29 Ocak 2013 Salı

Elveda değil, sadece kısa bir veda...



Kısa sürmesi beklenen ayrılıkların ardından söylenen klasik sözdür; ''Elveda değil, sadece kısa bir veda...''

Bursaspor camiası adına 2 Ocak 2009'da başlayan rüya ne yazık ki 28 Ocak 2013'te son buldu ve Ertuğrul Sağlam ile Bursaspor camiasının yolları ayrıldı... Dolu dolu geçen 4 yıl + 26 günün ardından kendi adıma konuşacak olursam bu ayrılık şüphesiz ki çok derinden etkiledi beni. Nedense kabullenmesi zor geliyor, ''En azından iki üç mağlubiyet daha alsa olası bir küfürlü protestoya, istifa davetine maruz kalırdı neyse ki olmadı'' diye kendimi avutsamda olmuyor. Böyle olmamalıydı ya...

Ertuğrul Hoca'nın bugün toplantıda söylediği ''Bu  karar belli bir süreçte yaşanan sorunların yansımasıdır.'' lafından herkes üzerine düşeni almalı diye düşünüyorum. Bu cümleden sonra taraftar topu yönetime, yönetim topu taraftara atarsa bu şehir, bu kulüp bir adım ileriye gidemez. Şahsen ben görev süresi boyunca yaptığım az sayıda eleştiride çok haddi aşmasamda zaman zaman afedersiniz ama eşşeklik ettiğimi düşünüyorum. Sanki ben dilimi tutsam Hoca daha çok burada kalacakmış gibi geliyor...

Pazar gecesi istifa haberi ortalığa bomba gibi düştükten sonra resmen içime bir hüzün çöktü. Dün sabah tesislere giderkende Ertuğrul Hoca'nın kararından vazgeçmeyeceğini biliyordum açıkçası ama belki 1.5 sene önce 18 Haziran 2011'de Başkan ve yöneticilerin  nezaretlere düştüğü dönemde ki gibi bir basın toplantısıyla birlikte camiaya sahip çıkar mı ümidide vardı içimde... Ama maalesef o gün ile bugün arasındaki tek benzerlik Ertuğrul Hoca'nın yüzündeki büyük yorgunluktu...
























Tesislerin önünde beklerken Hoca'nın istifasını twitter aracılığıyla öğrendik, çok net bir 10 saniye ölüm sessizliği oldu sanki. Sessiz bekleyen kalabalıktan yükselen ''Hoca istifasını açıklamış beyler'' bağırışı bir devrin kapanışıydı... Ardından Hoca'nın kapıya kadar gelip taraftara teşekkür edişi bu vedanın en duygusal anlarındandı...

Çok şey kazandık onun sayesinde, sportif anlamda geride kalan 4 sezonda tarihin en iyi iki derecesi (1.lik ve 3.lük), 25 sene aradan sonra oynanan Türkiye Kupası finali, 46 senede çıkılan 14 Avrupa Kupası maçına karşılık Ertuğrul Sağlam ile 3 senede çıkılan 14 Avrupa Kupası maçı, Sağlam ile birlikte Bursaspor'un ligde  Sağlam'sız geçirdiği 46 yılın ortalamasına göre +18 puan daha fazla toplaması... (Bu da her sezon ekstra 6 galibiyet = 5.4 Trilyon para yapıyor. Bunu 4 sezona yaydığında Ertuğrul Hoca ve ekibinin sadece 34 haftalık lig maratonunda Bursaspor'un gelirlerinde sağladığı artışı çok rahat görebilirsiniz. Sezon sonu primleri, Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi primleri vs eklemiyorum bile. Bu ince hesapta her fırsatta Hoca'nın aldığı maaşı öne sürenlere gelsin.)



Sportif alanın dışında adamlık namınada çok şey kattı bu camiaya Ertuğrul Sağlam. Her türlü yardım, sosyal sorumluluk, hayır işlerinde hep en ön sıradaydı ve Bursaspor'u hep iyi bir şekilde temsil etti. 7'den 70'e, engellisinden sağlıklısına herkesin yüzünü güldürüp gönlünü hoş tuttu. ''Bir daha onun gibisi gelmez'' cümlesini sarfettirende buydu aslında...

Tabiki bunları yaparken yanında Mutlu Topçu, Ersel Uzgur, Birol Berkem, Öztürk Tanrıbilir, Özhan Pulat ve Gerçek Yeşilata isimlerinide es geçmeyelim. Daha ismini yazmayı unuttuğum ve Ertuğrul Hoca'ya yardımı dokunan herkesi bu listeye dahil edebiliriz. Hepsi gerçekten bu camiaya muhteşem bir 4 sene yaşattılar...

Çok değerli Mehmet (Baya) Abimin bir sözü vardı; ''Bizler tuttuğumuz takımın ilk şampiyonluğuna canlı gözlerle tanık olan şanslı insanlarız...'' diye işte biz bu duygunun yeteri kadar farkına varamadık. Ne denli büyük iş başarıldığını ne zaman tam anlamıyla idrak edeceğimiz ise muamma. Hoca'da sözde şampiyonluk kredisinin camianın nezdinde bu denli çabuk tüketildiğini görmüş olacak ki basın toplantısında ; ''Camiamızda gözle görülür heyecan eksikliği oluştu. Yaşadıklarımız da güven kaybına neden oldu. Bunlara dur diyemediğimiz bu noktada, şehir ve camiayla kurduğumuz gönül bağının daha fazla yaralanmaması adına bir karar vermek durumundayım'' ifadelerini kullandı.

Hoca'nın istifası ayrıca ''Altyapıdaki topçuları harcıyor'' tezini de yıktı geçti adeta. Dünkü istifanın ardından Taha Can, Sercan, Berat, Ozan Tufan, Furkan Soyalp, Batuhan, Duhan Çağlar gibi bir çok isim gayet içten bir şekilde Hoca'ya minnet ve teşekkürlerini sundu. Hoca bu gençleri  harcadığı halde (!) bu oyuncular böyleyse harcamasa ne methiyeler düzeceklerdi  kimbilir... (Bu isimlerden sadece Taha, Ozan ve Batuhan A Takımda görev aldı. Sercan, Berat, Furkan Soyalp ve Duhan Çağlar'ın henüz A Takımda süre almışlığı yok.)

Bundan sonra ne olacak bilmiyorum. Hiçbir yerli ismi o mevkiye konduramıyorum şahsen, yabancı tercihi edilirse belki bir nebze...

Tek ümidim Hoca'nın giderken verdiği söz; ''İlerleyen dönemlerde hayatımızın en güzel günlerinin geçtiği bir camiaya yeniden gelebilmek adına bir ara veriyoruz. İleride yeniden gelebilmek için şimdi gidiyoruz.'' Buraya ikinci kez geleceğin günü şimdiden iple çekiyoruz Hocam, bir çok şey yarım, bir çok şey öksüz kaldı. Bu camiayı tamamlayacak olan isim yine sen olacaksın. Ne olursa olsun çok özletme kendini. Sensiz bu takımın her gol atışında o kulübede senin ''goool beee'' sevincinin eksikliği hissedilecek...



Sadece dile kolay biliyorum ancak sen yinede bu şehirde sana yapılan haksızlıkları, vefasızlıkları, atılan iftiraları, yapılan saldırıları UNUT hocam ama bu şehirde bu fotoğraftaki gibi içten sarılabileceğin, sana güvenen, inanan onbinlerce insanın varlığını hiç ama hiç UNUTMA... Hakkını helal et Hocam, hakkını helal et...

twitter.com/EKoncak

2 yorum:

  1. canım cünyor. sen de hoca kadar güzel bir adam olacaksın. biliyorum bunu.

    hayat böyle işte. bazen bir daha hiç bozulmayacakmış gibi mutlu oluruz, bazen de bir daha hiç gülemeyecekmiş gibi mutsuz.

    ama hepsi geçici.

    sen her yaşadığından tecrübe edinip, daha güzel insan olmaya bak.

    wonderkid'sin sen.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burak abi çok sağolasın mahçup ettin beni :) senden böyle yorumlar almak on numara keyif veriyor adama

      Sil