Sezonun ilk iç saha maçı için açtı kapılarını Bursa Atatürk Stadyumu ve uzun süren bir hasreti sonlandırmak için beklemeye başladı sevdalılarını. Bizlerin tribüne ve takıma, futbolcuların ise bizlere olan özlemi hemen belli etti kendini ve kutsal mabed iftar sonrası takımın sahaya ısınmak için çıkması ile birden enerji patlaması yaşadı...
Açıkçası Ramazan ayında, sıkıntılı bir saatte yani hemen iftar sonrası, ve bazı kesimin tepkileri dolayısı ile tribünlerin bu kadar dolu olacağını düşünmemiştim. İyiki de yanıldım...
Henüz bir hafta önce suni çimde verilen mücadeleyi kazanmanın avantajı ile Bursa’ya gelen, öncelikli hedefi gol yememek olan ve denk getirirsek kontra ve duran toplarla pozisyon yakalarız anlayışını benimsemişti Kups.
Maça başlar başlamaz hırsı, isteği ve turu geçme arzunu belli eden Bursaspor som vuruşların etkisizliği ile istediği erken gole bir türlü ulaşamadı. Bu sırada Kups’un sayılı ataklarından olan üstten dışarı çıkan bir serbest vuruş ve korner vari bir yan top organizasyonunda Carson’da kalan kafa vuruşu.
Maç 0-0 devam ettiği için ne yalan söyleyeyim kullanılan serbest vuruştan epey çekinmiştim, güzelde şut çıkardı Allah’tan top dışarı çıktı.
Tekrar sazı elimize aldık ve ataklar sağlı sollu gelmeye başladı. Goller kaçıyor sinirler yavaş yavaş gerilmeye başlıyor derken ilk maçta yediğimiz karambol gole itafen bu defa 23.dakikada İbrahim Öztürk karambolden topu ağlara gönderiyor ve hem takım hem tribünler rahatlıyordu. Tamam bu iş bu kadar, tur bu golle geldi derken sahneye Pinto çıkıyor ve maçı uzatmaya götürmeye hiç mi hiç niyetimiz yok mesajı verirken, rakibinde gardını iyiden iyiye düşürüyordu. Sekiz dakika sonra bu defa sahneye Mustafa Kemal Batalla çıktı. Sestak’ın attığı pasın üstünden atlayan Pinto, topun küçük dev adamın önünde kalmasını sağladı ve süper bücürde düzgün bir vuruşla topu ağlarla buluşturdu.
İlk yarı tabeladaki 3-0’lık Bursaspor üstünlüğü ve aklıma ilk olarak Finlandiya’lı yeni transfer Forsell’in röportajında “Bursaspor maçı 5-0 alır” cümlesini getirdi. Kalbi temizmiş diyelim...
İkinci yarıya Ndiaye’nin enfes, muazzam golü ile başladık. Hala izlemeyenler varsa muhakkak izlemelerini öneririm. Kullanmadığı ayakla o golü atmak ciddi bir iştir. Ndiaye’nin golünden iki dakika geçmeden Pinto’nun gösterdiği yere topu gönderen Sestak, 5.golün asistini yapıyor ve Pinto’nunda ikinci golünü atmasını sağlıyordu.
Geçtiğimiz sonu prof. sözleşme imzalayan Ozan Tufan’ın Bursaspor A takım forması ile ilk resmi maçına -hemde Avrupa Arenasında- 63. dakikada oyuna dahil olup, 71.dakikada kendisinin hazırladığı pozisyonu golle sonuçlandırması dün akşamın en unutulmayacak anısıydı. Herşeyden önce ben, Ozan Tufan’ın güzel bir golle başlamasına sevindim. Alt yapıdan çıkan topçu için bunlar çok önemli şeylerdir. Üç gün önce Bursa Atatürk Stadyumu zemininde çektirdiği bir resmi “Hedefim bu sahada oynamak” yazısı ile paylaşan bir gencin bu anı yaşaması bambaşka bir şey olsa gerek. Ve Ozan’ın örnek olduğu diğer altyapımızdaki kardeşlerimiz var, hepsi gördü dün akşam neler olduğunu. Demek ki şans gelebiliyor insanın ayağına, siz yeterki fazlası ile çalışın. Ozan Bursaspor forması ile uzun yıllar başarıdan başarıya koşar inşallah...
Sahada gol atmasını istediğim bir kişi vardı, aslında attı golünü fakat ofsayt gerekçesi ile golü iptal edildi. Halbuki pozisyon ofsayt falan da değildi. Evet Bangura’dan bahsediyorum. Bu denli bahtsız bir adamın sezonun ilk iç saha maçında gol bulması güzel olurdu fakat nasip değilmiş diyelim.
Burada bir parantez açmak istiyorum, yeni sezona yeni pankartlar hazırlayan arkadaşlarımızı bir kerede buradan tebrik etmek istiyorum. Emeğinize, yüreğinize sağlık...
Güzel bir akşam güzel bir galibiyet ile sonuçlandı. Yaklaşık 2 saat sonra play off’ta ki rakibimiz belli olacak. Güzel bir kura çekip, güzel sonuçlarla ayrılıp inşallah adımızı gruplara yazdırırız.
tekrar yaşadım dün akşamı, kalemine sağlık ibo
YanıtlaSilSestak in atmasını çok istemistim bende. Geçen sene çok şanssızdi bu sene golle başlarsa gerisi gelir. Şimdi twente düşünsün...
YanıtlaSil