Kozasından çıkan bir kelebek misali..
Onunda Bursaspor kariyer böyleydi. Keskin bir çıkış...Ama öyle böyle değil. Sonrası...Önlenemez bir düşüş.
Ozan İpek , yakında takip ettiğim futbolcular arasında en hızlı seviye atlayan futbolculardan biri oldu. Bursaspor'a transfer geldiğinde şimdiki adıyla PTT 2.Lig'de Bucaspor formasını giyiyordu. 2009 kışında 400 bin lira karşılığında Bursaspor'a transferi bitirken bir devrimin başrol oyuncularından biri olacağını düşünüyor muydu acaba ?
O dönemde Ertuğrul Sağlam ile yavaş yavaş şahlanan bir Bursaspor vardı ki kanatlarda da Volkan Şen - Romaschencko gibi kalite isimleri barındırıyordu. Yeni takımında , Bursaspor'daki ilk günlerinden forma şansı bulamadı genç Ozan. İlk kez yeşil-beyazlı formayı giymesi Mayıs ayını bulurken , Antalyaspor karşısında ilk kez Süper Lig'de boy gösteriyordu. Daha sonrada formayı bırakmayan Ozan , olumlu , izlenimler vererek 2008/2009'nu kapattı.
Bu sezonu takip eden sezon , yani Bursaspor tarihinin en büyük başarısının yaşandığı , şampiyonluk kupasının kaldırıldığı sezon Ozan İpek'inde zirve yaptığı bir sezon oldu. Özellikle fiziki anlamındaki olumlu gelişimini , skor anlamında destekleyen Ozan İpek , milimetrik muz ortalarını tüm Türkiye'ye göstermişti. Savunma yönününde başarılı olması , görev oyuncusu olması ile tam bir takım oyuncusu örneği gösteren Ozan İpek 'in ünü ülke dışına kadar çıkmış , adının Chelsea ile anıldığı olmuş , milli takıma kadar yükselmişti.
Keskin bir çıkış yapan Ozan İpek'in kariyerindeki en iyi günlerdi bu günler. Daha sonralı problemli , eskiyi aratan bir Ozan İpek ortaya çıkacaktı. Sebepleride çoktu.
Şampiyonluğun ardından bazı şeyler değişmeye başladı. İlk önce saha içine bakacak olursak ; Ozan İpek oynadığı sol koridorda değişiklik oldu. Arkasında Mustafa Keçeli ile oynayan Ozan'ın o sezondan itibaren partneri Vederson oldu. Hücumcu bir bek olan Vederson'un açıklarını Ozan kapatmaya başlayınca , beklenen hücumsal aksiyonları göremez olduk ondan. Mustafa Keçeli defansif bir bek olduğu için rahat rahat hücum şansı oluyordu Ozan'ın.
Bir takım söylentilerde çıkmıyor değildi. Özellikle özel hayatına dikkat etmediği konusunda ki saha içindeki Ozan'da bunu desteklemiyor değildi. Bir sezon öncesinde tazı gibi olan çok değişmişti...
Yine o dönemlerde annesinin sağlık sorunları başgöstermişti ki onun performansını en çok etkileyen olaylardan birinin bu olduğunu söylemek mümkün. Kendisi de bu konudan bahsetmişti basına verdiği bir demeçte. .
Ozan özelinde tekrar umutlandığım dönem , geçtiğimiz sezonun başları olmuştu. Sercan-Volkan'ın ayrılmasının ardından sözleşmesini uzatıp takımda kalan ve adeta bu takımın lideri olacağım mesajı verip , sezonun ilk lig maçında attığı golden sonra timsah yürüyüşü yapıp eskinin sinyallerini veriyordu. Ama işte...
Yine bir düşüş baş gösterdi. Yine bir takım sorunlar... Galatasaray ile görüştüğü söylendi , anlaştı denildi ama transferi olmadı. Daha sonraları Ertuğrul Hoca ile tartıştığı , oyuna girmediği haberleri yayıldı. Takımın en önem maçlarında yer almadı sahada...
Kozasında çıkan tırtılın hayatı gibi...Keskin çıkışın iniş de keskin olmuştu.
Aslında olayın tamamı Ozan İpek'in kafasında bitiyor diye düşünüyorum. Kafa yapısı itibariyle çok farklı bir kişilik kendisi. Yani kasmayan , rahatına bakan futbolculardan biri. Zaten sezon başında '' Futboldan kazancağımı kazandım '' açıklaması bazı şeylerin açıklamasını yetiyor. Belki de bu anlayış onun gerektiği zamanlarda sorumluluk almasını engelleyen faktörlerden biri oldu.
Bu sezonki sürece bakarsak...Elazığ maçında Pinto ile tartışmış , kötü sözler söylemişti. Yine Sivasspor maçında da benzer bir olay yaşanmış , maç içerisinde Vederson ile tartışmıştı. Bunlarının ardından bir yatırım yapılacak mı yapılayacak mı tartışmalar sürerken kadro dışı haberi kaldığı haberleri düştü basına. Önce yalanlandı ama daha sonra Ozan izninde dönünce bu haberlerin doğru olduğu anlaşıldı. Kadro dışı kalmasının yanında kulüp tarihinin en büyük para cezalarından birine çarptırıldı. Vakıfköy'de Tagoe ile antremanlara çıkmaya başladı. Bu sürece birde onun ağızında dinleyelim
'' Ben kimseyi vurmadım, adam öldürmedim. Kulüp tarihinin en büyük cezasına çarptırıldım. Galatasaray'da Melo, Riera'yı dövdü ama affedildi. Zaman her şeyin ilacıdır. Benim için çok şey yazılıp çiziliyor. Fakat şunun bilinmesini çok istiyorum; takıma geri dönmeyi en çok isteyenlerden biriydim. Ama nedenini bilmediğim bir şekilde üzerime çok geliniyor. Bu saatten sonra affedilir ve dönersem, bir tek taraftar için geri dönerim."
Görünen o'ki devre arası şampiyon Ozan İpek , Ozan İpek olduğu , kendini bulduğu Bursa Atatürk Stadyumu çimlerinde ayrılacak. Adresi neresi olacak orası muamma. Beşiktaş deniyor , Galatasaray deniyor , Kasımpaşa deniyor , Trabzonspor deniyor. Bu takımlarında ilgilendiğini kendisi açıkladı. Açıkçası onun için en iyi tercih Kasımpaşa olur diye düşünüyorum. Hem takımın en iyi isimlerinde olur , forma sıkıntısı pek olmaz , hemde üzerinde pek medya baskısı olmaz. Çünkü Ozan'ın bu rahatlığı diğer takımlar pek kaldıramaz gibime geliyor , özellikle medya baskısı bunda etken.
Bu yazıyı yazarkende bir tuhaf oldum açıkçası. Elinde büyüyen kendi çocuğun misali , insan bir kötü oluyor şampiyonunu böyle görünce. Ama keşke zamanında bazı hataları yapmayıp futboluna odaklansaydı. Onun sol koridordan yaptığı ortalarını keyifle izleyebilseydik , tamam Ozan var , problem yok diyebilseydik...
Psikopat Ozan.. .
Yolun açık olsun...
Onunda Bursaspor kariyer böyleydi. Keskin bir çıkış...Ama öyle böyle değil. Sonrası...Önlenemez bir düşüş.
Ozan İpek , yakında takip ettiğim futbolcular arasında en hızlı seviye atlayan futbolculardan biri oldu. Bursaspor'a transfer geldiğinde şimdiki adıyla PTT 2.Lig'de Bucaspor formasını giyiyordu. 2009 kışında 400 bin lira karşılığında Bursaspor'a transferi bitirken bir devrimin başrol oyuncularından biri olacağını düşünüyor muydu acaba ?
O dönemde Ertuğrul Sağlam ile yavaş yavaş şahlanan bir Bursaspor vardı ki kanatlarda da Volkan Şen - Romaschencko gibi kalite isimleri barındırıyordu. Yeni takımında , Bursaspor'daki ilk günlerinden forma şansı bulamadı genç Ozan. İlk kez yeşil-beyazlı formayı giymesi Mayıs ayını bulurken , Antalyaspor karşısında ilk kez Süper Lig'de boy gösteriyordu. Daha sonrada formayı bırakmayan Ozan , olumlu , izlenimler vererek 2008/2009'nu kapattı.
Bu sezonu takip eden sezon , yani Bursaspor tarihinin en büyük başarısının yaşandığı , şampiyonluk kupasının kaldırıldığı sezon Ozan İpek'inde zirve yaptığı bir sezon oldu. Özellikle fiziki anlamındaki olumlu gelişimini , skor anlamında destekleyen Ozan İpek , milimetrik muz ortalarını tüm Türkiye'ye göstermişti. Savunma yönününde başarılı olması , görev oyuncusu olması ile tam bir takım oyuncusu örneği gösteren Ozan İpek 'in ünü ülke dışına kadar çıkmış , adının Chelsea ile anıldığı olmuş , milli takıma kadar yükselmişti.
Keskin bir çıkış yapan Ozan İpek'in kariyerindeki en iyi günlerdi bu günler. Daha sonralı problemli , eskiyi aratan bir Ozan İpek ortaya çıkacaktı. Sebepleride çoktu.
Şampiyonluğun ardından bazı şeyler değişmeye başladı. İlk önce saha içine bakacak olursak ; Ozan İpek oynadığı sol koridorda değişiklik oldu. Arkasında Mustafa Keçeli ile oynayan Ozan'ın o sezondan itibaren partneri Vederson oldu. Hücumcu bir bek olan Vederson'un açıklarını Ozan kapatmaya başlayınca , beklenen hücumsal aksiyonları göremez olduk ondan. Mustafa Keçeli defansif bir bek olduğu için rahat rahat hücum şansı oluyordu Ozan'ın.
Bir takım söylentilerde çıkmıyor değildi. Özellikle özel hayatına dikkat etmediği konusunda ki saha içindeki Ozan'da bunu desteklemiyor değildi. Bir sezon öncesinde tazı gibi olan çok değişmişti...
Yine o dönemlerde annesinin sağlık sorunları başgöstermişti ki onun performansını en çok etkileyen olaylardan birinin bu olduğunu söylemek mümkün. Kendisi de bu konudan bahsetmişti basına verdiği bir demeçte. .
Ozan özelinde tekrar umutlandığım dönem , geçtiğimiz sezonun başları olmuştu. Sercan-Volkan'ın ayrılmasının ardından sözleşmesini uzatıp takımda kalan ve adeta bu takımın lideri olacağım mesajı verip , sezonun ilk lig maçında attığı golden sonra timsah yürüyüşü yapıp eskinin sinyallerini veriyordu. Ama işte...
Yine bir düşüş baş gösterdi. Yine bir takım sorunlar... Galatasaray ile görüştüğü söylendi , anlaştı denildi ama transferi olmadı. Daha sonraları Ertuğrul Hoca ile tartıştığı , oyuna girmediği haberleri yayıldı. Takımın en önem maçlarında yer almadı sahada...
Kozasında çıkan tırtılın hayatı gibi...Keskin çıkışın iniş de keskin olmuştu.
Aslında olayın tamamı Ozan İpek'in kafasında bitiyor diye düşünüyorum. Kafa yapısı itibariyle çok farklı bir kişilik kendisi. Yani kasmayan , rahatına bakan futbolculardan biri. Zaten sezon başında '' Futboldan kazancağımı kazandım '' açıklaması bazı şeylerin açıklamasını yetiyor. Belki de bu anlayış onun gerektiği zamanlarda sorumluluk almasını engelleyen faktörlerden biri oldu.
Bu sezonki sürece bakarsak...Elazığ maçında Pinto ile tartışmış , kötü sözler söylemişti. Yine Sivasspor maçında da benzer bir olay yaşanmış , maç içerisinde Vederson ile tartışmıştı. Bunlarının ardından bir yatırım yapılacak mı yapılayacak mı tartışmalar sürerken kadro dışı haberi kaldığı haberleri düştü basına. Önce yalanlandı ama daha sonra Ozan izninde dönünce bu haberlerin doğru olduğu anlaşıldı. Kadro dışı kalmasının yanında kulüp tarihinin en büyük para cezalarından birine çarptırıldı. Vakıfköy'de Tagoe ile antremanlara çıkmaya başladı. Bu sürece birde onun ağızında dinleyelim
'' Ben kimseyi vurmadım, adam öldürmedim. Kulüp tarihinin en büyük cezasına çarptırıldım. Galatasaray'da Melo, Riera'yı dövdü ama affedildi. Zaman her şeyin ilacıdır. Benim için çok şey yazılıp çiziliyor. Fakat şunun bilinmesini çok istiyorum; takıma geri dönmeyi en çok isteyenlerden biriydim. Ama nedenini bilmediğim bir şekilde üzerime çok geliniyor. Bu saatten sonra affedilir ve dönersem, bir tek taraftar için geri dönerim."
Görünen o'ki devre arası şampiyon Ozan İpek , Ozan İpek olduğu , kendini bulduğu Bursa Atatürk Stadyumu çimlerinde ayrılacak. Adresi neresi olacak orası muamma. Beşiktaş deniyor , Galatasaray deniyor , Kasımpaşa deniyor , Trabzonspor deniyor. Bu takımlarında ilgilendiğini kendisi açıkladı. Açıkçası onun için en iyi tercih Kasımpaşa olur diye düşünüyorum. Hem takımın en iyi isimlerinde olur , forma sıkıntısı pek olmaz , hemde üzerinde pek medya baskısı olmaz. Çünkü Ozan'ın bu rahatlığı diğer takımlar pek kaldıramaz gibime geliyor , özellikle medya baskısı bunda etken.
Bu yazıyı yazarkende bir tuhaf oldum açıkçası. Elinde büyüyen kendi çocuğun misali , insan bir kötü oluyor şampiyonunu böyle görünce. Ama keşke zamanında bazı hataları yapmayıp futboluna odaklansaydı. Onun sol koridordan yaptığı ortalarını keyifle izleyebilseydik , tamam Ozan var , problem yok diyebilseydik...
Psikopat Ozan.. .
Yolun açık olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder