26 Nisan 2012 Perşembe

Finale Çufçuf’luyoruz...




85-86 yıllarında yükselmiş Türkiye Kupası efsane kaptan Sedat 3’ün kollarında... Yaşım elvermediği için ben o zamanları hatırlamıyorum, ama hep o anlatılanlarla yaşıyorum.

Türkiye Kupası yarı final maçı için öğlen saatlerinde düştük yollara. Bursa çıkışında başlamış önlemler ve her tesiste her benzinliktede birer ikişer ekip arabaları görevlendirilmiş. Bir yandan da haklılar tabi, kolay değil Teksas Konvoy yollarda :)

Güvenlik önlemleri alınmış, polisler güler yüzlü, halden anlayan kişilerden kurulu ekipler. Mesela bugüne kadar sürekli “Yassah Gardaşım” cümlesini duyan ben, aramızda nerede yemek yiyebiliriz acaba diye konuşurken bir çevik kuvvetin buranın köftesi buranın bilmem nesi güzeldir vs.diye yol gösterip yardımcı olmasına çok şaşırdık. Tam birşeyler yemeye giderken Atlı polislere çarptı gözümüz, en azından İzmir’de Atlara değer verildiğini, kesilmediğini anlamış olduk ve köfteleri gönül rahatlığı ile yedik :)

Uzun soluklu kuyruğu atlatıp turnikeye geldik ve ne göreyim, biletleri kendimiz okutuyoruz -çok zevkliymiş, ben bilet okutucu olucam- biletleri okutup *medeni* bir şekilde arandıktan sonra ihtiyaç için bir ziyaret yapalım dedik ama o da ne, wc 1 tl. yooook artık :)

Tribünlerde yerimizi aldığımızda ise epey bi şaşırdım. Haftalar öncesinden kulisler yapan, televizyona canlı bağlanan, otobüs sayılarından sürekli haber veren takımının geleceği kişi bu kadar mıydı?

Maça sadece 2 gün kala hareketlenmeye başlayan şehrimizden ise maça gelen epeyce insan vardı.

Yalnız şuna bir parantez açmak isterim. İki takım taraftarıda bir çift renge gönül vermiş ve sevdasının peşinden kmlerce yol kat ediyor. Severim sevmem ama saygı duyup onlarıda tebrik ediyorum.

Tribün konusuna değinmek istemiyorum çünkü herkes kendine göre biz öyleydik biz böyleydik yorumları yapıyor. Maçın başlangıcında karşılıklı atışma,ilk 15 dakika bizim sonra onların kısa sürekli tezahüratlar-şovlar yapıldı. Golden sonra biz kopardık zaten. İkinci yarının başında gelen golden sonrada Eskişehirlilerin maç gitti bari meşaleleri yakalım mantığıyla hareket etmeleri Pinto’nun işine yaradı besbelli... Batalla’nın golünden sonrada bizim tribünde eğlence başladı zaten.

Maçın başlangıç düdüğünden bitiş düdüğüne kadar topun hakimi olan taraftık. Sadece ilk golden sonra topa eskişehir hükmetti fakat bundan yararlanamadı ve ikinci yarının başında gelen gol oyunu koparttı.

Bir parantezde zemin hakkında konuşmak lazım, 2.lig maçlarınıda elimden geldiğince izleyen birisi olarak o stadın zemininin patates tarlasından farksız olduğunu biliyordum fakat maçtan birkaç gün önce Bursa’dan gönderilen ekip işe yaramış. Emeği geçenler sağolsunlar.

Gelmeyenlerin çok pişman olduğu bir maçtı, bir çok insan kafalarını duvara vurmuştur muhtemelen.

Şimdi finale çufçufluyoruz...

2 yorum:

  1. ahh gelemedim gelemedim :(

    YanıtlaSil
  2. bu skor iki açıdan çok önemliydi.. sportif anlamda Hedefimize durmadan devam ettiğimizi ve Türkiye'nin en büyük 3-5 kulübünden birisi olduğumuzu gösterdik.. ikinci önemi de; boyuna posuna bakmadan Bursa'mıza kafa tutan bir grup insana patronun kim olduğunu göstermiş olduk :)

    YanıtlaSil