23 Aralık 2011 Cuma

Gece / Gündüz

Gece ile gündüz gibi bir maç izledik dün akşam. İlk yarıda yokları oynayan fakat ikinci yarı uzun zamandır göremediğimiz kadar pozisyona giren bir Bursaspor… Bunu anlamakta güçlük çekiyorum, hatta hiç anlam veremiyorum. Uzun zamandan beri gol yollarında etkisiz kalıyoruz, duran toplar ya kalecide ya da rakip defansta takılıyor, şut desen zaten atamıyorduk ama dün ikinci yarı sanki bunca hafta bunları yapmayan kendileri değilmiş gibi ikinci yarıda baskı kuruldu ve pozisyonlar ardı arkasına geldi. İşte görmek istediğimiz takımda bu; saldır, pozisyon üret, çabala yenemesen de canın sağ olsun diyelim. Ruhsuz oynamayın yeter.

Orta sahada Adem’in sakatlığı ve Ndiaye’nin kart cezalısı olduğundan dolayı forma giyemediği maçta orta alanı Musa ve Svensson’a emanet etmişti Sağlam. Dün akşam Adem’i ve Ndiaye’ yi bu kadar arayacağımızı düşünmemiştim. Öncelikle şunu belirteyim Musa’dan çok ümitliydim fakat Antalya ve Antep maçlarından sonra ümidim giderek azalıyor kendisine karşı. Dün akşam fazla sırıtmasada beklediğim verimi sahaya yansıtamadı. Hazır orta alandan başlamışken Barış Örücü’ ye ayrı bir parantez açmak istiyorum, topu alışı bir şeyler yapmaya çalışması bile bana olumlu gelen yanları, sezon başı alınan gurbetçilerden en çok yararlanabileceğimiz oyuncu olacağı aşikar, umarım bir an önce daha çok verim almaya başlarız. Svensson’dan bahsetmeye bile gerek duymuyorum o yüzden direk sağ tarafa abone olan Sestak’a geçelim; maça istekli başlamıştı kendisi sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kaldı. Belkide ilk defa Sestak bu maçta biraz sivrilebilecekti ama kısmet değilmiş yerini diğer abone olan Turgay’a teslim etti. Turgay’a değinecek olursak, Ozan’a atmak isteyipte atamadığı bir pas var ki eğer o topu atabilse şu anda bambaşka şeyler konuşuyor olacaktık. Sürekli Turgay için yorumum; iyi niyetli fakat o iyi niyeti hep niyet olarak kalıyor. Bir şeyler için çabalıyor fakat şapkadan tavşan çıkartmak gibi bir kabiliyeti olmadığı için daha çok ters tepiyor hareketleri. Devre arasında sağ kanat orijinli ofansif bir orta saha oyuncusu aldık mı yani golü değil asitsi düşünen bir sağ açık aldıkmı, Turgay’da bu tür hareketlerden kurtulmuş olacaktır, hemde biz biraz daha rahat nefes alacağız. En çok mücadele eden, koşan, yalandan da olsa basan oyuncumuzun Batalla olduğuna hala inanamıyorum. Uzunca bir süre bu adam koşmuyor, mücadele vermiyor diye konuşurken şimdi ise Batalla en çok mücadele eden adamımızın olmasına şaşırıyorum. Ozan İpek ilk yarıda fazla bir şey yapamasada ikinci yarı o da takımla beraber ritmi yakaladı ve nitekim golünüde attı. Bangura tam bir golcü fakat saha içinde top almaya, yardım etmeye gelince o bölge tek forvet oynandığından dolayı boş kalıyor ve gol yollarında etki yok oluyor. Bangura hakkında bir cümle daha yazalım, iki pozisyon yakaladı bir tanesi tartışılabilir fakat bir pozisyonda kendini yere bırakması hiç yakışmadı. Kendisi bilmiyor mu 54 haftadır penaltı atılmadığını? Ya da buna inat olsun diye mi penaltı almaya çalışıyor anlayamadım. Serdar Aziz, sürekli yükselen bir değer çizgisini bozmaması en büyük arzum. Ömer ve İbrahim hakkında birkaç hafta önce yazı yazmıştım ve o maçtan sonra ritmini yakalamıştı bu ikili, dün akşam yine sırıtmaya başladılar Ömer’in iki kez topu rakibe verip kontrolsüz yakaladık Allah’tan rakip değerlendiremediler, İbo’nun ise savruk görüntüsü dikkatimi çekti, her şeye eyvallah ama topu ayağının altından kaçırmakta nedir yahu? Vederson hakkında ise ağzımı bile açmak istemiyorum. Yediğimiz ikinci golde bariz hatası var, yerini çok bırakıyor ve Ozan’ında performansını olumsuz etkiliyor bu davranışları. Kendisine çeki düzen vermesi gerek, Mehmet Sak pekte sırıtmamıştı aslında o bölgede olmuyorsa Mehmet denenebilir.

Takım içinde isimlere baktığımız zaman üstün bir kadro yapısı ama aynı kadronun sahadaki mücadelesine bakınca ters oranda bir görüntü, bunların en yakın zamanda çözümlenmesi gerekiyor.

Beklediğimiz devre arası geldi çattı; öncelikle gereken bölgelere iyi birer transfer, en önemliside savaşan ruh istiyorum…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder