Bugünleri anlamak için birazda geçirdiğimiz zamana bakmak gerekir. Sezon başına kadar ufak bir yolculuk yapalım. Uefa Avrupa liginde oynanan ilk maç olan Gomel maçına, Belarus ekibini evimizde 2-1, deplasmanda ise 3-1’lik skorlarla elemiştik ve sonrasında Belçika temsilcisi Anderlecht ile eşleştik ve ilk karşılaşmada öne geçmemize rağmen sahadan 2-1’lik skorla boynumuz bükük ayrılmıştık. Aslında bu karşılaşmada skordan ziyade biz taraftarı en çok üzen ve sinirleri tavan yaptıran olay, yeni transferlerden İbrahim Kaş ve takımda kaptanlığa kadar yükselen Volkan Şen’in maçta sergiledikleri hareketler ve sonrasındaki takımdan gönderilişleri idi. Rövanşında ise erken gol bulmamıza rağmen devamı gelmeyince maçı berabere bitirebildik. Neyse esas konumuz Süper Lige başlangıç, sezonu Kayseri’yi 3-0; ardından deplasmanda Mersin’i maçın ilk dakikalarında geriye düşmemize ve o sıcakta, o nemde erken saatte oynamamıza rağmen 3-1; jimnastik ile maçın 6.dakikasında öne geçmemize rağmen 25.dakikada Bangura’ nın gördüğü kırmızı sonrası bozulan kimya ve verilen mücadelenin üst seviyede olduğu maçta son dakikalarda yenilen 2 gole engel olamayınca, hem verilen emekler hem de alınacak olan 3 puandan olmuştuk. Aslında puandan ziyade en önemlisi emeklerin boşa gitmesiydi. Neyse Sivas maçı ile devam edelim, sahada beklenmeyen bir Bursaspor vardı ve maç sonu tabelada beklenmeyen bir sonuç olan 3-0 yazıyordu; bu maçtan beş gün sonra sahamızda Gençler’i konuk ettik ve bu maça Batalla ve Ozan’ın damga vurmasıyla 4-0 olarak bitirdik. Bir sonraki maçta deplasmanda Galatasaray ile karşıştık ilk yarısında fazla varlık gösteremesekte 2.yarıdaki oyunla beraberliği sağladık yine bu sezonun kronik hastalığın devamı olan son dakika golüne engel olamayınca sonuç yine bize hüsran oldu. Ardından trabzonu konuk eden takımımız çalınan enteresan bir penaltı sonucu maçtan 1-1’lik sonuçla ayrıldı ve sırasıyla Ordu, Manisa, Belediye maçları ile beraberlik serisi devam etti. Beş maçlık 3 puan hasretine Samsun maçı ile son veren takımımız misafir olduğu Karabük’te %70’e varan topla oynama oranına rağmen sahadan 3-1’lik mağlubiyetle ayrıldı. Aynı senaryoyu Eskişehir maçında da gördük topla oynayan taraf biz, fakat son dakikalarda golü rakip bulunca bu maçtan da boynu bükük ayrıldık. Bu maçın ardından Kardeş’e konuk olduk ve topla oynayan taraf yine biz olmamıza rağmen gol pozisyonu dahi bulamadan maçı golsüz eşitlikle sonuçlandırdık. En son olarakta dün oynadığımız fenerbahçe maçında umut veren bir başlangıç yaptık fakat yakaladığımız pozisyonu değerlendiremeyince maçı yine hazin bir şekilde tamamladık.
Bu kadar şeyi neden mi yazdım; her şey bir kart parçası ile başlıyor aslında, ilk iki maçında 6 gol bulan takım, özellikle son haftalarda gol yollarında etkili olamamaya başladı. Bunun nedeni çok basit, puan hak ettiğin maçları son dakikalarda yediğin goller ile puansız ya da bir puan ile bitirmen seni özgüven eksikliğine sürükler ve sahada mücadele eden futbolcuların sorumluluk almaktan kaçmaya başlar. Bunu ilk neden olarak sorgusuz sualsiz bir şekilde ifade edebiliriz. Diğeri ise kadro derinliği, teknik taktik işlerini pek sevmediğimden bu konuyu es geçiyorum fakat belirtmek istediğim nokta, bir zamanlar 60. dakikadan sonra kenardan Sercan, Batalla, formda olan Turgay, Bekir Ozan vs. girerken şimdilerde ise kenarda büyük bir kayıp yaşıyoruz. Diğer bir neden ise malum şike davası, futbolumuzu yöneten insanlar sürekli “iddiınıminin ıçıklınmısını” bekliyoruz diyordu, e iddaaname açıklandı da ne oldu? Benim dahi okuduğum iddaanameyi ligimizde top koşturan futbolcular indirip okuyamazlar mı? Okuduktan sonrada söylemezler mi ‘ne için mücadele ediyoruz biz?’ diye…
Maç sonunda hocanın açıklamalarında tekrar çıkışın ilk sinyalleri verildi. Teknik kadro ve oyuncuların bazı şeylerin farkında olmaları da bu toparlanmanın daha da çabuk gerçekleşeceğini gösteriyor. Ve son maçta ortaya konulan futbolda pek iç açıcı olmasa da Ankaragücü, Eskişehir ve Karabük maçından daha güzel bir mücadele sergilendiği içinde toparlanmanın daha kısa süreceğine benimde inancım tam. Devre arasının gelmeside ayrı bir motive kaynağı, devre arasında yapılacak olan transferler hakkında gerekli irtibatlar kurulmuştur ve bu sefer transferi ilk günlerinde bitirebiliriz umarım.
Teknik ekibe ve futbolculara güvenim sonsuz, Ramazan'ın belirttiği gibi;
-"Bursaspor’u bu hale biz getirdik, yüceltmek de bizim elimizde."
Sabırla bekliyoruz...
zaten en yüce mevkiye çıkmış bir takımı neden tekrar biz ugraşacagız adam gibi transferler yapmaz iseniz böyle olur dua edelimde küme düşmeyelim
YanıtlaSil