9 Ocak 2013 Çarşamba

Bu şehirden bir cesur yürek geçti...


Alfred NDiaye... Bursaspor'a transfer olduğunda taraftarın %99'u daha adını sanını bilmiyordu ancak o kendini kısa zamanda oldukça iyi tanıttı ve sevdirdi. Bursaspor forması altında çıktığı ikinci maçında Gomel deplasmanında takımımız adına ilk golünü kaydetti.

Bugüne kadar 66 kez terletti formamızı genç Fransız, 8 de gol kaydetti. En unutulmazı tabii ki Kups'a attığı  ve ''Roketatar NDiaye'' pankartını yaptırtan gol, onun dışında Gençlerbirliği deplasmanında sol ayağıyla 90'a harika bir plasesinide pas geçmek olmaz.

1.5 senede bu kadar taraftarın sevgisini kazanan nadir futbolculardandı, ama bugünün şartlarıyla bu ayrılık kaçınılmazdı. NDiaye gerçekten kendine müthiş bir kariyer planlaması yapmış. Bursaspor ile yaptığı 3 yıllık sözleşme, (ilk geldiğinde Cüneyt Abi'nin dediği gibi; ''Bu transferin tek handikapı, sözleşmenin 3 yıllık olması'') durumun özetiydi aslında. Nancy'de kalsa NDiaye'nin Premier Lig hedefi hiçbir zaman gerçekleşmezdi muhtemelen. Bursaspor gibi son yıllarda istikrarlı bir ivme yakalayan takım tam onun aradığı bir basamaktı, o da buradaki şansını çok iyi değerlendirdi ve formuyla Premier Lig'in kapılarını kendine açtı.

NDiaye adına müthiş seviniyorum bu transfere, yerini doldurabilecek bir adam aldığımız gün kendi adımada sevineceğim. Sonuçta Bursaspor bu transferle birlikte iyi bir para ve sağlam bir referans kazandı. Bugün Fransa'dan hernangi bir genç topçuya talip olsak oyuncuda ''Bursaspor'a gidip iyi oynarsam Premier Lig'e gidebilirim'' düşüncesi hakim olacak. Sadece Fransa için değil her lig için geçerli aslında bu durum...

Şunu da söyleyeyim, devre arası as oyuncusunu satmayı hiçbir kulüp/antrenör istemez. Ancak oluşan şartlar gereği Bursaspor Kulübü'nün yapacağı en akıllı iş Sunderland'ten en yüksek teklifi alıp transfere okey vermekti, öylede oldu. Geçen bir köşe yazısında ''Sunderland ile pazarlığa oturmak yanlış'' tarzı bir ifade vardı. Bu tamamen ''bekara karı boşamak kolay'' durumu. Sonuçta Sunderland kulübü bizim kapımızı çalmadan önce illa ki NDiaye'nin nabzını yoklayıp olumlu geri dönüş aldılar ki bizimle pazarlığa giriştiler. Bursaspor yönetimi NDiaye'ye uçuk bir rakam çekip bu transfere engel olsaydı NDiaye sezonun ikinci yarısına nasıl motive olurdu ? Olamazdı. İlk geldiğinde de dediği gibi hedefi Premier Lig'di ve gitti. Kendinizi NDiaye yerine koyun,  rüyalarınızı süsleyen Premier Lig'den teklif alıyorsunuz ama Süper Lig'de oynamaya mecbur bırakılıyorsunuz. Sonuç tabiki müthiş bir formsuzluk ve hüsran olurdu.

Neticede Alfred'in gittiği takım Premier Lig düşme hattının 4 puan üzerinde ve 14.sırada. Bu transferin nedeni Bursaspor'un sözde vizyonsuzluğuda değil, Premier Lig'in müthiş bir vitrin olması. Bugün en değer verdiğimiz isim olan öz evladımız Serdar Aziz'e de PL'den teklif gelse o da NDiaye gibi gitmek istediğini bildirir kulübe. Premier Lig ile kıyaslamamız zaten başlı başına komedi. Çok değil 2.5 sene önceye gidelim, Mauro Boselli'yi elimizde Şampiyonlar Ligi kozu varken alamayıp Wigan'a kaptırmıştık, sebep ? Çünkü onlar Premier Lig takımı. Bir futbolcu Premier Lig için değil kulübünü babasını dahi satar, çok net.

Alfred'in yolu açık olsun, muhtemelen imzalayacağı sözleşme 3.5 yıllık olacaktır ve Bursaspor'da ki oyununu sürdürdüğü takdirde Avrupa Kupalarında boy gösteren İngiliz kulüplerine bir transfer daha yapıp göğsümüzü kabartacaktır. Hizmetlerin için, hele ki İnönü'de o 5 kişiye birden çektiğin hücum için sonsuz teşekkürler Lance Roquette...

twitter.com/EKoncak




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder