5 Aralık 2011 Pazartesi

Kırılma!

Bir çok kırılma maçları yaşadık henüz sezonu ortalamadan, ne var ki bu maçların hepsinden boynu bükük ayrıldık. Bireysel olarak kıyaslandığı vakit kadro yapımız tüm sezonlardakinden daha iyi fakat gösterilen emek, sahada verilen mücadele geçen sezonlarla eş değer değil. Bunu halletmenin tek yolu masaya yumruğu vurmaktır, herkes şapkasını önüne koyup düşünecek, herkes nerede oynadığının, ne için mücadele ettiğinin farkına varacak; yoksa çok işimiz var.

Kadroya değinecek olursak, dünkü yazımda Ömer ve İbo’ dan yakınmıştım, sanki bana nazire yaparcasına maçta eski günlere dönüş sinyalleri verdiler. Defansın solunda Vederson’un durumundan dolayı forma genç Mehmet Sak’a teslim edilmiş; Mehmet fazla sırıtmadı fakat şu bir gerçek ki o bölgenin adamı olmadığını da belli etti mücadele boyunca. Soldan bindirmeleri hiç göremedik desek yanlış olmaz, bu yüzden de Ozan sezonun en kötü oyununu oynadı belkide. Günümüz futbolunda beklerin ofansa sürekli katkısı vardır, bunu göz önüne aldığımız zaman Mehmet’te eline gelen şansı iyi değerlendirirse şayet sol bek alternatifimizi çözmüş oluruz. Sadece Mehmet çok çalışmalı bizde biraz sabır gösterilmeliyiz. N’diaye ilk maçlarındaki performansından çok uzaklarda, biz bu adamı nasıl aldık diye sorarken, şimdi bu adamın performansı nasıl bu kadar da düştü diye soruyorum. Adem konusunda pek bir şey söylemeye gerek yok çizgisinden pek şaşmıyor, birazda şutu denese fena olmayacak sanki. Maçta yaşadığı pozisyonu ucuz atlatmış Adem, Allah korusun ayağı kırılabilirmiş, geçmiş olsun dileklerimle bir an önce iyileşmesini temenni ediyorum. Bu pozisyon maçın kırılma anıydı bence, Ertuğrul hoca’nın 65. dakikadan önce oyuncu değiştirmemesine kızarken, bu hafta yaptığı erken hamleler ve hemen akabinde gelen sakatlık belimizi büktü. Adem’in yerine oyuna dahil olan Svensson’da bekleneni veremedi, orada Musa’yı tercih etseydi belki takım adına daha olumlu olabilirdi.

Dün akşamda gördük ki sorunumuz ileride topu tutamamak , Bangura deli gibi pres yapıyor, topu kazandığımızda ise ileride pası atıp takımın baskı kurması için gereken zamanı kazandırabilecek tipte oyuncu eksikliğimiz var. Ankaragücü ile başlayacak seride Sestak ya da Turgay’ı sağ kanatta görmek istemiyorum, onlara verilen şansı İsmail ya da Ahmet’ te hak ediyor. Devre arasında muhakkak ilk olarak sağ açığa bir isim alınmalı ve bu takım 4-2-3-1 den 4-4-2 ye dönmeli böylelikle Bangura’ nın verimi de artacaktır.

Bir parantezde maçın hakemi Cüneyt Çakır için açalım. "Ben Barcelona maçını yönetmiş adamım, sizde kimsiniz?" der gibi yönetti maçı adeta. Tutarsızlık gösterdiği pozisyonlarda vardı. Avrupa'da yönettiği maçlarla dünkü oynanan maç arasında çok fark vardı.

Yazının başında da belirttiğim gibi kırılma anlarında bu sezon hep hüsran yaşadık oysaki bu maçları kazanabilseydik şu anda bambaşka şeyler konuşuyor olabilirdik. Daha hiçbir şey bitmiş değil, yakalayacağımız galibiyet serisinde sıralamada bambaşka bir yerde oluruz aksini düşünecek olursak dibede vurabiliriz. Yeterki herkes elinden geleni yapsın ve yüreğiyle mücadelesini versin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder