24 Ağustos 2012 Cuma

Bursasporluya her gün bayram

 Bayramın 1.günü gelen Kayserispor galibiyeti ile katlanan bayram sevincimiz dünkü Twente galibiyeti ile sürdü desek yanlış olmaz herhalde. Öncelikle (yaz) okulum dolayısıyla dün Bursa'da olamadığım için büyük hayal kırıklığı yaşıyorum hala. Neyse ki gruplara kalınca bende acısını çıkaracağım elbet bunun. Neyse uzatmadan maça geçelim... Şehir zaten bu maça hazır olduğunu günler öncesinden belli etmişti. 3 sezondur Avrupa Kupalarına abone olan Bursaspor bu sene el birliği ile geçtiğimiz sezon kaldığı yerden daha ileri gidecekti ve bu taraftar-takım bütünleşmesinden geçiyordu. Nitekim dün herşey yolunda gitti ve 1-0 geriye düşmemize rağmen 3-1 gibi turun kapısını epey açan skoru elde ettik.

Maç ile ilgili önce Serdar Aziz'e geçmiş olsun diyerek başlamak gerek. Bu sezon istikrarına en çok muhtaç olacağımız Serdar'ın sakatlanması epey kötü oldu hem onun için hem kulüp için. Kalan bir haftada bir stoper transferi yapmayacağımızı düşünürsek İbrahim Kaş'ın takımda kalması kesinleşti. Ancak İbrahim Kaş olur da giderse Taha Can, Batıcan veya Süheyl'i Serdar'ın sakatlığı boyunca kulübede yedek stoper olarak çok küçük bir ihtimal olsa da görebiliriz. Küçük ihtimal diyorum çünkü 94'lü Taha'nın her ne kadar 2-3 senedir A2 tecrübesi olsada hala yurtdışı kampları dışında A Takım'a nedense çağırılmıyor, 95'li Batıcan ve Süheyl'in de Akademi Ligi dışında bir deneyimi olmadığını düşünürsek oranın yedeği bu gençler değilde Adem Koçak bile olabilir heralde.

Tekrar maça dönelim aslında sadece Pablo Martin Batalla yazıp yazıyı sonlandırabiliriz. Tangocu adeta 'Yürüyün, gruplara gidiyoruz'' diye haykırarak takımı sırtladı. Tabiki Ozan İpek'i unutmamak gerek sezona başlarken fazla kiloları nedeniyle eleştirdiğimiz Ozan'ın dün yaptığı iki asistte 2009-2010 sezonunu hatırlattı. Takım olarak oldukça üst düzey bir maç geçirdik diyebiliriz rahatlıkla. Twente çok kolay gol atmasının yanı sıra çokta basit goller yiyebilen bir takım ve biz iç sahada 3 golden daha fazlasını bulabilirdik ancak buna da şükür diyelim. Deplasmanda atacağımız bir gol bize turu getirir, 3 veya daha fazla yemeyiz kesinlikle. Bizde Serdar'ın onlarda ise Chadli'nin rövanşta oynamayacak olması iki takım adınada aynı ölçüde bir kayıp. Yani dengeler adına değişen pek birşey olmayacaktır.

Orta sahamıza ise ayrı bir parantez açmak istiyorum. Şüphesiz herkesin transfer sezonunda takviye beklediği mevki burasıydı ancak sadece Murat Yıldırım ismi ile güçlendirildi bu bölge. Sezon başından itibaren Musa ile N'Diaye'ye emanet. Alfred N'Diaye 1990, Musa Çağıran ise 1992 doğumlu yani Bursaspor ortasahasının yaş ortalaması sadece 21. Yani bu yaşta oyuncuların en büyük sorunu 'istikrar'dır. Dün her ne kadar çok iyi oynasalarda, vasat geçireceği maçlarda olacaktır. Sabretmek şart bu isimlere, sabrın sonu Bursaspor için selamet olacaktır. O yüzden ben buraya transfer olmasada  sezon boyunca çok büyük sıkıntılar çekiceğimizi düşünmüyorum. En azından ilerisi için umutlanıyorum, Musa-Alfred transfer yapmazlarsa Bursaspor ortasahasını 10 sene domine edecek potansiyelde iki oyuncu çünkü..

Şimdi önemli olan bir İBB maçı var, Turgay Bahadır'a vefa borcumuzu ödemek için bir fırsat. Taraftar asla unutmayacaktır zaten. O sınavı kazasız belasız atlattıktan sonra 30 Ağustos Zafer Bayramı'nda yine bayram yapmaya devam edip gruplara uzanma dileğiyle...

Şimdi bu kadar yazdık tamam eyvallahta onu bunu bırakın nasıl oydu (!) Batalla ? :))


1 yorum:

  1. Bursaspor'un aldığı galibiyet oynadığı oyun bizleri gururlandırdı; fakat maçta forsell adında bir futbolcu vardı ki tam bir hayal kırıklığı . Umarım performansı sadece bu maçlık böyledir kuops maçında izlediğim 17lik Ozan Tufan ondan 3 gömlek daha iyi .

    YanıtlaSil