25 Nisan 2012 Çarşamba

Efsane Bursasporlular #4 Mesut Şen



Mesut Şen, 1944 yılında dünyaya gözlerini açtıktan 14 sene sonra, kolundaki saati 80 liraya satıp, tutkusu olan futbolun peşinden İstanbul’a gitmiş...

Mesut Şen, Galatasaray altyapısında oynarken bir arkadaşının yanına gezmek için geldiği Bursa’da, sıradan bir mahalle maçına dahil olup, o dönem henüz ortada olmayan Bursaspor’u oluşturan  parçalarından birisi olan Akınspor’un yöneticilerini büyülemişti. Akınspor’lu yöneticiler, 50 lira karşılığında bu büyük yeteneği Bursa futboluna kazandırmakta gecikmezken, Mesut da bunun karşılığını takip eden yılda gol kralı olup, Akınspor’u da şampiyonluğa taşıyarak görevini fazlasıyla yerine getirmişti.

Mesut Şen, Bursaspor için efsane denince ilk akla gelen isimlerden birisidir. Futbolculuk döneminde etle tırnak gibi oldukları Ersel Altıparmak ile beraber futbol oynadıkları döneme damga vurmuşlardır.

Yeşil beyaz’lı formayla Ay yıldıza uzanan ilk isim Bursaspor’un efsane futbolcularından Mesut Şen’dir. Bu davetin bir başka özelliği de Türkiye futbol tarihinde ilk kez 2. Ligde forma giyen bir futbolcunun milli takıma seçilmesiydi. O yıllar Bursaspor formasını başarıyla terleten Mesut Şen bir yandan da Milli Takımın vazgeçilmez oyuncusu olmuştu. Aynı sene askere giden Mesut Şen orada da Ordu Milli Takım’la ilk Dünya Şampiyonluğu’nu tadan Bursasporlu Mesut olarak anılacak ve tarihe geçecekti.

1964 yılı hem Mesut için hem de Bursaspor için imza atılacak tarihi zaferlerin temeli olacaktı. Ersel Altıparmak’ın katıldığı takımda Mesut ve Ersel, birbirini tamamlayan iki yarım gibiydi adeta. Mesut Şen, Türk futbol tarihinin o döneme kadar gördüğü en iyi sağ açık, Ersel ise adeta maestro niteliğinde bir orta sahaydı. Onların yeşil saha üzerinde oynadıkları futbol, futbol değil de sanki sekizinci sanat, ayakları ayak değil de sanki ucunda boya olmayan birer fırça, kontrollerindeki top ise top değil de sanki hiç ölmeyecekmiş gibi bir Ersel’e bir Mesut’e uçan kelebek... Bu ikilinin oynadığı futbolun methi o kadar yayılmış ki adlarına besteler yapılmış, onları izlemek için özel tribünler oluşmuş. Bursa dışından bu oyuncuları izlemek için öze seyirciler gelir ve Bursaspor nereye atak yaparsa o kalenin arkasına otururlarmış!

Ünlü Arjantinli futbolcu Osvaldo Ardiles'in ünlü topuk hareketiyle yaptığı çalımı, Ardiles'ten daha önce Türk futbolu'na kazandırmıştır. Eskiler bunu Ardiles çalımı olarak bilir. Yeniler ise ilhan Mansız'ın 2002 dünya kupası'nda Roberto Carlos'a yaptığı hareketten hatırlar. Ancak bu hareketin mucidi Mesut Şen'dir. Sağ açık mevkiinde görev yapar ve çoğu maç öncesi rakip takımın sol bek oyuncusu şüpheli bir şekilde sakatlanırmış. Bunun nedeni Mesut Şen karşısında madara olmamakmış. Bursaspor'un birinci lige çıktığı ilk sezonda oynadığı Fenerbahçe maçında sol bek Levent'i 2-3 kez üst üste geçerek kaleci Datcu'ya golü atmıştır. Bu golden sonra Datcu "nasıl yedin o çalımları" demiş, Levent ise "kolaysa sen gel tut" diyerek isyan etmiştir. Mesut Şen bu olayın ispatı olacak bir cümle kurmuş ve demiştir ki, "Ben bir futbolcuyu geçerdim, tesadüf demesinler diye dönüp bir daha geçerdim." Büyüklerimizden dinlemek güzel olsa da, keşke o zamanlara yetişebilseydim dediğim nadir Bursaspor forması giyen futbolculardan biridir.

Bir önceki yazımızda yer verdiğimiz İmparator Nejat Biyediç için;
http://bursasporbaskadir.blogspot.com/2012/04/efsane-bursasporlular-3-nejat-biyedic.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder