11 Şubat 2013 Pazartesi

Sanma ki Çok Uzaklarda...


Emre Koşak'ın objektifine yansıyan fotoğraf ile başlayalım yazımıza 

"Sanma ki çok uzaklarda, Batalla kalenin tam karşısında" 


Deplasmanlarda fark yaratan futbol kamuoyunun bu maçta neler yapacağını merak ettiği bir Karabükspor'la karşılaştık. Neredeyse pozisyon vermeden net bir skor ile sahadan üç puan ile ayrıldık. Galatasaray maçında sahaya yansıyan mücadelenin ardından bu maçta mücadeleyi merak ediyordum açıkçası, neyse ki sevdamız olan formayı terleten futbolcularımız bizleri mahçup etmedi ve ellerinden gelen mücadeleyi sahaya yansıttılar. Beklediğimiz futbol sahaya  yansıyınca 104 günlük aranın ardından deplasmanda galibiyet ile ayrıldık. 

Karabükspor sahadan galibiyet ile ayrılacağına inanmış ki maçın ikinci yarısında iyice çirkinleşen bir mücadele örneği sergilediler. Bir kaç gün önce ilk defa Milli Takıma seçilen Ahmet İlhan'ın yan hakeme yaptığı hareket ile oyun dışında kaldı; buradan çıkan sonuç Milli Takım Ahmet İlhan'a yaramış(!) besbelli. Pinto'ya, Batalla'ya, Belluschi'ye ve özellikle Basser'e yapılan müdahalelerde hakemin kayıtsız kalması ise şaşkınlık yarattı.

Harun ile başlayalım söze; bir geri pas pozisyonu vardı maçın ilk yarısında, Harun genç ve tecrübesiz bir isim o pozisyonda kafalarda soru işareti bırakmaması gerekirdi. Tamam pozisyon geri pas değil ama müsait pozisyondayken de bu tip düşünceye dahi mahal vermemek gerekir. Ayrıca bir penaltı pozisyonu yarattı Harun, bence o pozisyon -her ne kadar Ahmet kendini yere atıp, penaltıyı almaya çalışsa da- sen kalecisin ayaklarınla orada ne işin var demeden edemiyor insan.

Fark yaratan oyunların başında geliyor Batalla, ilk geldiği zamanki yorumlar aklıma geliyor da bıyık altından tebessüm ediyorum sadece. Batalla'nın uzun zaman Bursaspor forması giymesini hatta bu forma altında futbola veda etmesini isteyenlerdenim. O'nu sahada ısınırken izlemek dahi mükemmel bir ayrıcalık. Yaşım gereği rahmetli İmparator Nejat Biyediç ve Mesut Şen'i izlemedim ama Batalla'yı gelecek nesine ağzımı ballandıra ballandıra anlatacağım kesin.

Fark yaratan diğer oyuncumuz ise Belluschi'ydi geldiği günden beri üzerine ekleyerek devam ediyor diğer tangocumuz. İlk yarı kendi hazırladığı pozisyonda topu içeri çıkarmak yerine müsait pozisyonda kaleyi denese ve golü bulsa ligin en güzel gollerinden birine imza atacaktı, arada bencil de olmak gerekiyor futbolda...

                              

Belluschi'nin bu denli rahat oluşunun bir sebebi de takımımıza satış opsiyonlu olarak kiralık gelen Edu; Milli takım kampından dönen ve takımla çalışmalara başlayıp hemen Karabük deplasmanında giden ve sahada elinden gelenden fazlasını yansıtan Edu vardı. Performansından öte takımı sahiplenişini gördük maç içinde, Basser'e yapılan müdahalenin ardından arkadaşının yanına deparla gelen Edu vardı sahada. N'diaye'nin eksikliğini hissedeğiz derken mücadele anlamında elinden geleni yapan ve N'diaye gibi arkadaşlarına sahip çıkan bir futbolcu var şu anda elimizde. Daha iyi olacağı da aşikar...

Vederson'u ve Hakan'ı sol bekte izleyen bu gözler iki maçtır Basser'i görünce ne gerek var sol beke diyor. 446 gün sonra süper ligde golle buluşan Basser maçın fark yaratan diğer bir ismiydi. Maç anında ve çeşitli sitelerde Basser'in süper ligde attığı ilk gol olarak lanse edildi fakat 21.11.2011 tarihinde evimizde oynadığımız ve 1-0 sonuçlanan Samsunspor maçında tabelayı değiştiren oyuncumuzdu. Bu hatanın ne yayıncı kuruluş tarafından yapılması affedilebilir ne de Bursaspor'u yazan siteler tarafından yapılması affedilebilir.

Maçın başında yakaladığı pozisyonları değerlendirebilse şu anda bambaşka şeyleri konuşuyor olacaktık. Pinto'dan bahsediyorum, maça istekli başladı pozisyonlara girdi fakat müsait pozisyonlardan yararlanamadı. Yapılan sert müdahalelere ayak uydurması kendisine yakışmadı, maç psikolojisinde bu tip davranışlar olabilir, kenarda bekleyen hocanın zamanında alması gerekirdi oyundan ama nedense 88' yı bekledi.

Zamanında 60' da oyuncu değiştiren hocaya sitem ederken sırf zaman kazanmak için son dakikarı bekleyen bir hocaya neler söyleneceğini düşünemiyorum...

Murat Yıldırım kendisini toparlamaya başladı, açıkçası iki maçtır beklentileri karşılıyor. Zamanla daha iyi olur mu? diye sormadan edemiyorum kendime.

Şener için büyük bir parantez açmak gerekiyor. Bir pozisyonda rakibine yaptığı müdahale kendisine hiç mi hiç yakışmadı. Yaptığın hareketin karşılığı kırmızı kart, hakem görmedimi, yoksa vermedimi bilemem ama sana yakışmıyor bu denli sertlikler. Ayrıca sürekli arkasına adam kaçırıyor, maç esnasında bir türlü maça konsantre olamıyor ya da aşırı konsantre oluyor. Serdar ile aynı kafa topuna çıkışta neydi öyle? Orası senin mevkin değil ve hiç mi konuşmuyorsunuz birbirinizle? Defanstan bam güm şişirdiğin toplar sürekli rakibin ayağına düşüyor. Açıkçası ofansif olarak iyi fakat asli görevi olan bek için şu an için yetersiz. Biraz işlendiği ve kendisini geliştirdiği vakit Bursasporumuza faydalı olacaktır ama şu an için yetersiz. Aziz transferi umarım tutar ve Basser kendi mevkisine gelir.

Güzel bir futbol ve güzel bir sonuç ile ayrıldık sahadan. İlk yarı beraberlik serisine Elazığspor ile başlamıştık umarım bu defa galibiyet serisine ikinci halkanın ekleneceği bir sonuç ile ayrılırız. 

Bu hırsla devam et Bursasporum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder