Galatasaray maçında başlayan özgüven patlamasının etkisini bir hafta sonra Karabük deplasmanında da gördük, sonraki hafta iç sahada Elazığspor ile oynadığımız karşılaşmanın ilk yarısında da. Fakat Elazığspor maçının ilk yarısı bizim adımıza olumluyken ikinci yarı havanın kararmasıyla birlikte üzerimize kara bulutlar çökmeye başladı.
Takım futbol oyna(ya)mıyor ya da oynattırıl(a)mıyordu, bu sebepten sancılı bir üç puan doğdu. Sonuçta galip geldikten sonra nedenlerin fazla önemi olmuyor değil mi?
Dün akşamki maçta geçen hafta gol bulamamasından yakındığımız Pinto ilk etkili atakta topu kendisinin kullanması yerine açısını kaybettiği anda arkasındaki Tuncay'a çıkarsa belki Tuncay topu kaleye gönderebilecek ve hiç beklenmedik bir anda öne geçeceğiz. Pinto'nun ne yapıp ne edip acilen gol bulması lazım. Perşembe günü kupa karşılaşmasında gençlerin oynayacağını düşünürsek Pazar günü Sivasspor ile -ki sever Pinto Sivas'ı- oynayacağımız lig karşılaşması Pinto'nun en erken gol bulacağı zaman gibi gözüküyor.
Edu-Belluschi orta alanın en etkili iki ismi, kısa zamanda iyi bir ikili oldular ve Edu dün akşama kadar N'diaye'nin yokluğunu hissettirmem mesajı veriyordu fakat dün akşam oyundan atılana kadar aldığı, kaptığı ve atılan topların çoğunu hatalı kullandı, beklentimiz biz isim olan Edu dün akşam çok şaşırttı bizleri.
Basser'in yükselen form grafiği dün akşam itibari ile kesin bir düşüş yaşadı, gol pozisyonu dışında O'da topları olumlu kullanamadı. Mücadele etmeseydi şayet daha farklı olabilirdi skor.
Murat Yıldırım Galatasaray maçında yükselişe geçmişti ama bu maçta O'da eski günlerin sinyalini verdi. Umarım tek maçlık bir düşüştür bu yaşanan.
Pazartesi akşamı PTT 1.Lig'de zirveyi ilgilendiren ADS-Kay. Erciyes maçını izledim, ne gariptir maçın hakemi Cüneyt Çakır ilk devrenin son dakikalarında ADS'nin attığı golde ofsaytı tespit etti(!) ve devre Erciyes'in 1-0 üstünlüğü ile sonuçlandı. İlk yarı sıvadığı yetmemiş gibi ikinci yarı birde kırmızı kartına başvurdu, hesapta tükürmüş oyuncu ama görüntülerde göremedim. Neyse bu kartıyla beraber maça tüy dikmiş oldu.
Şimdi aklımda bir kaç tane soru var;
- Cüneyt Çakır'ın bu performansını Fifa,Uefa izlemiyor mu? Bu adama nasıl maç vermeyi başarıyorlar?
- Hadi bu adamı Avrupa'da yönettiği maçlardaki performansını değerlendirerek Avrupada maç yönettiriyorlar diyelim, geçen hafta yaptıklarını gördükten sonra TFF nasıl olurda ligin hem zirvesini hemde dibini ilgilendiren bir maça formsuz bir adamı görevlendirebilir?
- Peki bu hakemin Avrupa'da yönettiği maçlar ile Türkiye'de yönettiği maçlar örtüşüyor mu? Yoksa kurallar farklı mı oralarda? Gerçi Avrupa ile Türkiye'yi neden karşılaştırıyorum ki, adamın aynı maç içerisinde verdiği kararlar örtüşmüyor.
- Ele gelen her top yeni kurallarda yasaklanmışsa aynı maç içerisinde bize çalmayıp rakibe neden penaltı veriyor?
Aaa pardon bizim maçlarda rakibe el,kol serbestti değil mi? Unutmuşum ben onu...
Maç öncesi yorumlarda Uğur Meleke'nin Bekir'in aklı ile oynayıp geçen hafta x topçuyu faul yapmadan durdurduğunu söyledi. Merak ettim Bekir Ozan nasıl Batalla ile birebir oynayacak diye, meğer yanında bir yandaşı varmış.
Bekir Ozan'ın yaptıklarına göz yuman, Dorge Rostand'ın bir dakika içinde Batalla'ya yaptığı iki müdahalenin ikisinde de sarı kart görüp atılması gerekirken pozisyonlara dahi gözünün önündeyken göz yuman bunun akabinde Edu'nun pozisyonunda penaltı çalan ve ardından ikinci sarı kartı verip oyundan atan bir hakem Cüneyt Çakır.
Maç öncesi aklımdan geçen her şeyi yaptığı için kendisine saygı ve sevgilerimi yolluyorum. Umarım bir daha maçımızı falan yönetmez.
Son olarak hava alanına giderken takımımızın otobüsünü taşlayanlar ve o olaya göz yumanlar bilmezler mi Bursa'ya takım otobüsleri nereden girerler?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder