyuncular bu da bizim en tabii hakkımız.