20 Aralık 2011 Salı

Karakter meselesi...

Yıllardır süre gelen dört büyütülmüş sempatizanlığını maalesef ki 7.haftada oynadığımız Trabzonspor maçının ardından 15.haftada oynamış olduğumuz Fenerbahçe maçında da açıkça gördük. Misafir tribün iki mücadelede de hınca hınç dolu ve bu doluluğun baş mimarları Bursa’da yaşayıp dört büyütülmüşlerin yandaşlığını yapanlardı. (Fenerbahçe maçında deplasman tribünün yaklaşık yarısının İstanbul'dan geldiğini ekleyelim.) İçimizdekilere dönelim, bu insanlar öylesine yüzsüzler ki bir kısmı bizim tribünlerimizede girip rahatça maçlarını izlediler.

Nedir bu sempatizanlık ? En klasik soruyu soracağım bu insanlara. Sizin ekmeğiniz oradan mı geliyor ? Ekmek yediği kapıya ihanette bizim ülkemizdeki taraftarlarının ellerine su döken yoktur diye düşünüyorum. Şöyle bir Avrupa’ya baktığımızda insanlar yaşadığı bölgenin dışında takım tutmadıklarını genellikle görüyoruz. Bu onlar içinde gelenek haline gelmiş sıradan bir durum. Çünkü her maça şehirlerin karşılaşması olarak bakmaları rekabeti daha anlamlı kılıyor. Bize tekrar geri dönelim, Anadolumuz'da milyonlarca insan vardır sözde tuttuğu takımı TV’de bile seyretmeyip de “hangi takımlısın?” sorusuna “Ben koyu xxxx liyim” cevabını verebilecek. Bu hiç de yabancı olmadığımız bir durum.

Neyse bunlar bizi açıkçası çok da bağlamıyor. Bursa, futbolu içinde yaşayan Anadolu’da ki ender şehirlerden bir tanesi. En basit örnek olarak tarihi Kapalı Çarşı esnafının dükkanlarında yaşattığı Bursasporluluk ruhu. Bizden bir esnafın dükkanına girdiğinizde hiç yabancılık çekmezsiniz takımımızın posterlerini, stickerları, atkılarımızı görebilirsiniz ve içinizden biri olduğunu anlarsınız. Ya da yolda yürürken maç günü olmasa bile formasıyla, atkısıyla dolaşırken karşılaşan taraftarlar sanki birbirini tanırmış gibi selamlaşırlar. Şehrini savunmanın kardeşliğidir bu... Sadece Bursa'da değil gittiğiniz her yerde farklısınızdır. Hep dediğimiz gibi ''Dünyada Türk olmak gibidir Türkiye’de Bursasporlu olmak.''

Bursalı olup da Bursaspor’u tutan her taraftar üstünde gururla taşır o formayı. Daha bir özgüvenle bakar etrafına göğsünü gere gere ben Bursasporluyum mesajı verir. Kolay değildir bir Bursasporluya forması üzerindeyken laf söylemek. Kolay değildir arkadaş, eş, dost sohbetlerinde bir Bursasporluyla muhabbet eden malum takım taraftarlarının hali. Bursasporlu, sevdasını yaşattığı yüreğini koyarak konuşur ortaya. Ağzından ne çıkarsa kalbinde de o vardır. Diğerleri gibi Tv’den gördükleri stadları, futbolcuları konuşmazlar.

Uzun lafın kısası yürek ister, cesaret ister Bursasporluluk . Tertemiz ve şaibesiz olmamız koyar bazılarına. Bu yüzden saf ve temiz demektir Bursaspor. Meselenin özü aslında Çarşıda yazılan pankartta yatıyor; ''Bursalı olupta Bursaspor'u tutmamak, kuşkusuz bir karakter meselesidir...'' Gerisi koca bir hiç...

1 yorum:

  1. Şahlandım gururlandım birkez daha zaten ' Delikalı adamın takımı kimliğinde yazar' gerisi hikaye..

    YanıtlaSil