2 hafta kurulan hayaller, esen olumlu rüzgarlardan sonra başladığımız yere döndük "Umutsuz Tribün Adamları"
Bu maç Hikmet Karaman'ın Bursaspor'unun Elazığspor maçında oynadığı "İlk 45 dakika mı gerçek yoksa ikinci 45 dakika mı ?" sorusuna cevap vermek açısından önemli bir maçtı. Oynadığımız oyuna, topla oynama yüzdesine, girdiğimiz pozisyon sayısına bakınca ikinci 45 dakika izlenimi verdi.
Sestak, Ferhat gibi hızlı adamların sakatlığını göz önüne aldığımızda "Batalla ve Belluschi'nin pas kanallarını kilitle" Bursaspor'u kilitleyecek yegane formul hele bunu yapacak biraz sert oyuncun varsa daha da önemlisi buna tölerans gösterecek bir hakeme sahipsen tamamdır, Bursaspor top oynayamaz. Dünde böyle oldu Bekir Ozan'ı dikmişti Batalla'nın başına Bülent Uygun yanına da "Sen vur, çek, itle benden yana sıkıntı yok" diyen Cüneyt Çakır'ı. Batalla'nın bedeninin dili olsa da tek tek konuşsa dün çektiği eziyeti. İlk yarım saatte 10 kişi kalması gereken Gaziantepspor olmasına rağmen maçı bitiren Bursaspor oldu dün.
Geçen hafta maçın berabere bitmesini engelleyen adamdı Carson bu haftada puan kaybının baş aktörlerinden. Maça kötü başladı kendi standartlarında kale vuruşu yada geri pasları kullanış şeklinden az çok belli oluyordu ve yediği golde tuz biber oldu. Gol öncesi bir 5 dakika vites arttırmaya başlamış gibiydi açıkçası biraz hareketlenmeye çalışıyorduk gol dengeyi bozdu. Nasıl yediğimiz gol verdiğimiz pozisyondan olmadıysa attığımız golde öyle. Pablo Martin Batalla, daha da anlatmaya gerek yok. Her maç ayrı bir meziyeti çıkıyor ortaya.
İkinci yarıda oynadığımız oyunu düzeltemedik 70. dakikalarda artık beraberliğe razı bir görüntüye bürünmüştü her iki takımda. Açıkçası 3 haftada alınan 7 puan bence başarıydı Hikmet Karaman daha ilk geldiği gün yazmıştım bunu ama Cüneyt Çakır çıktığı ortaya bu sefer yüksek sesle. Önce hiç alakası olmayan bir pozisyonda faul verdi İbrahim Öztürk'ün Cenk Tosun'a dirsek vurduğu kanaatiyle. Madem dirsek vurdu cezası kırmızı kart bunun. Kullanılan serbest vuruşta topun Edu'nun eline çarptığına hükmetti arkasından Belluschi'nin kullandığı serbest vuruştu verdiği kararın zıttını vererek. Bu da yetmedi maç içinde zaman zaman devam dediği, faul verip kart kullanmadığı sertlikte bir pozisyon için Edu'ya ikinci sarıdan kırmızı kartı verdi. Ne desek boş, "Zalimler için yaşasın cehennem!"
Ertuğrul Sağlam'ın Bursaspor'un en önemli meziyeti oluşturduğu üçgenlerdi. Kısa paslarla göze hoş gelen pozisyonlar oluşabiliyordu. Hatta taraftarımız Ertuğrul Sağlam'ın sürekli "5e 2" yaptırdığından şikayetçiydi. (Taraftar hocanın antreman taktiğine de niye karışıyorsa) Batalla, Bellusch, N'Diaye, Pinto oynadığı zaman Sestak topla meziyeti olan oyuncular olduğu için topun bizde kalmasını tercih ediyordu Ertuğrul Sağlam. Hikmet Karaman, deplasman ve skor aventajını aldığında daha farklı bir oyun oynatacak gibi takıma ama şuan o malzeme sahada yok gibi. Pinto gibi topla oynamayı fazladan seven bir forveti topsuz koşturmak üretkenliği bitiriyor. Önemli olan oyuncular değil Hoca'nın felsefesidir. İki haftadır Pinto'nun beden diline, Hikmet Karaman'ın oyun felsefesine bakıldığında Fenerbahçe deplasmanında Sestak ile başlayabileceğini düşünüyorum Hikmet Karaman'ın.
Hikmet Karaman geldiği günden bu yana medyada kendini, hayallerini anlatıyor bir grup taraftarı rahatsız eden bu durum büyük çoğunluğunda hoşuna gitmiş gibi. Takım maç kazanırken televizyonlara çıkmak olay inşallah Hikmet Karaman bu pazartesi de televizyonlara konuk olur. Şuan bu şehrin ihtiyacı olan şey moral. Lider olmanın gerekliliği de bu; çürüyen umutları tazelemek.
twitter.com/Cuncunonline
çok güzel yorumlamışsın. eline sağlık cüneyt.. keşke her cüneyt senin gibi olsa..
YanıtlaSil