3 Temmuz’dan bu yana yaşanan gelişmeler tutarsız şekilde ilerlemeye devam ediyor. Yaşananları kısaca, seyirciler tarafından gişe rekorları kırmış komedi filminin, serisinin çekilmesi olarak örnekleyebiliriz.
Zamanında ‘Suni Gündem’ başlığında bir yazı yazmıştım, ve bu suni gündemler çığ gibi büyüyüp devam etmekte.
Bu iş haddinden daha da çok uzadı ve bu işten bir an önce kurtulmak, sevdamız olan futbolu izlenir hale getirmek için futbolun başında bulunanlara yardımcı olmamız gerekir diye düşünüyorum.
Benim fikirlerim ne kadar değerlidir bilmem ama kısaca futbola yenilikler kazandırılmasından yanayım.
Bu sene hayata geçen Süper Final ve Spor Toto Kupasının hayatımıza ne kadar renk kattığını gördük. Çıkan olaylar, yaşanan terbiyesizlikler ne kadarda güzel geliyor gözümüze. Hem oynanan maçlardaki heyecandan dolayı hayatını kaybedenler ne kadar hoş değil mi?
Bu yıl ki gelişmelerden en rezil olanı ise, kadın ve çocukların bedava biletler ile tribünü doldurması, seyircisiz maç cezalarında ise tribünlerin kapılarını ‘bayan ve çocuklar’ için açmasıydı.
Ne kadar saçmaydı değil mi? Hatta bu cezalardan dolayı Türkiye’de ilk defa “Yeşil İnciler” Kadıköy’e deplasman bile yaptılar. Ne kadar gereksiz bir şeydi bu halbu ki...
Neyse ben kısaca önerilerime değineyim kararı değerli ve saydıdeğer yöneticilerimiz versin;
* Maç başlangıcında top ve kale seçimi için yapılan para atışında kazanan taraf futbolcu seçmeye başlasın ve böylelikle sahaya farklı isimler farklı formalar altında çıksın. Hem dengede sağlanmış olur. Belki de ‘Marka Değerimiz’ de artış olur.
* 3 korner 1 penaltı olsun. Böylelikle hakemlerde penaltı mıydı değil miydi sorusundan bir nebze olsun kurtulurlar. Takımlar defans yapmaktan bir nebze olsun vazgeçer ve tribünler ise korner atışlarını saymaya başlar.
* Her maçta altyapı futbolcusu olma şartı ile, en az 1 en fazla 2 kişi ‘fasulye’ olarak sahada ki yerini alsın. Böylece altyapıdan futbolcuların gelişimine katkıda bulunabiliriz.
* Gol atan kaleye geçsin, hat trick yapan oyundan çıksın. Bu durumda rakip rencide olmaz ve fair play ruhu ile maçlar sona erer.
* Kale boyutları küçültülüp ‘Japon Kale’ hayata geçirilmeli. Kalecilerin oyuna müdahil olmaları sağlanmalı ve elleri ile topa müdahale etmeleri önlenmeli.
* 2 takım arkadaşının arasında tek pas olarak yapacakları 31 paslaşma gol hanesine +1 olarak yazılmalı. Böylelikle her alanda baskı ve maçın 90 dakikadan oluştuğu her platforma anlatılmalı. Hem bu durumda 80.dakikadan sonra kimsede oyundan düşmemiş olur.
İlk etapta aklıma gelenler bu şekilde. Türk Futbolunu yönetenler eğer bu öneriyi dikkate alırsa yapacağımız toplantılar ile bu fikirleri daha da geliştirip öneriye sunabiliriz.
Herşey Futbolun heyecanını tekrar yaşatmak için. Ben ellerimi taşın altına koydum, ya siz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder