24 Eylül 2012 Pazartesi

Siz Formayı TERLETİN!



Güzel başlamıştık Pazar gününe. Akademi liglerinde mücadele eden U18 takımızı izlemek için Vakıfköy’ün yolunu tuttuk. Güzel bir oyun ile Furkan Kesikbaş, Furkan Soyalp(2) ve Oğulcan Çağlayan’ın golleri ile 4-0’lık galibiyet sonrası hemen ekran başına koştuk, Abilerinin maçlarını izlemek için...

Rakip ligin yeni ekiplerinden Elazığspor. Kadrosuna süper ligin demirbaş topçularını katıp aldığı diğer yabancı oyuncularla harmanlamış takımı Bülent Uygun...

Bugüne kadar ilk hafta Fenerbahçe’ye karşı gol atan Elazığspor diğer mücadelelerinde varlık gösteremeyip sahadan boynu bükük ayrıldı.

Bize karşı bilenecekleri gün yüzü gibi ortadaydı, çünkü bazı hocalar vardır ki özellikle 2010 yılından sonra bizle oynadıkları her mücadelede varını yoğunu ortaya koyup, ellerinden gelenden daha fazlasını yaparlar. Bunlara verilebilecek ilk örnektir Bülent Uygun.

Bu cümlemden sakın ola ‘zaten puan alamamışsın bizede fazla zorlamadan kazandır 3 puanı’ şeklinde bir mana aranmasın. Ne anlatmak istediğimi okuyanlar elbet anlayacaklardır...

Türkiye’ye ilk olarak bizim getirdiğimiz, beğenmeyip yolladığımız ve her gittiği takımda başarılı olan yaşını almış Tum, resmen Messi kesildi başımıza.

Geçmiş kariyeri olan fakat eski formuna ulaşamamış Amr Zaki ise Pedro oldu ne hikmetse.

Sahada ne mücadele vardı nede Bursasporumuz için akan bir damla ter...

İlk 10 dakikadan sonra takımdaki herkes bitti nedense. Allah aşkına kondisyonunuz bu kadar mı? Deli gibi pas yapabilen takım bir haftada ne oldu da pas yapmayı unutuverdi?

Vederson; gittiği zaman gelmez, geldiği zaman adamı almaz üstüne üstlük kendi kalemize gol atar, daha ilk dakikalarda kullanığı kornerler dahi ön direkten öteye gitmez. Ne yapmaya çalışıyorsun sen hacı abi?

Ozan; şampiyonluğun önemli mimarlarından diyoruz evet öyle gerçekten ama penaltı pozisyonundan önce o gelen topa sağ ayağınla nasıl olurda vuramazsın topu çekmeye çalışırsın? Hee topu çekti ama pozisyon penaltı oldu, golü bulduk diyenler olur muhtemelen. Olmasın abi penaltı falan, bu pozisyonu bulduğun anda vuracaksın o topa, gömeceksin... Yazık koca bir yazık.

Sestak; sürekli yakaladığı pozisyonları hala gole çeviremiyor. Ne zaman hatırlayacak ligde gol atmayı acaba.

Musa; hafta içi verdiğin röportajı izlesen fena olmayacak.

Ömer; taraftarın neden gelmediğini rt’lemek yerine onları tribünlere çekmek adına top oynamaya çalışsan. 5 liralık taraftar tribünlere gelmiyor ama takımda 3 kuruşluk top oynamıyor...

İbrahim; hızlısın tamam ama hız yerine kafayı kullansan o gol yenmezdi. Dönde izle o pozisyonu tekrar...

Gücüme gidiyor, hiçbir takım yenilmez değildir biliyorum ama top oynayarak yenil!

Dünkü maçtan sonra hocanın Kasımpaşa gideceği ve üstüne üstlük bizede Hakan Kutlu’nun geleceği yazılıp çizilmeye başladı. Vizyon vizyon derken bu mu vizyon? Neden kuru kuruya laf salatası yapılıyor anlamıyorum. Hoca gider, topçu gider, tribündekiler bir bir Dünya’dan uçup gider ama yerine daha iyisi gelir. Ne zaman bitecek bu saçma sapan haberler. “Bi’ Bitmediniz!”

Son olarak umarım Serdar Aziz ve N’diaye Cumartesi günü oynayacağımız Gaziantep maçına yetişir. Yoksa Cenk ve Ömer eşleşmesinden doğan sonuçları hepimiz biliyoruz. 

Kiralık Timsahlar bu hafta ne yaptı?



Elazığspor beraberliği nedeniyle keyifsiz geçen pazar gününde bugünkü ortaya konan ruhsuz futboldan dolayı pazar günü yazımızı bununla geçirelim istedim. Bursasporumuzun başka takımlara kiralık yolladığı oyuncular bu hafta neler yaptı ufak ufak notlarla bilgilendirelim

Büyükşehir Bld. 1-1 Orduspor
*İbrahim Kaş (Orduspor) 90 dakika

Samsunspor 2-2 Boluspor
*Ahmet Arı (Samsunspor) Sonradan dahil olup 20 dakika
*Mehmet Sak (Samsunspor) Yedekten oyuna giremedi

Tavşanlı Linyitspor 4-3 Denizlispor
*İsmail Haktan Odabaşı (Denizlispor) 90 dakika
*Yenal Tuncer (Denizlispor) Kadroya giremedi

Bayrampaşaspor 1-2 Kızılcahamamspor A.Ş.
*Bilal Şeflek (Kızılcahamamspor) 90 dakika

Çamlıdere Şekerspor 3 - 1 Altay
*Aykut Turan (Altay) Sonradan dahil olup 43 dakika

İnegölspor 2 - 1 Alanyaspor
*İlhan Depe (İnegölspor) İlk 11 çıkıp 87 dakika - 1 gol

Fatih Karagümrük 1 - 0 Kayseri Şekerspor
*Anıl Sarak (Fatih Karagümrük) 90 dakika

Menemen Bld. 3 - 2 Adıyamanspor
*Bedri Can Özdoğan (Menemen Bld. Spor) Sonradan dahil olup 15 dakika

Oyak Renault 1 - 0 Elazığ Belediyespor
*Abdülmuttalip Altın (Oyak Renault) İlk 11 çıkıp 85 dakika 1 gol

*Emre Pehlivan (Körfez FK) Sakatlığı nedeniyle Emre bu haftada oynayamadı
*Tunay Acar (Turgutluspor) Maç kadrosuna giremedi

20 Eylül 2012 Perşembe

Altyapının Son Transferi ; Çağrı Gülcü

Yaklaşık 10 gün önce gerçekleşen ancak bugün Bursa medyasına düşmesiyle haber değeri kazanan Çağrı Gülcü transferi Bursasporumuza hayırlı olsun diyerek başlayalım.

Ehh bizde altyapıya olan ilgi alakamızdan başladık Çağrı hakkında bilgiler toplamaya, klasik bilgilerle başlayalım; Çağrı Gülcü 16 Mart 1995 Torbalı doğumlu. Orta sahada çift yönlü olarak görev yapıyor, hem defansif hem ofansif özelliklere sahip. Futbola İzmir'in Bozkaya  Yeşiltepespor takımında başladı oradan Altay'a geçti, üçüncü durakta Bursaspor oldu. Çağrı hakkında en iyi fikri alacağımız kaynak burası : http://ortaalandabambam.blogspot.com/2012/07/cagr-gulcu-altay-roportaj.html (Çağrı'nın Temmuz ayı sonunda bir bloga verdiği röportaj)

Röportajın en can alıcı kısmı Çağrı'nın sarf ettiği ''Edindiğim en iyi tecrübe altyapıda sezonda 50 maçta oynasan da bunu yukarıya taşıyamayan oyuncu başarılı olamıyor ne yazık ki'' cümlesi. Düşünce yapısı olarak A Takımı hedefleyecek, zorlayacak bir adam profili.

Çağrı genç yaşına rağmen iki kez talihsiz sakatlıklar yaşamış, bir kez ayağı kırılan genç futbolcunun bir kezde iç yan bağları yırtılmış. Hatta ayağı kırıldığı zaman olan 2010 yılının Aralık ayından bu yana ilgimizin olduğu bir oyuncuydu Çağrı. Ayağı kırıldıktan sonra Altay'da onu ameliyat ettirecek bir tek yönetici bile çıkmazken Bursaspor 15.000 TL vererek tedavisini üstlenmek istemiş, ancak daha sonra devreye giren Altay antrenörü kendi imkanları ile Çağrı'yı ameliyat ettirmiş. ( http://www.gazeteyenigun.com.tr/koseyazilari/21508/bir-altyapi-hikayesi )

Bu sakatlıklar onu yaklaşık 8-9 ay futboldan uzak bırakmış. Kariyerine baktığımızda 19 kez U15 Ligi, 10 kez U16 Ligi ve 19 kez U18 Ligi olmak üzere Akademi Liglerinde 48 maça çıkmış Çağrı ve 7 gol kaydetmiş


İstikrarlı bir altyapı oyuncusunun normal lig + Türkiye Finalleri'ni hesaba kattığınızda 3 sezonda maksimum 75-80 maça çıktığını varsayarsak Çağrı'nın yaşadığı sakatlıklarıda hesaba katarak iyi bir maç sayısı yakaladığını söyleyebiliriz. Ayrıca Çağrı geçtiğimiz sezon Altay ile kendisinden bir yaş büyüklerin (1994'lülerin) takımı olan U18'de mücadele etmiş. Bu sezon bizde U18 mi oynuycak yoksa A2 mi oynuycak bunu zaman gösterecek, girişeceği forma rekabetinden kazananın Bursaspor olacağını tahmin etmek hiçte zor değil.

Milli takım kariyeride var Çağrı'nın, 6 kez U15 Milli Takımı'na, 2 kez U16 Milli Takımı'na ve 4 kez'de U17 Milli Takımı'na seçilen genç oyuncu toplamda 10 kez Milli oldu. Milli forma ile 1 golü bulunan Çağrı en son geçtiğimiz yıl Eylül ayında U17 Milli Takımı'nın Avrupa Şampiyonası maçı olan İskoçya mücadelesinde forma giydi. O kadroda Bursasporumuzdan Batıcan Aday ve Okan Kocuk'ta yer alıyordu.


Yaklaşık 1 haftadır Bursa'da bulunan Çağrı 5 günlük koşuların ardından tam çalışmalara başlamış. Bugün-yarın lisansının çıkacacağını söyleyen genç oyuncuyu yakında Vakıfköy'de izleyeceğiz. Beyhan Çalışkan'ın çalıştırdığı Altay'dan amatör lisansı alınan Çağrı'nın performansına göre profosyonel yapılıp yapılmayacağına karar verilecekmiş. Tabir-i caizse ben büyük bir balık yakaladığımızı düşünüyorum, Çağrı'da umarım sakatlıklardan uzak güzel bir sezon geçirir ve iyi bir performans izleterek takımımıza maksimum katkıyı sağlar. Tekrardan hoşgeldin diyelim, başarılar yolu açık olsun...


Erhan Konçak

https://twitter.com/EKoncak

19 Eylül 2012 Çarşamba

Akademi Ligi 5.Haftanın ardından (Bursaspor vs Beşiktaş)



U14 ilk puan kaybını yaşadı

U14 Takımımız 5.Hafta mücadelesinde dün grubun lideri Beşiktaş'ın konuğu oldu. İlk 4 haftayı kayıpsız geçen Beşiktaş U14 Takımı dün de yeşil beyazlı gençlerimizi 1-0 mağlup etti ve ilk puan kaybını yaşamamıza neden oldu. U14 Takımımız cumartesi günü saat 13:00'te Eskişehirspor'u Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde ağırlayacak.

U15'te kayıp

4 maçta 9 puan toplayan ve U18 Takımımızda dün Fulya Tesisleri'nde Beşiktaş'ın rakibi oldu. İlk 4 maçta 5 puan toplayan Beşiktaş U15'e 2-0 mağlup olan gençlerimiz 5.haftanın sonunda 9
puanda kaldı. U15 Takımımız da cumartesi günü saat 14:45'te Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde Eskişehirspor'u konuk edecek.

U16 tekledi

5.hafta mücadelesinde bugün Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde ilk 4 hafta 6 puan toplayan Beşiktaş'ı konuk eden U16 Takımımız sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı. Takımımızın tek golünü Enes Ünal atarken bu sonuçla U16 Takımımız 5.haftanın ardından puanını 9'a yükseltti ve yoluna namağlup devam etti. U16 Takımımız 6.hafta mücadelesinde pazar günü 13:00'da Eskişehirspor'un konuğu olacak

U17'den ilk mağlubiyet


U16 maçından sonra sahaya çıkan U17 Takımımız Vakıfköy'de konuk ettiği Beşiktaş'a 2-1 mağlup oldu. Bu sonuçla ligdeki ilk yenilgisini alan U17 Takımımız 5.haftanın sonunda 8 puanda kaldı. Yeşil beyazlı gençlerimizin tek golünü Enes Ata kaydetti. U17Takımımız da 6.hafta mücadelesinde pazar günü 15:00'da Eskişehirspor'un konuğu olacak

U18 şeytanın bacağını kıramadı

U18 Takımımız bugün çıktığı Beşiktaş JK deplasmanında da şeytanın bacağını kıramadı. Oynadığı ilk 4 maçta sadece 1 galibiyet alabilen takımımız bugünde sahadan 2-1 mağlup ayrıldı ve bu sezonki 4.mağlubiyetini aldı. Henüz 3 puanı bulunan takımımız pazar günü saat 14:00'te Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde Eskişehirspor'u konuk edecek.

17 Eylül 2012 Pazartesi

Batalla - Pinto A.Ş.

Fazla Söze Ne Hacet ;





Mest

Karabükspor ile oynadığımız maçın üzerinden 2 gün geçti ama ben hala aynı sarhoşluktayım hani bıyıklarınız yeni yeni terlediğinde bir kıza öyle bir çarpılırsınız ki nereye baksanız onu görürsünüz hani bende nereye baksam Batalla'nın Pinto'ya attığı bir pası yada 5 saniyede hücuma kalkışımzı görüyorum belki abartılı oldu en azından şuan Karabükspor'un konumunu düşündüğümüzde kıyas anlamında aldatıcı bir sonuç ama ben çok etkilendim, golü yediğimiz dakikadan sonra her saniye mest oldum.

Ertuğrul Sağlam nasıl bir kadro kuracak bilemiyoruz tabi ama benim öngörüme göre 2 eksik vardı takımımızda Karabükspor karşısında Serdar ve N'Diaye. "Maçında iki aksayan oyuncusu kim?" deseniz Ömer Erdoğan ve Musa Çağıran derim bir üçüncüsü de bence Sestak'tı bakınca Ertuğrul Sağlam'ın bunları kenara alacak bir yedek kulubesi var artık.

Temmuz ayından itibaren yaşananlar taraftarı bir hayli yıprattı üzerine de "Herşeye rağmen Bursaspor" diyebilecek bilet fiyatları da olmayınca Atatürk Stadyumu'nun çokta alışık olmadığı bir manzara vardı taraftar açısından ama gelen taraftar iyi hazırlanmıştı. Gerek "İznikli Şehit" için yapılan T-Shirtler ve tezahuratlar gerekse oyuncular için hazırlanan el emeği pankartlar gerekse de haftaiçi yapılan basın açıklamasını destekleyen nitelikte pankart ve tezahuratlarla maça gelme imkanı olan taraftar elinden geleni yaptı diyebiliriz.

Maç başladı merakla Belluschi'yi izlemeye koyuldum Galatasaray maçında süre almış ama ısınamamıştı Karabükspor maçı onun için ilk ciddi sınav oldu diyebiliriz. Maç öncesi her ne kadar ben "Orta sahada oynar" düşüncesini destekleyenlerden olsamda "Acaba yumuşak kalır mı?" sorusuyla takip ettim ama maç sonunda Musa'dan daha sert ve temiz oynaması sezonun devamı için acayip heyecanlandırdı. Gol yediğimiz atağın başında tertemiz kesti Karabükspor atağını ama Hakem Abdullah Yılmaz faulü verdi, atağın devamını belki konsatrasyon eksikliği belki adam paylaşma sıkıntısı ama adamını takip edemedi ve İlhan Parlak bomboş pozisyonda golünü attı. Bunun dışında defosu yok gibiydi, bir tane uzun top atarken önündeki rakibine top çarptı ve ani atak yakaladı Karabükspor ama bunlar futbolun içinde olan şeyler deneyen oyuncular her zaman hata yapar hele ki bunu uzun süreden sonra ilk defa bir maça çıkan bir oyuncu yapıyorsa görmezden gelinebilir diye düşünüyorum. Belluschi o gün sahanın en çok pas yapan oyuncusuymuş bu pasları zaman zaman geriyede kullandı ama tribünde 1 kere bile homurtu olmadı bununda sebebi daha top gelmeden pası atacağı yeri, adamı kafasında belirliyor olması yani aklıyla oynayan oyuncunun büyüklüğü bu fiziksel kalitesi daha istenen seviyede olmasa bile aklıyla yaptığı zamanlamalarla en az 3 Karabükspor atağını kesti. Yani demem şu ki ; topu ayağına alıp sağa bak-sola bak-ileriye bak ardından geriye pas at şeklinde olmazsa geri pas o kadarda kötü birşey değil yeter ki top ayağından 2-3 saniyede çıkmış olsun. Maalesef bunu savunma hattında Ömer Erdoğan sık yapıyor o geri pas olarak kullanmıyorda müsait adama atamayıp sahipsiz bölgelere uzun top olarak kullanıyor. Bir pozisyonda Batalla ile ufak çaplı bir tartışma yaşadılar Belluschi'ye oynamadı Kaptan, Batalla geldi O'na da oynamadı bir serzeniş yaptı Batalla Kaptan'a.

Belluschi tecrübesi, yeteneğiyle oyunu 1. Bölgede orkestra şefi gibi yönetti sadece ayaklarıyla değil elleriylede arkadaşlarına yardımcı oldu bu özgüven bize zaman zaman pahalıya maal olacaktır ama geniş resme baktığımızda kazanan Bursaspor olacaktır.

1. Bölgede orkestra şefi Belluschi dedik ama oyunun şefi, idari amiri, Başbakanı, Generali artık aklınıza yöneten kim geliyorsa O da Pablo Martin Batalla'ydı. Maraton Tribününde "Yönetim tribünler senin eserin" diye bağırıldı bende maç bittiğinde bunu mırıldanıyordum "Batalla bu futbol senin eserin" Bir futbolcu ne yaparsa onu yaptı hani nasıl özetleyelim attı, attırdı, kaçırdı yani Karabükspor taraftarı olsam bile kızamazdım böyle bir performansa; futbol böyle oyuncularla güzel. Her geçen gün büyüyen performansına ne metihler düzsek az kalıyor çünkü her maç üzerine koyabiliyor. Attığımız 4 golde de ayağı, parmağı daha doğrusu aklı var Batalla'nın.

Maç bittiğinde Batalla (2), Pinto (2) diye ayrıldık stadyumdan ama Pinto'nun attığı ilk golü İbrahim Öztürk'e yazmışlar böyle de saçma birşey Türk Futboluna yakışırdı zaten. Pinto bu formayı giymiş belki en iyi oyuncu değil ama en özgüvenli oyuncu bunu rahatlıkla söyleyebilirim, Pinto'nun futbol hayatını yakından takip edemedik ama 25 yaşına kadar kayda değer bir performans sergileyemeyen bir oyuncunun bu denli özgüven sahibi olması imrenilecek bir durum penaltı pozisyonunda topu alışı, vuruşu yani beden dili "Gol benim işim" der gibi.

Belluschi'den sonra Murat ve Tuncay'ın performansı merakla bekleniyordu birde oyuna girecek olsa Tahacan'ın performansı 4 gözle takip ediyor olacaktık ama şans kapısını çalmadı o gün için. Tuncay istekli, tecrübeli ama daha zamanı değil. Attığımız 4. golde Carson'dan topu kısa boylu bek oyuncusunun üzerine atmasını istemesi ve o topu Batalla'ya indirmesi bile yeterliydi. Premier Lig altyapılı bir gol oldu. Carson'un topu oyuna sokma becerisiyle alakalı söyleyecek bir kelimem yok zaten O'nun kadar iyi ayağa sahip stoperimiz olsa bize karada ölüm yok.

Çok önemli bir yabancı oyuncu grubu yakaladık. Batalla, Pinto, Belluschi, Basser, N'Diaye, Carson, Sestak, Bangura hepsinin ayağında top kıymetlenebiliyor. Hani bakıyorsun 10 dakika içerisinde Bangura 1 asist yapıyor, Basser en az 3 defa ceza sahasına paslaşmalarla girebilir son dönemde düşük profil sergilediğine inandığım Sestak 2. golün mimarı olabiliyor. Ve uzun süre sonra Ozan, Serdar, İbrahim Öztürk, Tuncay, Murat Yıldırım gibi oyuncularla onları destekleyebilecek bir Türk oyuncu grubuna da sahibiz.

Camia olarak huzursuz günler yaşıyoruz bunda herkesin suçu olabilir benim, Başkan'ın, Hoca'nın ama Arma'nın suçu yok bu su götürmez bir gerçek. Bursaspor tarihinin belki en iyi kadrosuna sahibiz ve bu kadronun başında yine Bursaspor tarihinin en başarılı Hocası var bu ikilinin tek ihtiyacı olanda Türk Futbol tarihinin en iyi seyircisi; inşallah herkes elini taşın altına koyarda bu yalnızlık biter.



Kombinem var ama biletlerin indirilmesine gocunmam. Bursastore'dan verilecek ufak bir hediye çekiyle yarım elma gönül alma işine girilebilir. Fenerbahçe maçında öyle yada böyle tribün dolacaktır ama devamında bilet fiyatlarında değişiklik şart.

Avrupa Sonrası

İlk defa kendi isteğimle bir iç saha maçına gitmedim. Ailemle birlikte geçtik televizyonun başına. Maçın başlamasına kısa bir süre vardı, tribünde o kısacık olan süre televizyondan epey bir uzun geldi ve o zaman geçmek bilmedi. Bir daha gitmemezlik yapmam herhalde...

Maçın başında erken bir gol yedik ve sonrasında maç koptu gitti fakat maçın başında ve beraberliği sağladığımız 29.dakikaya kadar "puan kaybederiz" hissiyatını yaşatmadı futbolcularımız. Hepsine teşekkürlerimi sunuyorum...

Rakibe biraz değinecek olursam ben bu kadar kötü bir Karabükspor beklemiyordum açıkçası. Maç 4-1 sonuçlanmasına rağmen çok rahat 3-4 gol daha atabileceğimiz net pozisyonlar yakaladık. Ligde Akhisar'dan sonra düşmeye aday ikinci takım desem abartmış olmam sanırım.

Artık transfer politikamız olan Avrupa kapılarının kapanmasından sonra aldığımız adamlardan olan Belluschi, ilk onbirde kendine yer buldu ve orta sahanın ortasında sakatlığı bulunan N'diaye'nin yerine partneri Musa ile oynadı.

Belluschi' nin takıma kazanması en çok Batalla' yı rahatlatmış. Takımda en etkili futbolcumuz olan Pablo' nun yükü biraz hafiflemiş, sürekli top almak için geriye gelmeye ve aldığı topu ileri aktarmaya çalışmaktan bir nebzede olsa kurtulmuş.

Musa ile oynayan Belluschi böyle performans sergilediyse N'diaye ile neler yapacak açıkçası çok merak ediyorum. Burada bir parantez açmak istiyorum rakipte kötü bir Karabükspor' du... Diğer takımların bize bu kadar rahat top yaptıracağını sanmıyorum.

Diğer bir transferimiz olan Tuncay ise oyuna Ozan'ın yerine dahil oldu. Oyunda kaldığı 29 dakika boyunca beklediğim performansı yansıtamadı. Unutmamak lazım ki Tuncay uzun süre forma giyemedi ve sezon başında kamp geçirmedi. Aslında en önemlisi Tuncay en azından bildiğimiz bir futbolcu ve neler yapabileceğini az buçuk tahmin edebiliyoruz. Formuna ulaştığı zaman bize çok şey katacaktır. Biraz zamana ihtiyacı var...

Söylemeden edemeyeceğim bu adamları madem alabiliyoruz neden zamanında gerçekleştirmiyoruz bu transferleri? Twente maçında orta sahada Belluschi olsa fena mı olurdu? Tuncay oyuna sonradan dahil olsa ne olurdu?

Umarım bu sezon bu saçmalık son olur ve alınacak olan bütün futbolcular erkenden takıma kazandırılıp sezon başı kampına katılırlar...

Haftaya rakip Elazığspor. Ankara'da oynanacak maçı da kazanıp yolumuza kayıpsız devam etmemiz gerekiyor.

Şimdi galibiyetin tadını çıkaralım ve yavaş yavaş Elazığspor maçının havasına girelim...

Altyapıya ne kadar sahip çıkıyoruz ?


Geçen pazar olduğu gibi bu pazarda U18 maçı için Vakıfköy'ün yolunu tuttuk. Rakip Trabzonspor maçın başlama saati ise 12:00'dı. Tribünlü sahada maçın oynanmasını beklerken, bugünki A2 maçı nedeniyle maçın bir alt sahada oynancağını öğrenip o sahanın yolunu tuttuk. Karşılaştığımız ilk manzara hayal kırıklığı yarattı. Bursaspor'un Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde Bursasporludan çok Trabzonsporlu vardı. Hem de bir çoğu aileleri ile gelmiş ve Vakıfköy'ü piknik alanına çevirmişti adeta. Neyse biraz maçtan bahsedelim bu konuya sonra döneriz.

Maça iyi başladı U18, Oğulcan'ın kaleciyi çalımlayıp attığı klas golle 1-0 öne geçti ardından sol bekimiz Barış Demir'in Trabzonsporlu Emrehan'ı kendi kalesine gol atmaya mahkum bırakan ortası maçın skorunu 2-0'a getirdi. Herşey iyiydi, 3'te 3 yaparak buraya gelen Trabzonspor karşısında 25 dakikada 2-0'ı yakalamıştı gençlerimiz. Ardından kalemizde gördüğümüz gol skoru 2-1'e getirsede 45+2'de Mert Ilıman neredeyse sıfırdan kaleciyi avlayarak ilk yarının skorunu 3-1 olarak tayin etti.

İkinci yarıda rahat bir oyun ve galibiyet beklerken Trabzonspor'un yine farkı 1'e indiren golü geldi. Ardından cevabımız gecikmedi, 67.dakikada sağ kanattan aldığı top ile ceza sahasına giren Oğulcan Çağlayan usta işi bir vuruşla topu tavana astı ve skoru 4-2'ye getirdi. Ne olduysa bu golden 3-5 dakika sonra oldu sakatlanan Oğulcan Çağlayan kenara alındı ve yerine Gökalp Çakan oyuna dahil oldu. Bu dakikadan sonra forvet hattına Furkan Soyalp geçti ve kalan dakikaları eritmeye çalıştık. Ancak Oğulcan'ın yokluğunun hissedilmesi uzun sürmedi bu dakikadan sonra ilerde top tutamamaya başladık ve Trabzonspor ataklarını dahada sıklaştırdı ve bulduğu gollerle skoru 5-4'e getirip sahadan galip ayrıldılar. Burda son gole bi parantez açalım Okan Kocuk ilk anda adeta uzayarak köşeye giden topu tokatlasada defans dönen topu uzaklaştıramayınca kalemizde gol oldu maalesef. Bugün kalesinde 5 gol görsede pekte hatası olduğunu söyleyemem. Aksine çıkarttığı çok iyi toplar vardı ben Okan'ın parlak bir geleceği olacağına inananlardanım zaten kendisi iki senedir yaş kategorisinin en iyi kalecisi seçiliyor.

Okan haricinde Oğulcan'ı da es geçmek olmaz. 96 doğumlu golcü, bugün yine 2 tane yazdı. Sakatlanmayıp oyunda kalsa hat-trick'i kesin yapıcaktı ama kısmet olmadı. 3 maçta attığı 5 gol ile takımın gol kralı durumunda olan Oğulcan'da ciddi ciddi ''ben geliyorum'' mesajını veriyor. Ben onunda ilerde adından söz ettireceğini düşünüyorum. Furkan Soyalp'e de bir parantez açalım Avusturya kampı sonrası Vakıfköy'e dönmek onu kötü etkilemiş belli ki. Ama 4 maçla silip atılacak bir adam değil, yerli Batalla o olucak çünkü, o da bir an evvel kendi potansiyelinin farkında varıp tekrar bu takımı sırtlayan adamlardan biri olmalı/olucaktırda.

Bu takım 4 maçta 3 mağlubiyet alacak takım değil elbette ki toparlanacaklardır. Yaşadıkları aslında A Takım ile çok benzer. 2010'da Bursaspor şampiyon olmuş ertesi sezon tüm takımlar bize karşı ekstra motivasyon ve hırsla sahaya çıkmışlardı, şampiyonu devirebilmek için. Bu çocuklara karşı her rakibi iki kişilik oynuyor bu sene, çünkü karşılarında son iki senenin EN İYİLERİ oynuyor ister istemez ekstra motivasyon sağlıyor bu da rakibe. Bu mağlubiyet onları kendilerine getirecektir ben can-i gönülden inanıyorum.



Neyse çok uzattık esas mevzuya gelelim. Bugün Vakıfköy'de maalesef azınlık durumundaydık. Bize hiç yakışmayan bir görüntüydü. Pazar günü, hava güzel, saat müsait iken bu şampiyon jenerasyon neden bu kadar önemsenmiyor anlamıyorum. Bugün Vakıfköy'de futbolcularımızın ailelerini çıkarsan 20-25 kişi ya vardır ya yoktur, düşünün artık. Maç sonu ise Trabzonsporluların abartılı sevinç gösterilerine tepki gösterildi elbette, 5-10 dakikalık bir arbedenin ardından araya jandarmanın girmesiyle olay çok büyümedi ancak bu taraftarın Vakıfköy'de çıkan kavgada azınlık durumunda olması bu şehrin utanç kaynağıdır.

Umarım bundan sonra Vakıfköy'de ki maçlarda daha fazla taraftarımızı görürüz ve bu çocuklara yaş kategorisi farketmeksizin daha fazla destek oluruz ki yarın öbürgün A Takım ile seyirci karşısına çıktıklarında bazı şeylere kolay alışabilsinler.

Şimdiden bilgilendirmemizi yapalım çarşamba günü saat 14:00'te U16 Takımımız, saat 16:00'da ise U17 Takımımız Vakıfköy'de Beşiktaş'ı konuk edecekler. Haftasonu pazar günü ise U18 Takımımız yine Vakıfköy'de Eskişehirspor'u konuk edecek. Seçin, beğenin, katılın smile

16 Eylül 2012 Pazar

Akademi Ligi 4.Haftanın ardından (Bursaspor vs Trabzonspor)



Cumartesi günü oynanan maçlarla başlayan Akademi Liglerinde 4.hafta müsabakaları bugün oynanan maçlarla tamamlandı. U14, U15 ve U18 Takımlarımız haftayı Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde Trabzonspor'u ağırlayarak geçirirken, U16 ve U17 Takımlarımız Trabzonspor'un konuğu oldu. Oynanan maçlar sonucu Akademi Ligi takımlarımız Trabzonspor'a karşı galibiyetlerde 3-1'lik üstünlük sağlarken 1 mücadele ise berabere bitti.

U14 4'te 4

Bu sezon ligleri başlayan U14 Takımımız ligde fırtına gibi esmeye devam ediyor. Oynadığı ilk 3 maçını kazanarak dün Trabzonspor karşısına çıkan yeşil beyazlı miniklerimiz, bordo mavili rakibini 1-0 ile geçerek 4'te 4 yaptı. Takımımıza galibiyeti getiren gol Ali Türel'den geldi. 4 maç sonunda 12 gol atıp 2 gol yiyen takımımız grubunda 4'te 4 yapan Beşiktaş ve Dardanelspor'un ardından averajla 3.sırada bulunuyor. Takımımız 5.Hafta mücadelesinde salı günü grubun lideri Beşiktaş'ın konuğu olacak. Beşiktaş U14 Takımı ilk 4 haftayı kayıpsız geçti ve 22 gol atıp 3 gol yedi.

U15 tek attı

U14 Takımımız ardından dün Vakıfköy'de sahaya çıkan U15 Takımımız'da bordo mavili rakibine aynı tarifeyi uyguladı ve sahadan 1-0 galibiyetle ayrıldı. Yeşil beyazlılarımıza galibiyeti getiren golü Haktan Karabulut kaydetti. U15 Takımımız 4 maçın ardından topladığı 9 puan ile 4.sırada bulunuyor. Onlarda salı günü Fulya Tesisleri'nde ilk 4 maçta 5 puan toplayan Beşiktaş U15'in rakibi olacaklar.

U16 şov yaptı

Haftayı deplasmanda geçiren takımlarımızdan U16, Karadeniz temsilcisi rakibi karşısında adeta şov yaptı. Sahadan 5-1 galip ayrılan takımımızın gollerini Enes Ünal (4) ve Zeki Çelik attı. Bu galibiyetle 4.hafta sonunda puanını 8'e yükselten takımımız attığı 16 golle Gençlerbirliği ile birlikte grubunun en çok gol atan takımı konumunda. U16 Takımımız ligde 5.hafta mücadelesinde Çarşamba günü saat 14:00'te Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde ilk 4 hafta 6 puan toplayan Beşiktaş'ı konuk edecekler.

U17 namağlup devam

U16 Takımımızdan sonra Trabzon Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde sahaya çıkan sahaya çıkan U17 Takımımız mücadeleden 2-2'lik skor ile ayrıldı. İlk yarıyı 2-0 geride kapatan gençlerimiz ikinci yarı Oğulcan Şahin ve Hayri Keskin'in golleri ile maçı 2-2 tamamlayarak 4 hafta sonunda puanını 8'e yükseltti ve namağlup unvanını sürdürdü. U17 Takımımızda çarşamba günü saat 16:00'da Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde Beşiktaş'ı konuk edecek.

U18 şok yaşattı

Son iki sezonun Türkiye şampiyonu 95 jenerasyonu takımımız bugün sahasında Trabzonspor'u ağırladı. Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde oynanan mücadelede takımımız sahadan 5-4 mağlup ayrıldı. Mücadelede gollerimizi Oğulcan Çağlayan (2), Mert Ilıman ve Emrehan (kendi kalesine) attı. Bu skorla 4 haftanın sonunda sadece 3 puan toplayan takımımız 3.mağlubiyetini aldı. U18 Takımımız 5.Hafta mücadelesinde çarşamba günü Beşiktaş'ın konuğu olacak.

15 Eylül 2012 Cumartesi

Ateistler Batalla'yı açıklayabilir misiniz ?



Üst üste alınan Twente ve Galatasaray mağlubiyetlerinden sonra ilaç gibi geleceğini düşündüğüm Milli maç arası sonunda çıktığımız Karabükspor karşısında 4-1'lik skorla ayrıldık sahadan. Maçın tek cümlelik özeti, klişe de olsa bana göre kesinlikle ''Ateistler Batalla'yı açıklayabilir misiniz?''

Arjantinli süper bücür bugün yine çıktı sahneye ve resitalini sundu adeta. Maç aslında şok bir golle başladı bizim adımıza. İlhan Parlak Kayserispor'da ilk sivrildiği zamanlarda Bursaspor'a karşı Atatürk Stadı'nda süre almış ve yanlış anımsamıyorsam bugün gol attığı kaleye havada asılı kalarak yaptığı bir kafa vuruşu ile gol atmıştı. Bugünde ilk golden sonra bi dejavu yaşamadım değil, erken yenen gol boş tribünlerle birleşince sanırım yeni bir kabusun başlangıcı bu gece diye içimden geçerken neyse ki Pinto'nun golü ile çabuk uyandık. Ve devrenin sonuna doğru gecenin kahramanı Pablo ile 2-1 önde gittik soyunma odasına.

İkinci yarıda işler istediğimiz gibi gitti zaten Karabükspor'un bize karşı tutunması imkansızdı, çok rahat 7-8 atacağımız maçı 4'te bitirdik desek yalan olmaz. Karabük temsilcisinin bugün epey eksiği olsada bu ligin en büyük düşme adaylarından biri olduğu gerçek. İkinci yarıda Batalla'ya yapılan hareket sonucu kazanılan penaltıyı bugün iki gole imza atsada bana nedense biraz 'isteksiz' gibi gözüken Pinto gole çevirdi, ardından Pinto'dan formayı devralan Bangura'nın asisti ile Pablo perdeyi kapattı ve bu gecelik bizden bu kadar dedi.

Pablo'nun dışında tabiki öveceğimiz isimlerde var. Bunların başında Pablo'nun toprağı Belluschi var. Maç sonrası Cüneyt abi ile kritik yaparken, ''Adem'den sonra Belluschi Hacı Murat'tan Ferrari'ye geçmek gibi birşey'' dedi. (Muhtemelen kendi blog yazısında da bunu kullanıcaktır smile ) Gerçektende durumun net özetleyen cümle bu. Avrupa'da tüplü arabayla gezen Timsah, ligde benzinli takılıyor. Umarım bu hatadan ders alınır ve önümüzdeki sezon eller cebe daha erken atılarak transferler Avrupa maçlarımıza yetiştirilir.

Belluschi'nin yarattığı farkın dışında bugün takım olarak çokta sırıtmadık diyebilirim. Yeni transfer Tuncay'ı ilk kez gözlemleme fırsatı bulduk sol açıkta oynadı bugün Ozan İpek'in yerine girip. Sık sık golü düşüneceğini ve çizgiye değilde içeri kat edeceğinin sinyallerini beklendiği gibi verdi.

3 puandan emin olarak başladığım bugünden esas beklentim maçı erken kopartıp Taha Can'ın süre almasıydı. 2011 yılında Kasımpaşa kupa maçında 16 yaşında iken daha forma giyen genç stoper bugün tam 598 gün sonra ve kariyerinde ikinci kez A Takım kadrosuna girmeyi başardı. Süre alamadı ama olsun, umarım bu sezon ona da şans doğacaktır ve Mayıs 2013'te ki U20 Dünya Kupası kadrosunda kendine yer bulacaktır.

Artık önümüzde Elazığspor mücadelesi var, Ankara'da oynayacağımız mücadeleyide kayıpsız geçip ligdeki iddiamızı ortaya koymalıyız. Ve ardından içsahaya döneceğimiz maça kadar yönetim kurulu alacağı kararla kombine sahiplerine bir incelik yaptığını açıklamalı ve bilet fiyatlarında da indirime gitmeli diye düşünüyorum. Bu takım, bu şehir et ile tırnak gibi olunca güzel, bugünkü manzara eminim kimsenin içine sinmemiştir ve umarım son olur.

Garip


Lige Kayserispor deplasmanında 3 puan ile başlayan Bursasporumuz, Twente' ye karşı Bursa' da 3-1' lik üstünlük sağladı. Süper Ligin ikinci haftasında Batalla-Pinto gibi önemli futbolcuların ilk yarı dinlendirildiği daha doğrusu riske edilmediği maçta İ.B.B.'ye Bursa'da 1-0 mağlup oldu. Ardından tur için gittiğimiz Hollanda' da uzatma dakikalarında yediğimiz gol ile Twente' ye 4-1 mağlup olup tekrar lige dönüş yaptık.

Ligde 3. hafta mücadelesinde Galatasaray deplasmanına giden Bursasporumuz bireysel hatalar sonucu rakibine 3-2 mağlup oldu. Liglerimize verilen bir haftalık Milli maç arasından sonra 4. hafta mücadelesinde bu akşam 20.30'da Bursa Atatürk Stadyumunda Karabükspor konuk oluyor.

Takım hakkında merak edilen şeyler var, mesela Tuncay oynar mı? Murat Yıldırım'ın Galatasaray deplasmanında oyuna sonradan dahil olmasına karşın attığı şutlar ve gösterdiği özgüven karşısında sakat olan N'diaye yerine ilk onbirde şans bulabilir mi? Yoksa Murat yerine Belluschi mi forma giyer, şayet forma giyerse nasıl bir performans sergiler?

Aslında pekte önemli değil bunlar, galip gelelim yeter.

Ben kırgınım be arkadaş! Uzun yıllar sonra ilk defa kendi isteğimle gitmeyeceğim maça. İçim içimi yiyor fakat gitmeyeceğim...

Hafta içi Maraton tribünlerinde bulunan grupların ortak açıklamasından sonra verilmeyen cevaplar, isimler açık açık beyan edilmişken Ertuğrul Hoca' nın adı geçmiyorken neden üstüne alınıp bu tip açıklama yapılıyor anlayamıyorum.

Çok garip gerçekten...

Tasnif edersiniz etmezsiniz fakat herkesin istediği "daha iyi bir Bursaspor"...

Burada kesinlikle hemfikiriz.

Yapılan açıklamada sıralanan isimlerde ben ilk olarak Ferruh Nayman'ı beklerdim. Yılların birikimi olan bu açıklamada nasıl olur da kendine yer bulamaz?

Bu sene Bursaspor için zor bir sene hem tribünsel hem yönetimsel anlamda garip bir hal aldık.

Allah sonumuzu hayır etsin...

Bu akşam alınacak olan bir galibiyet kara bulutları ufakta olsa dağıtabilecek, güzel bir hafta sonu geçirmemizi sağlayacak.

Vurduğun gol olsun Bursaspor'um...

14 Eylül 2012 Cuma

Batuhan'a sahip çıkmalı (mı) ?


3 yıl önce Kocaeli Güneşspor altyapısından 13 yaşında iken Bursaspor'a transfer edilen Batuhan Altıntaş, çalkantılı geçen transfer sezonunun ardından Bursaspor'da kaldı ve bugün Olay Gazetesi'ndeki habere göre 2.5 yıllık profosyonel sözleşmeye imza attı.

Batuhan 3 senede Bursaspor formasıyla çıktığı 74 maçta 52 gol attı. Ayrıca 3 sene boyunca 15 kez Milli olup ay-yıldızlı forma altında 5 gol kaydetti. İlk geldiği sene Akademi U15 Ligi Türkiye 4.lüğü, daha sonra U16 ve U17 kategorilerinde Akademi Ligi Türkiye Şampiyonu olan kadronun en önemli isimlerinden biriydi.

3 senedir sürekli gelişim içinde olan Batuhan için bu sezon öncesi emeklerinin karşılığını (Akademi ligleri şampiyonlukları dışında) alma zamanıydı. Henüz Ocak ayında Ertuğrul Sağlam, Batuhan'ı ve Furkan'ı Avusturya'da ki yeni sezon kampı için A Takım kadrosuna alacağını açıklamıştı. Mayıs ayında kazanılan Akademi U17 Türkiye Şampiyonluğundan sonra bu jenerasyonun oyuncuları bir bir profosyonel yapılmaya başlandı. İlk imzayı geçen sene kalecimiz Okan Kocuk atmıştı. Ardından Furkan Soyalp profosyonel yapılan ikinci isim oldu. Ve ardından Ozan Tufan, Süheyl Çetin, Batıcan Aday ve Mert Ilıman'da prof. yapıldı. Bu isimlere Batuhan maalesef katılmamıştı. Ve maalesef ki bu belirsizlik Batuhan'ın 2-3 ayına mal oldu. Bu geçen süre zarfında Batuhan 2 kez U17 Milli Takım kampını (Milli forma altında 6 maçı), şimdilik 3 Akademi U18 maçını ve bir sezon öncesi A Takım kampını kaçırmış durumda.

Batuhan benim kişisel olarak oyununu beğendiğim, ümit beslediğim bir çocuktur. İşin bu kadar uzaması şüphesiz en çok onu etkiledi. Haliyle taraftarda ikiye bölünmüş durumda, ben Batuhan'a sahip çıkılması taraftarıyım açıkçası. En azından denemekten birşey kaybetmeyiz. Mayıs ayında takım Türkiye Finalleri'ne gitmeden önce Batuhan'ın benden Bursaspor bestelerinin mp3'ünü Antalya'ya giderken yolda ve maç öncesinde vs dinlemek için istediğini aklıma getiriyorum ve Batuhan'ın samimiyetine inanmak istiyorum. Sözleşme imzalama konusunda sıkıntının Batuhan'la değilde daha çok ailesi ile alakalı olduğuda maalesef ortada. Yani bu noktada olaya biraz daha farklı yaklaşmalı, esas mesele bana göre Batuhan'ın Bursaspor-Galatasaray tercihi değilde ailesine rest çekip/çekmeme meselesi. 16 yaşındaki bir çocuğun ailesine rest çekmesi, hatta yaşını da geçtim herhangi bir yaşta insanın babasına rest çekmesi kolay bir durum değil.

Batuhan bana göre yaşanılan bu sürecin kendisine zarar verdiğinin farkında, bu süreçte çok sık boğaz etmişliğim vardır kendisini. Galatasaray'ın son yıllarda altyapısından çıkardığı bir santrafor olmadığını, Özgürcan'ın Cafercan'ın şimdilerde alt liglerde olduğunu, Mehmet Batdal'ın ile Sercan Yıldırım'ın geçen sezon yüzüne bile bakılmadığını anlatıp bu yaşta para-kariyer yol ayrımında kariyeri seçmesinin onun için daha doğru olacağını söylemiştim. Nitekim biraz geçte olsa ailesi Batuhan için olan doğru yolu seçti bana göre.

Batuhan'ın şimdiki durağı büyük ihtimal A2 Takımı olacaktır. U18 Takımı'nda Batuhan yerine forma giyen Oğulcan Çağlayan sezona 6 Milli maç ve 2 Akademi U18 maçında 3 gol atarak başladı ve geçen sezondan kalma formunu bu sezonda arttırarak devam ettireceğinin sinyallerini verdi. Belki de Oğulcan A2'ye çıkartılır, Batuhan U18'de kalır bekleyip göreceğiz. Ancak Oğulcan bana göre bir tık daha önde geçtiğimiz sezon inanılmaz bir istatistik tutturdu ve bu sezonda yaş kategorisi yükselmesine rağmen aynı çizgiyi koruyacak gibi duruyor.

Batuhan'ın sözleşmenin neden 2.5 yıllık olduğuna dairde bi açıklama yapalım. Kurallar gereği 18 yaşının altındaki çocuklar ile maksimum 3 senelik prof anlaşma imzalanabiliyor. Bugün Batıcan'ın da, Süheyl'in de, Mert'in de vs sözleşmesi 3'er yıllık. Esas mesele 18'ine gelince önüne konan 4-5 yıllık sözleşmeye imza atmaları. Ki bu konuda kulüp olarak umarım şimdiden bir taahhüt veya önsözleşme tarzında birşey imzalatmışızdır Batuhan'ın menajerine veya babasına.

Bir konuda şu ki, şampiyon 95 jenerasyonundan profosyonel yapılacak bir isim daha vardı ancak ilk görüşmeye menajeri ile geldiği için profosyonel yapılmaktan vazgeçilmişti. Şimdi menajeri olan Batuhan'a prof imzalattırıyorsak bu kardeşimizide çağırıp (ister manejeriyle ister menajersiz) profosyonel sözleşmeyi önüne koymalıyız ki, her oyuncuya eşit mesafede durmuş olalım.

Son paragrafı da bu belirsizlikte başrol oynayan camiaya ayıralım. Batuhan'ın sözleşme imzalayacağı dönemde kendisine Bursaspor'dan alacağı ücretin 5 katını teklif eden yöneticilerine / antrenörlerine ve henüz Bursaspor ile Batuhan'ın bonservisi konusunda anlaşmadan Batuhan'ı telefonla arayıp akıl çelmeye çalışan ve bir nebzede olsa başarılı olan İmparator'a (!) selamlar. Garip geliyor bana, 60 yaşında bir adam 16 yaşında çocuğu ayartmak için neden bu kadar kendini alçaltır ? Sen Batuhan'ı alıp Avrupa Şampiyonu olamazsın veya Bursaspor Batuhan'ı kaybederse altyapısına kilit vurmaz. Neyse ahlaki ve derin mevzular bunlar girmeye bile değmez. Ama söz konusu camia bu konuda mimli olunca çokta garip gelmiyor artık. Son olarak Batuhan'a Bursaspor forması altında başarılar, umarım Muhammed Demir,Eren Albayrak, Serkan Kurtuluş vs abileri gibi olmaz sonu da bugünlerde ona olan güvenimiz ve sahip çıkmamızdan dolayı bizi utandırmaz.

13 Eylül 2012 Perşembe

Akademi Ligi 3.Haftanın ardından (Bursaspor vs Fenerbahçe)


U14 dolu dizgin

Salı günü oynanan Coca Cola Elit Akademi U14 Ligi'nde Bursaspor U14 Takımımız deplasmanda Fenerbahçe'yi 3-1 ile geçti. Takımımıza galibiyeti getiren goller Yağız Aktaş, Görkem Özgür ve Ali Türel'den geldi. Bu sonuçla U14 Takımımız üçüncü maçınıda kayıpsız geçti ve 9 puanla diğer 9 puanlı Trabzonspor ve Beşiktaş'ın ardından averajla üçüncü sırada yer aldı.

U15'ten ilk mağlubiyet

U14 Takımımız ardından salı günü Dereağzı Tesisleri'nde Coca Cola Elit Akademi U15 Ligi mücadelesinde Bursaspor U15 Takımımız sahaya çıktı. İlk iki maçını kazanarak buraya gelen U15 Takımımız sarı lacivertli rakibine 2-0 mağlup olarak ilk puan kaybını yaşadı. Üç haftada 6 puan toplayan takımımız ligde şu anda 5.sırada bulunuyor.

U16 diş geçiremedi

Akademi Liglerinde 3.hafta mücadelelerine U14 ve U15 maçlarından sonra dün oynanan U16, U17 ve U18 maçları ile devam edildi. U16 Takımımız Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde konuk ettiği rakibine diş geçiremedi ve sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı. Takımımızın tek golü Enes Ünal'dan geldi. Bu sonuçla ilk hafta Ankaraspor'u 10-0 ile geçip ikinci hafta Boluspor ile 3-3 berabere kalan takımımız bugünkü beraberlik ile puanını 5'e yükseltti.

U17'den gol sesi çıkmadı
İlk iki maçında Ankaraspor ve Boluspor'u geçen U17 Takımımız dün Vakıfköy'de konuk ettiği Fenerbahçe ile 0-0 berabere kaldı. Saat 16:00'da başlayan mücadelede U17 Takımımız rakibine oranla daha üstün mücadele etmesine rağmen galibiyeti getiricek golü bulmayı başaramadı ve 3.hafta sonunda puanını 7'ye çıkardı.

U18 deplasmanda kayıp

Son iki sezonun Türkiye şampiyonu 95 jenerasyonu takımımız dün Fenerbahçe'nin konuğu oldu. Rakibi karşısında mücadelenin başında Oğulcan Çağlayan'ın golüyle 1-0 öne geçen yeşil beyazlılarımız galibiyeti koruyamadı ve 90 dakikanın sonunda sahadan 2-1 mağlup ayrıldı. İlk hafta deplasmanda Ankaraspor'a bugün ise deplasmanda Fenerbahçe'ye 2-1 mağlup olan takımımız ligdeki tek 3 puanını geçtiğimiz pazar günü Vakıfköy'de Boluspor'a karşı 8-2'lik skorla almıştı.

11 Eylül 2012 Salı

Doğum Günün Kutlu Olsun Bursa'm


Bugün 11 Eylül 2012, Bursa'mızın düşman işgalinden kurtuluşunun 90.yıl dönümü...

Bursa, 1. Dünya Savaşı sonrasında 8 Temmuz 1920'de Yunanlılar tarafından işgal edilmiştir. Başkomutanlık Meydan Savaşı' nın kazanılmasından sonra, Türk kuvvetleri 10 Eylül 1920'de Bursa üzerine yürüyüşe geçmiş ve 11 Eylül günü 48. Süvari Alayı 3. Bölük Komutanı Şükrü Naili (Gökberk) Bey, Bursa Belediyesi Binası’na Türk bayrağını dikmiştir. Böylece Bursa 2 yıl 2 ay 2 gün sonra düşman işgalinden kurtulmuştur.

Bursa'nın işgali üzerine TBMM'de Başkalık Kürsüsü'ne siyah bir şal örtülmüş ve işgalden kurtulana kadar kaldırılmamıştır.

Bizim bugünlerimizi rahatça yaşamamız için canlarını hiçe sayıp mücadele eden şehitlerimize, gazilerimize, komutanlarımıza, sayamadığımız ve sayamayacağımız emeği geçen herkese selam olsun. Allah mekanınızı cennet eylesin.

Bursa, "Seviyorum seni, yaşıyoruz çok şükür der gibi..."

10 Eylül 2012 Pazartesi

Kiralık timsahlar bu hafta ne yaptı?





Bursaspor'umuzun bu sezon kadrosunda düşünmediği veya tecrübe kazanması amacıyla kiraladığı 13 isimden 8'inin takımı bu hafta sahaya çıktı. Spor Toto Süper Lig ve PTT 1.Lig haftayı Milli maç arası nedeniyle maç yapmadan geçirdiği için İbrahim Kaş, Ahmet Arı, Mehmet Sak, İsmail Haktan ve Yenal Tuncer haftayı bay geçti.

Emre ve Bilal kadroya giremedi

2.Lig Beyaz Grup takımlarından Kızılcahamamspor'a kiraladığımız Bilal Şeflek ile aynı grupta yer alan Körfez FK'ya kiralanan Emre Pehlivan takımlarının bu hafta ki ilk 18 kadrolarında kendilerine yer bulamadı. Kızılcahamamspor deplasmanda Şekerspor'u 1-0 yenerken, Körfez FK ise içerde Alanyaspor'u 2-1 ile geçti.


Tunay, Aykut ve Anıl 90 dakika

2.Lig Kırmızı Grup takımı olan Turgutluspor'a kiraladığımız Tunay Acar takımının Hatayspor ile deplasmanda 0-0 berabere kaldığı mücadelede 90 dakika sahada kaldı. 2.Lig Beyaz Grup'ta Altay'ın deplasmanda Ofspor'u 3-0 yendiği maçta Aykut Turan'da 90 dakika sahada kalmayı başardı. TFF 3.Lig 1.Grup takımlarından Karagümrük'e kiraladığımız Anıl Sarak'ta takımının Kırıkhanspor'u 1-0 yendiği mücadelede 90 dakika sahada kalan isimlerden oldu.

İlhan, Abdül ve Bedri Can

İnegölspor'a kiralanan İlhan Depe takımının ilk lig maçı olan ve Bursa Atatürk Stadyumu'nda oynanan Tokatspor mücadelesine ilk 11'de çıktı. İnegölspor'un 1-1 berabere kaldığı mücadelede 79 dakika sahada ter döken İlhan Depe, yerini transfer sezonunda adı Bursaspor ile de anılan Caner Karakuş'a bıraktı. Oyak Renault'un Arsinspor'u kendi evinde 2-1 yendiği mücadelede Abdülmuttalip Altın son 6 dakika oyuna dahil olurken, Menemen Belediyespor'a kiralanan Bedri Can Özdoğan takımının Arsinspor'u 4-1 yendiği mücadeleye ilk 11'de başlayıp 54 dakika sahada kaldı.

7 Eylül 2012 Cuma

Ediz Bahtiyaroğlu adına gece/turnuva!

Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Eskişehirsporlu Ediz Bahtiyaroğlu'nun ölümü herkesi derinden sarstı şüphesiz. Futbola Bursaspor altyapısında başlayan ve Bursa doğumlu olan rahmetli Ediz, Bursaspor'dan sonra Ankaraspor, Keçiörengücü, Ankaragücü, Bucaspor ve Eskişehirspor formalarıda giymişti. Hatta vefatından sonra memleketi Bursa'ya defnedilen Ediz'in cenaze töreninde Bursaspor formasının olmayışı ve az sayıda yöneticinin katılması eleştri konusu olmuştu.

Şimdi bunları bir kenara bırakarak Ediz Abi'nin adının yaşatılması için bir fikir sunmak istedim. Tahmini 23 Aralık 2012'de tatile girecek olan ligler 20 Ocak 2013'te tekrar başlayacak. Devre arası döneminde Bursaspor Kulübü Ediz Bahtiyaroğlu anısına bir futbol turnuvası düzenleyip Ankaragücü ve Eskişehirspor'u şehrimize davet etse ve Ediz Bahtiyaroğlu adına bir futbol gecesi düzenleyip bunu maçlarla renklendirse nasıl olur ?

Bu noktadan sonra öneriyi biraz daha genişletelim. İtalya futbolu ile ilgilenenler bilir Çizme'de 2001'den bu yana her sezon öncesi oynanan TİM Trophy turnuvası tarzında bir gece bu organizasyon için uygun olabilir diye düşünüyorum. Kısaca turnuvanın özelliklerinden bahsedelim. Üç takımın katıldığı turnuvada her takım birbiriyle 45'er dakikalık tek devre maç yapıyor. 45 dakika sonucu bir kazanan çıkarsa kazanan takıma 3 puan, kaybeden takıma 0 puan yazılıyor. Eğer 45 dakika berabere biterse mücadele penaltılara gidiyor. Penaltılar sonucu kazanan takıma 2 kaybeden takıma ise 1 puan yazılıyor. Her takımın birbiriyle maç yapması sonucu en çok puanı toplayan takım turnuvanın şampiyonu oluyor. Bildiğim kadarıyla FIFA'nın oyun kuralları geçerli olmadığı için turnuvada görülen kartlar filan hiçbir şekilde ligi bağlamıyor İtalyay'da ki organizasyonda.

Özetle Ankaragücü, Bursaspor ve Eskişehirspor'a uyarlayacak olursak, maç programı;

Ankaragücü - Bursaspor
Bursaspor - Eskişehirspor
Eskişehirspor - Ankaragücü

şeklinde oluşacak ve 45 dakikalık maçlar aralarında 15 er dakikalık dinlenme sürelerinide kattığımız zaman toplamda 2 saat 45 dakikalık bir organizasyon meydana gelecek. Penaltılara kalan maç olsa bile turnuvanın süresi maksimum 15-30 dakika arası uzayacaktır.

Güzel bir cumartesi veya pazar günü Ankara ve Eskişehir'den gelecek tribüncü insanlarla birlikte geçmiş meseleleri bir kenara bırakıp Ediz Bahtiyaroğlu anısına dostluk rüzgarları içinde bir gece/turnuva düzenleyebilicek olgunluktayızdır diye düşünüyorum. İnşallah bu fikir hayayta geçer ve bizde yanılmayız bu konuda.

Ek olarak düzenlenecek turnuva için her tribün için standart bir bilet bedeli belirleyip gecenin hasılatını Ediz'in ailesine bağışlamakta işin içine katılabilir, bunu da es geçmeyelim. Ayrıca turnuva olurda hayata geçerse o gün sabahtan Ediz Abi anısına mevlüt okutma veya yemek verme gibi faaliyetlerlede organizasyon genişletilebilir.

Umarım kulübümüz bu çağrıya kulak verir ve Ankaragücü - Eskişehir camiaları ve teknik ekipleri ile kontak kurarak bu iş için orta bir yol bulurlar.

Tekrardan ruhun şad, mekanın cennet olsun Ediz Bahtiyaroğlu...

6 Eylül 2012 Perşembe

Transfer sezonunun ardından

Bursaspor camiası için son senelerde epey sancılı geçen transfer sezonlarının bir yenisini daha bugün itibariyle atlatmış bulunuyoruz. Her zaman olduğu gibi yine epey hareketli ve bol spekülasyonlu tabi bir de bol hayal kırıklıkları ile geçen transer sezonunun sonunda takımdan 4 isim ayrıldı. Bunlar, Milan Stepanov, Gustav Svensson, Adem Koçak ve Turgay Bahadır olurken Ayrıca A Takım'da oynama şansı bulamayan A2 oyuncularımızdan Deniz Aslan (Antalyaspor) ve Caner Şen (Nilüferspor) ile birlikte artık adını sanını bile unuttuğumuz Emrah Kiraz ve Halil Zeybek'te kulüple ilişkisini tamamen kesti.

Bunların haricinde kiralık olarak yolladığımız 12 isim oldu. Süper Lig takımına kiraladığımız tek isim İbrahim Kaş olurken. PTT 1.Lig'e İsmail Haktan, Ahmet Arı ve Mehmet Sak'ı verdik. Geçtiğimiz sezon yine Beyhan Çalışkan'ın takımı Fethiyespor'da kiralık olan Aykut Turan yine Beyhan Hoca'nın takımı olan Altay'a giderken, geçen sezon Urfa ile 1.Lig'e yükselme sevinci yaşayan İlhan Depe İnegölspor'a kiralandı. Geçen sene Adana Demirspor ile 1.Lig'e yükselme sevinci yaşayan Tunay Acar'ın ise bu seneki durağı Fethiyespor oldu. A2 Takımı oyuncularımızdan Bilal Şeflek, Erkan Özbey'in başkanlığını yaptığı Kızılcahamamspor'a kiralanırken, Bedrican Özdoğan ise geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında olduğu gibi yine Menemen Belediyespor'a kiralık gitti. Bursaspor taraftarının büyük umutlar beslediği Emre Pehlivan transferin son günü Körfez FK'ya kiralanırken geçen sezon Nilüferspor'a kiralık olan Anıl Sarak bu sezon Fatih Karagümrük'e kiralandı. Abdül Altın ise geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında olduğu gibi yine Oyak Renault'a kiralandı.

Sayısal olarak baktığımızda 20 profosyonel futbolcunun gönderildiği Bursaspor'umuzda yeni sezon için 39 oyuncunun vizesi yaptırtılmış durumda. Gönderilmesinin iyi olacağını düşündüğüm birkaç isim daha vardı açıkçası. Bunlardan ilki Bekir Sevgi veya Harun Tekin. Yavuz Özkan'ın da gerisinde 3.-4. kaleci olan bu gençlerin sezonu maksimum 5-6 A2 maçıyla geçireceklerini tahmin ediyorum. En azından birisini kiralık gönderseydik Sercan Şen'in A Takımda kalması adına iyi olurdu.

Defans hattında ise 4 seçeneğimiz var; Ömer Erdoğan, İbrahim Öztürk, Serdar Aziz ve Taha Can Velioğlu. Son dakikaya kadar bu mevkiye takviye yapılacak mı diye beklentiler vardı ama yapılmadı ve bana görede doğru olan buydu. Artık tüm gözler şans gelmesi halinde Taha Can Velioğlu'nda olacak. Taha Can hakkında ufak bilgiler geçelim bilmeyenler için. 1994 doğumlu 18 yaşında bir stoper kardeşimiz. Güçlü fiziği ile dikkat çeken yaklaşık 1.85 boylarında şimdiye kadar U15,U16,U17,U18 ve U19 Milli Takımlarında toplam 38 kez görev almış ve yaş grubunun kaptanlığını yapan bir isim. Henüz 16 yaşında iken Ertuğrul Sağlam'ın Kasımpaşa kupa maçında forma verdiği ve Serkan Kurtuluş'tan sonra Bursaspor tarihinin en genç forma giyen ikinci ismidir Taha Can. Son iki sezonda A2 Ligi + Milli Takımlarda toplamda 55-60 arası maç tecrübesi yaşadı. Umarım şans zamanı gelince onada doğar ve 2013 yazında ülkemizde oynanacak U20 Dünya Kupası kadrosunda kendine yer bulur genç stoperimiz.

Ortasahada ise son güne kadar muallaktaki isim Barış Örücü'ydü ancak kadroda kaldı genç gurbetçi. Musa, NDiaye, Belluschi, Murat Yıldırım'la birlikte forma mücadelesi verecek. Onunda geçen sezon aldığı süreleri bu sezon arttırması gerekiyor.

İleri uçta ise bu transfer dönemi bir ilki yaşadık. Ertuğrul Sağlam döneminde her ana ve ara transfer dönemlerinde forvet takviyesi yapan Bursasporumuz bu dönemi boş geçti. Tek kusurumuz Tagoe'yi hala gönderememek sanırım. Pinto, Okan ve Bangura hatta zaman zaman Sestak ile bu bölgede bence yeterli seviyedeyiz.

Eldeki malzeme netleştiğine göre artık önümüze bakma vakti. Twente ve Galatasaray mağlubiyetleri ile iyi mücadeleye rağmen skor anlamda bunalıma giren takımımız Karabükspor maçı ile tekrar şaha kalkmalı ve sezon sonunda ilk 3'ün içinde yer almalı. Can-ı gönülden başarılar Bursasporum...

4 Eylül 2012 Salı

Tuncay Şanlı transferi ve beklentiler...

Yeşil beyazlı takımımızın son transferi Tuncay Şanlı bu sabah sağlık kontrolünden geçtikten sonra kendisini 3 yıllığına Bursaspor'a bağlayan sözleşmeye imzayı attı. İmza töreni yarın 11:00'da Özlüce Tesisleri'nde yapılacak ve tecrübeli futbolcu yeni sezonda Bursaspor'un 4 numaralı formasını terletecek.

Tuncay'da her transfer gibi taraftarı fikir ayrılıklarına sürükledi. Ben şahsen olumlu bakıyorum bu transfere Tuncay gibi mücadeleci ve savaşçı ruhu yüksek bir adamın bu formayı terletmesini her zaman desteklerim.

Sakaryaspor'un Türk futboluna kazandırdığı bir değer olan Tuncay'ın Fenerbahçe ile olan gönül bağı herkesin malumu zaten ancak profosyonel futbolcu neticede ben bu sezon Tuncay'ın Fenerbahçe'ye gol atacağına ve abartılı olmasada standart bir sevinç gösterisinde bulunacağına dair şimdiden kendimi kitledim smile

Kariyerine dönelim birazda Sakaryaspor'da yıldızı parlayan Tuncay'ın adını duyurduğu kulüp Fenerbahçe oldu. Sakaryaspor ile iki sezon üst üste şimdiki PTT 1.Lig'de 68 maça çıkan Tuncay 33 gol kaydetti. 5 sezon terlettiği Fenerbahçe formasıyla 3 kez şampiyonluk sevinci yaşayan Tuncay sarı lacivertli formayla 204 maça çıkıp 77 kez fileleri sarstı. Bu gollerin 59'unu ligde, 6'sını Türkiye Kupası'nda 12'sini ise Avrupa Kupaları'nda atan Tuncay, Alex'ten sonra Fenerbahçe'nin bu alanda en golcü ikinci ismi konumunda.

Fenerbahçe'den sonra Premier Lig'in yolunu tutan Tuncay'ın Ada'da ki durağı M'Boro oldu. Boro formasıyla Ada'da ki ilk iki sezonunda 67 maça çıkan Tuncay 15 gol kaydetti. Başarılı futbolcu ayrıca 8'de kupa maçında forma giymeyi başardı ve 1 gol attı. M'Boro'nun küme düşmesiyle birlikte Championship'te 3 maça çıkıp 2 gol atan Tuncay ardından Stoke City'e geçerek Premier Lig kariyerine devam etti. Stoke formasıyla ilk sezonunda 30'u lig, 7'si kupa maçı olmak üzere 37 maça çıkan Tuncay 5 kez gol sevinci yaşadı. 2010-2011 sezonunun ilk yarısını Stoke City formasıyla çıktığı 20 maçta 3 gol atarak geçen Tuncay burada menajeri ile yaşadığı sıkıntılar nedeniyle Wolfsburg'a transfer oldu. Sezonun ikinci devresini Alman ekibinde geçiren yıldız futbolcu 4 maçta görev alıp sadece 1 asist ile sezoun kapattı.

Geçtiğimiz sezon ise Magath'ın Wolfsburg kadrosunda düşünmediği Tuncay tekrar Ada'ya dönerek 1 seneliğine Bolton Wanders'a kiralandı. Burada 3'ü ilk 11 olmak üzere 16 maçta görev alan Tuncay ayrıca 3 Rezerv Lig maçı (2 gol - 2 asist) ve 6 kupa maçında (1 gol - 3 asist) görev alarak sezonu toplamda 25 maç yaparak geçirdi.

Tuncay'ın Milli Takım kariyeride başarılarla dolu. Alt yaş kategorilerinde 33 kez Milli olan tecrübeli oyuncu 19 kez gol sevinci yaşadı. A Milli Takım'da ise 80 kez forma giyen Tuncay 22 kez ağları sarsmayı başardı. 2003 Konfederasyon Kupası'nda 3. olan Milli Takımı'mızda o dönem gol kralı oyuncumuz Okan Yılmaz ile birlikte görev alan Tuncay turnuva sonunda Gümüş Top ve Gümüş Ayakkabı ödüllerinin sahibi oldu. Euro 2008'de 3.olan Milli Takımı'mızda da yer alan Tuncay aynı zamanda Milli Takım'da attığı 22 gol ile Hakan Şükür'den sonra ay-yıldızlı forma ile en çok gol atan ikinci oyuncu konumunda.

Tuncay Şanlı her sezon 25 maçın altına düşmemiş bir oyuncu olsada son resmi maçını 27 MART 2012'de oynadığını düşünürsek 5 ayı geçik bir süredir maç tecrübesi yaşamıyor. Sezon öncesi kampıda yapmadığını hesaba katarsak Karabükspor maçına kadar olan 12 günlük süreyi maksimum verimle geçirip en azından yedek kulübesine kapağı atmalı. Tuncay Şanlı 5 sene sonra döndüğü Türkiye'de bence tekrar kendini ispatlayacak ve geç te gelse tam isabet bir transfer olduğunu gösterecektir. Tekrardan bu kutsal forma altında başarılar hem Tuncay'a hem takımımıza...

3 Eylül 2012 Pazartesi

Akademi Timsahları fırtına gibi başladı

Cumartesi günü başlayan Coca-Cola Akademi Ligleri'nde 2012-2013 sezonu dün yapılan maçlarla devam etti.

Dün oynanan maçlarda U16 ve U17 Takımlarımız Vakıfköy'de Ankaraspor'un U16 ve U17 Takımlarını ağırlarken, U18 Takımımız deplasmanda Ankaraspor U18 Takımı'nın konuğu oldu.

Pazar saat 12:00'da Bursaspor Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde oynanan Coca Cola Elit Akademi U16 Ligi mücadelesinde U16 Takımımız sahadan 10-0 galip ayrıldı. Takımımızı galibiyete taşıyan goller ise Enes Ünal (3), Berke Yılmaz (3), Ekrem Kılıç (2), Enbiya ve Bünyamin'den geldi.

Bu maçın hemen ardından saat 14:00'da oynanan Coca Cola Elit Akademi U17 Ligi mücadelesinde U17 Takımımızda sahadan 4-1 galip ayrılmasını başardı. Takımımıza galibiyeti getiren goller Emirhan Çolak, Enes Ata, Talha Çalışkan ve Hayri'den geldi.

Yenikent Asaş Stadı'nda saat 12:00'de oynanan Coca Cola Elit Akademi U18 Ligi mücadelesinde ise U18 Takımımız rakibine 3-1'lik skorla boyun eğdi. Mücadelede yeşil beyazlı gençlerimizin tek golü Furkan Soyalp'ten geldi.

Hatırlanacağı gibi dün Ankara Aktepe Tesisleri'nde oynanan karşılaşmalarda Bursaspor U14 Takımımız Ankaraspor U14 Takımı'nı Kadir Altun (4) ve Görkem Çavuşoğlu'nun golleriyle 5-1, Bursaspor U15 Takımımız ise Ankaraspor U15 Takımını Sercan Akyıldız, Ömer Keşen (2), Özgür Köse (2)'nin kaydettiği goller ile 5-2 yenerek sezona başlamıştı.

Bu sonuçların ardından Akademi Ligi takımlarımız (U14, U15, U16, U17 ve U18) Ankaraspor'un Akademi Ligi takımlarına karşı 4 galibiyet, 1 mağlubiyet ile ilk haftayı sonlandırdı.

2 Eylül 2012 Pazar

Don't leave us Carson!

Meali : Bizi bırakma Carson. Son 72 saatte biri 120 biri 90 dakika olmak üzere 2 resmi maça çıkan Bursasporumuz 2 maçtada sahadan mağlubiyetle ayrılırken kalesinde 7 gol gördü. Ve bu maçları sıfır kaleci hatasıyla geçti. Garip değil mi ? 2 maçta 7 gol yiyen bir takımın kalecisi nasıl hatasız ve üst düzey maçlar çıkartır.

Scott Carson'ın kaderi bu sanırım. Kariyerinde daha öncede 2006-2007 sezonunda Charlton'da forma giyip takımı küme düşmesine rağmen kendisi takımın en iyi oyuncusu seçilmişti. Önce perşembe akşamı daha sonra bu gece ki maçta defansta yaptığımız hataların ardından Carson'ın hala bavulunu toplayıp gitmemesinin nedeni Avrupa'da transfer sezonunun bitmesidir bana göre.

120 dakikalık Twente maçının zihinsel hezimetinin ardından Arena'ya çıktı Bursaspor, beklentilerin üstünde bir mücadele ile hemde. (Maçtan önce şahsi beklentimi twitter'a yazmıştım : ''Sen ki binlerce insanın yaşama tutunma sebebisin, bunun bilincinde olarak 'mücadele' et yeter...'') Ne yazık ki bu mücadelemizi Twente maçında olduğu gibi yine ilkyarının ortalarında bireysel hata ile geriye düşerek baltaladık. Selçuk'un kornerinde Hakan Aslantaş'ın ters kafa vuruşunu Umut çizgide tamamladı ve skoru 1-0 yaptı.

İkinci yarı herkesin oyundan düşer dediği Bursaspor yine pes etmemişti. Batalla'nın asistinde eski Galatasaralı Musa Çağıran'ın golüyle tıpkı Twente maçında olduğu gibi skoru 1-1'e getirmeyi başardık. Bu dakikadan sonra galibiyeti arayan ve yakın olan taraf bizdik. Taa ki Musa Çağıran'ın ceza sahası içinde boşta kalan topa etrafında kimse olmamasına rağmen acemice uzaklaştırmaya çalışırken ağlarımıza yollayana kadar. Musa henüz 92 doğumlu ve benim beklentilerimin yüksek olduğu genç bir oyuncu bu gol ona iyi bir ders olacaktır. Ceza sahası içinde artık daha bilinçli ve sakin olması lazım.

2-1'den sonra beraberlik umutlarımızı sıfıra indiren golü yine Galatasaray'a armağan ettik. Carson'ın almak için çıktığı topu İbrahim kafayla 1 metre ötesindeki Galatasaraylı futbolcuya atınca hızlı pas ve tek şutla skoru zorla 3-1'e getirttik. Maçın bitimine son 4 dakika kala Ömer Erdoğan ile umutlansakta Galatasaraylı futbolcuların ekstra profosyonellikleri ve Özgür Yankaya'nın kendine yakışan tutumu kalan süreyi eritmeye yetti.
Carson hakkında bir futbolcuya yorum yapmak istemiyordum aslında ama yenileri söylemeden geçmeyelim. Murat Yıldırım Samsunspor ile sezon öncesi kampı yapmamıştı ve hazır değildi artık kıvama gelmiş gözüküyor süre aldığı dakikalar boyunca bence göz doldurdu. Belluschi ise tutuk başladığı maçta henüz tam fikir vermedi diyebilirim. Ama kalitesi ortada katkı sağlayacağından şüphem yok. Pinto'nun formsuzluğuna alışık değiliz, bu maçtada yokları oynadı umarım kendine gelir kısa zamanda. Son bir sözde N'Diaye'ye olsun. Çok gereksiz fauller yapıyor, denge problemi had safhada. Sen futbolcusun be kardeşim hemen adamları alaşağı etmeye çalışmayı bırak, oyununu oyna.

Karabük maçı dönüm noktası olmalı. 35-31 yaşındaki stoperlerimizde Milli Takım arasını bol bol şu son iki maçı seyredip ders alarak geçirsin. Neticede öğrenmenin yaşı yok, hele şu 3.goldeki hatayı Taha Can yapsın, Batıcan yapsın, Süheyl yapsın ama İbrahim gibi bir adam yapmasın bir zahmet.

Neyse her zaman olduğu gibi umuttur Bursaspor, emeklerimizin karşılığını alacağımız günler çokta uzakta değil...

twitter.com/EKoncak
twitter.com/BsBaskadir