29 Mart 2012 Perşembe

Thatcher, Erdoğan ve Türk Futbolu...

Hikayemizin ilk kahramanı Margaret Thatcher. İngiltere eski başbakanlarından olan ''Demir Leydi'' lakaplı bu ablamız zamanında Heysel Faciası olarak bilinen Liverpool - Juventus maçında yaşananlardan sonra UEFA  sadece Liverpool'a ceza vermeye hazırlanırken, İngiltere'de  holiganizmin önüne geçmek amacıyla "Bizim hayvanlara bu ceza az" diyerek sadece Liverpool'u değil tüm İngiliz takımlarını 5 yıl süreyle Avrupa'ya göndermedi.

(Heysel faciası kısaca; 1985 yılındaki Şampiyon Kulüpler Kupası Finali olan Liverpool - Juventus maçından önce Liverpool taraftarlarının İtalyanlara saldırması ve çıkan arbede/panikte tribünde bir duvarın çökmesi ve taraftarların bazılarının tel örgülere sıkışması sebebiyle  39 kişinin yaşamını yitirdiği acı bir olay.)

Fotoğraflarla özetleyecek olursak;




Hikayemizin ikinci kahramanı Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut başbakanı ve yaklaşık 10 yıldır görevde.. Fenerbahçeli olduğunu söylemeye gerek yok. O da şike sürecine kabinede görev verdiği bakanları (Suat Kılıç, Cemil Çiçek) gibi  ''kişi ve kurumları birbirinden ayırmak lazım'' diyerek dahil oldu. Daha sonra bununla da yetinmeyip şunları söyledi; ''Şike sahaya yansımış mı bakılır ve karar ona göre verilir. Aksi halde kulübü cezalandırmak neden?  Para cezası vermek neden? 8 takım birden ligden düşerse ne olur, futbol biter.  Ceza davası ile Futbol Federasyonu’nun kararını birbirinden ayırmak lazım. Platini’ye de İngiltere örneğini verdim. Orada holiganlar yüzünden Thatcher İngiliz takımlarının Avrupa’ya çıkışını 5 yıl yasakladı. Ne oldu? Kendi aralarında gayet güzel devam ettiler. Döndükleri sene de şampiyon oldular."

* ''Şike sahaya yansımış mı yansımamış mı'' safsatasına İnfantino son noktayı koymuştu ona değinmiyorum bile. Unutanlara hatırlatayım;
''UEFA olarak iki hakemi ömür boyu açığa aldık. Şike yaptıkları için değil, fakat, suç örgütleri ile temas edilmiş ve bunu bize bildirmemişler. UEFA’ya bildirmeme nedeniyle disiplin kurulları karara varıyor; bu ciddi bir olaydır ve ömür boyu men edildiler.''

* Kişi ve kurumları birbirinden ayırmak gerek diyen Başbakan, neden Avrupa'ya katılımda masum ve kirli ayrımı yapalım diyemiyor ?

* 8 takım birden düşerse futbol biter açıklamasına ne demeli ? 8 takım değil 18 takımda şikeye bulaşmış olsa ne yazar ?  Bu ülkede namusuyla şerefiyle en üst ligde oynayacak 18 takım çıkamaz mı ? Kendi ülke futbolumuzu aşağılamaktaki amaç nedir ?

*Heysel faciasından sonra alınan kararın amacı İngiliz holiganizminin önüne geçmekti. Bizdeki amaç nedir ? Şikeyi örtbas etmek mi ?

Gerçekten garip bir ülke olduk çıktık. ''Adalet''i sadece parti adında yaşatan siyasiler, keşke biraz da onu  gerçeğe yansıtabilseler. En basitinden soruyorum, böyle bir karar alınırsa benim Bursasporum neden Avrupa Kupaları'na gidemeyecek ?  Şikeye bulaşmamış bir kulüp ne diye bulaşanın cezasını çeksin ? Eğer burda şikeden yargılanan kulüp Bursaspor olsaydı Başbakan ''Ya Bursaspor düşerse ülke futbolu biter,
Avrupa'ya gitmeyelim bir süre kendi içimizde oynayalım
'' diyebilir miydi ? İşin özeti ; ''Şikesiyle, olmayan adaletiyle bir başkadır benim memleketim...''

Hikayemizdeki üçüncü ve son kahraman Türk Futbolu. Bu öykünün en mazlum karakteri şüphesiz o. Herkesin dışladığı, çıkar ve menfaatler uğruna hiçe sayılan bir zavallı. Yayıncı kuruluş ile kendisini kirletenlerin yönetiminde oyuncak olan Türk Futbolu günden güne eriyip bitiyor. Ancak  her ne hikmetse kimse Türk Futbolu'nu kurtaralım derdinde değil. Varsa yoksa yayıncı kuruluşu ayakta tutan kulüp(ler). Uyanın artık! Yukarıda da yazdığım gibi biz isimlere takılmadan bu ligde namusuyla şerefiyle oynayacak 18 takım çıkartamayacak durumdaysak futbolu ülkemizdende  hayatımızdanda silelim. Evrensel bir spor olan bu dalı daha fazla kirletmeyelim...

2 yorum:

  1. tek kelimeylee bravooooooooo!!!

    YanıtlaSil
  2. thatcher modeli ile ilgili güzel yazilar.

    http://www.meleke.com/?p=4974

    http://vliegendenederlander.blogspot.de/2012/04/uefa-katsayi-listesi-01042012.html

    http://www.riccardomontolivo.blogspot.de/2012/03/5-sene-avrupaya-gitmesek-neler-olur.html

    YanıtlaSil