Mersin İdman Yurdu maçından çıkartabileceğimiz sonucu bu iki kelimeyle ifade edersek hakkını vereceğimizi düşünüyorum. Gerek tribün gerekse oynanan futbol bizleri tekrardan umutlanmamız için sinyaller verdi hatta sinyalden de öte geri döndüğümüzün apaçık ispatı gibiydi her şey. Her ne kadar ilk 15 dakika tutuk bir futbol izlemiş olsak da sonrasında sanki futbolcularımızın içine 2010 ruhu kaçmış gibiydi. O kızdığımız, beceriksizliğinden yakındığımız Turgay bile sahanın her tarafında canını dişine takarak verdiği mücadelesinden ötürü bile ayakta alkışlanmayı hak ediyor. Büyük umutlarla aldığımız Sestak’ın sezonun ilk devresinde istediğimiz performansı verememesi, bizlere saç baş yoldurtmasını bu maçta kenara bırakıp şık çalımlarını ve paslarını konuşmakta bir hayli keyifli geliyor.
Aslına bakarsak Gaziantep maçının ikinci devresinde olumlu sinyaller gelmeye başlamıştı. Fakat sezonun ikinci devresinin ilk maçı Kayseri deplasmanı olduğundan ürpertiyordu içimizi. Tam yılını hatırlamamakla birlikte uzun yıllardır deplasmandaki uğursuzluğumuz devam edecek gibi geliyordu. Korktuğumuz gibi de olmadı neyse ki 2-0 gibi rahat bir skorla mutlu ayrıldık Kadir Has’tan.
Gelelim MİY maçına. Sahada Kayseri’nin aksine oyunu soğutmaya çalışan bir Mersin vardı. Gereksiz fauller, zaman geçirmeler... Kısaca topla oynamamamız için ellerinden gelenleri yaptılar.Uzun zamandır görmeyi özlediğimiz bir Bursaspor vardı sahada. Kısıtlı kabiliyetlerine akıl ve yüreğini ekleyen bir takımdı orada savaşan.
Bu futbolda biraz da şans faktörünün yanında olması gerekiyor. Özellikle ikinci yarıda kaleye giden her şutumuz kaleci Sehic’in ellerinde erimes çok can sıktıi. Son dakikaya kadar maçı alacağımıza dair umudumu hiç yitirmediğimden o direkten dönen toplardan birinin fileleri sarsacağına inancım tamdı. Tam bu anlardan birinde maçın adamı süper bücür yine çıktı sahneye Vederson’un kullandığı köşe vuruşunda topu kontrol edişi ve tamamen kapanan bir MİY takımının ellerinin ayaklarının altından adeta yoktan var edecek vuruşu yaptı ve gol oldu. Şunu da belirtmeliyim ki sezonun ilk devresindeki son dakika kabuslarımız bundan sonra bizim lehimize döndü gibi. En azından ben böyle hissediyorum. Bu gol belki de maçın normal süresi içinde gelseydi bu kadar anlamlı kılınmayacaktı.
Buraya kadar çok yazdım ama hala asıl beni derinden etkileyen yere gelemedim. Gol sonrasında Batalla’nın sevinci, Mehmet(tam göremedim Ömer’de olabilir) ve Vederso’nun dua edişleri bana göre sezonun en güzel görüntüsüydü. Şu an da satırları doldururken bile gözümün önüne geliyorlar. Ne diyelim Allah gerçekten gönlümüze göre verdi. Şu gerçeği unutmamak gerekiyor. Bursaspor takımı ve taraftarı istedikten sonra üstesinden gelemeyeceği hiç bir şey yok. Hocamızın da her zaman söylediği gibi “Kenetlenmek lazım” bunun meyvesini MİY maçında topladığımızı düşünüyorum. Hem de fazlasıyla. Darısı diğer tüm maçlarımızın başına.
Önümüzde bizim için çok çok önemli bir Beşiktaş JK deplasmanı var. MİY maçının içinde ve sonunda da takımımıza bu maç için fazlasıyla moral depoladık. Ama yeniden bir 2010 yaşamak için en kısa sürede bir Özlüce yapılması gerekiyor. Cumartesi günü gidelim Timsahlarımızı paşalar gibi uğurlayalım ertesi akşamında da Yalova’dan davulla zurnayla karşılayalım. Zor değil bu sadece biz isteyelim yeter...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder