Uzun süredir Avrupa'nın önde gelen kulüplerinin scoutları tarafından izlenen Enes için kulübe gelen tekliflerin son zamanlarda arttığı ve en ciddi adayında Chelsea olduğu söyleniyor. Resmi transfer tekliflerinin iyiden iyiye arttığı bu dönemde bugün Enes'in A Takıma çıkartıldığı haberi düştü basına. Genç golcü hafta başından itibaren Özlüce Tesisleri'nde A Takımımız ile çalışmalarını sürdürücekmiş. Ancak hepimizin bildiği gibi Enes henüz profosyonel sözleşmeli oyuncumuz olmadığı için Profosyonel Futbolcuların Statüsü ve Transferleri Talimatının 4.Maddesinin 3.Fıkrasında yazan ''Profesyonel takımlar, resmi lig ve kupa müsabakalarında amatör futbolcu oynatamazlar.'' kuralı gereği A Takım ile maça çıkması mümkün değil.
Kulüpteki herkesin isteği Enes'in profosyonel imza atması ancak baş döndürücü (maddi açıdan değil, kariyer açısından) transfer tekliflerinin hızla arttığı bir ortamda bu imzanın şimdiye kadar atılmamasını ben çok yadırgamıyorum açıkçası. Kaldı ki bu konuda Enes'in babası eski kaptanlarımızdan Mesut Ünal'ın da samimiyetine güveniyorum. O hem kendi evladı için hem de Bursaspor için en hayırlı kararı verecektir.
Bunu Enes özelinde söylemiyorum ancak ben profosyonel sözleşmesi olmayan oyuncunun A Takıma çıkartılmasının yarardan çok zarar getirdiğini düşünüyorum. Oyuncunun bütün hafta Özlüce'de çalışması fizik kondisyon açısından olumlu etkiler doğursada haftasonları A Takım klasmanından 2-3 kategori birden aşağı düşerek Vakıfköy'de maça çıkması mental açıdan onları kötü etkiliyor bana göre. Bunun örneğini daha bu sezon yaşadık Ekim, Kasım aylarında Oğulcan Çağlayan A Takıma yükseltildi ancak Mart ayı geldi hala prof sözleşmesi bulunmuyor. (Prof sözleşme imzalatılmamasının nedeninin -duyum değil kendi düşüncem- Ankaraspor'a ödenecek yetiştirme bedeli olduğunu düşünüyorum) Bu sezon Milli Takım, U17, U18 ve A2 kategorisinde şimdiye dek (1,5 aylık sakatlık evresine rağmen) 42 maça çıktı. Ayrıca okul takımı ile çıktığı maçlarla birlikte bu sayı 50'yi buluyor. Maç tecrübesi açısından Oğulcan iyi bir örnek olabilir ancak bir takıma (A2, U18 veya U17) tam anlamıyla ait olmaması, sağında solunda arkasında oynayan oyuncuların sürekli değişmesi, adaptasyon sıkıntısı gibi etkenleride göz önünde bulundurmak lazım. Bunlar oyuncunun performansını aşağı çeken sebepler bana göre... Enes bunlardan etkilenir mi ? Kendi kategorisine fazla olduğu için U16 Takımı ile maçlara devam ederse etkilenmez, bütün hafta idman yapmayıp hafta sonları maça gitse bile kendi kategorisinde sırıtmaz ancak A Takım ile idmanlara çıkıp U18 veya A2 de değerlendirilecekse bu zorlukları o da yaşayabilir.
Gönül ister Enes prof sözleşmeye imza atsın çıksın A Takımda aslanlar gibi oynasın, umarım bu ihtimal gerçekleşir. Ancak diğer ihtimalide düşünmek gerek, Avrupa'nın dev kulüpleri onu kadrolarına katmak için uğraş veriyorlar. Baba Mesut Ünal'ın bu konuda Sercan Yıldırım'ın veya Fatih Serkan Kurtuluş'un babası gibi çocuğunun kariyerini körelticek davranışlardan kaçınacağına inanıyorum zaten yaptığı açıklamalar ve samimiyetide bunu gösteriyor. Eğer ki Enes bu yaşında Avrupa'nın dev kulüplerinden birine transfer olursa bundan ben şahsen çok gurur duyarım. Altyapımızdan yetişmiş bir oyuncunun üst düzey bir Avrupa Kulübüne gitmesi gerçekten onur verici bir olay olacaktır.
Basına yansıyan en ciddi adayın Chelsea olduğu düşünülürse Enes'in olası bir Chelsea transferi öncelikle kendi kişisel gelişimini inanılmaz derecede olumlu etkiler. Ki Chelsea altyapıya önem veren bir kulüp, 9-19 yaş arası toplam 140'a yakın futbolcusuna 50'ye yakın altyapı antrenörü tahsis ediyorlar, ayrıca A Takımlarına transfer ettikleri gençleri önce Rezerv Lig'de ardından da gelişim gösterecekleri doğru kulüplerde kiralık olarak değerlendirip A Takımlarına hazırlıyorlar. Buna ilişkin son örnekler 1993'lü Lukaku ve 1994'lü Lucas Piazon. Lukaku bu sezon kiralandığı WBA'da takımının gol yükünü çeken isimlerin başında geliyor. Aynı şekilde Piazon'da yukarıda yeterli şansı bulamasada Rezerv Lig'de yarım sezon oynatılıp ardından Şampiyonlar Ligi'nde oynayan Malaga'ya kiralandı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz elbette, bir de işin altyapımızdaki diğer gençlerimizi etkileyecek kısmı var. Bu zamana kadar altyapımızdan yetiştirdiğimiz tüm oyuncular şimdi Süper Lig veya PTT 1.Lig'de mücadele eden takımlarda forma giyiyor. Bu noktada Enes'in olası bir Avrupa transferi altyapımızda oynayan çocuklarında hedeflerinin çıtasını yükseltmelerini sağlayacaktır.
Enes şahsen çok takdir ettiğim bir oyuncu, bu sürecin sonunda burada devam etsede Avrupa'ya gitsede şahsen iki durumuda sevinçle karşılarım. Tabiki şu aşamadaki Avrupa transferi biraz burukluk yaratır, henüz A Takım'da seyredemedik diye ancak burda oyuncunun kişisel gelişiminide düşünmek gerek. En basitinden Mesut Özil bu yetenekleri ile Türkiye'de bir kulüpte yetişse şimdiki durağı en fazla İstanbul Kulüpleri olurdu. Ancak o şu an Real Madrid'te. Bir de işin maddi boyutu var tabiki, şu anda çok astronomik rakamlar telaffuz edilmesede zaman içinde Enes bir dünya yıldızı olursa yapacağı her transferden Bursaspor zaten pay alacaktır. Bu konuda Zlatan İbrahimovic'i örnek gösterebiliriz, Ibra'nın her transferinden onu yetiştiren 4.Lig kulübü FBK Balkan ve Malmö transfer payı alıyor. FIFA bu konuda yetiştirici kulübün haklarını çok özenle koruyor.
Neyse altyapı üzerine ne zamandır yazmıyordum lafı epey uzattım kısaca toparlamak gerekirse Enes Bursaspor'un profosyonel futbolcusu olursa bu son zamanların en iyi transfer hamlesi olur. Ancak aksi durumda Avrupa'nın dev kulüplerinden birine giderse artık bize düşen taraftar olarak onun başarıları ile gurur duymak ve kulüp olarak ''Türkiye'ye geri dönerse Bursaspor'dan başka kulüpte oynayamaz'' maddesini sözleşmesine yazdırmak olur. Sonuç olarak hem Bursaspor için hem Enes için hayırlısı neyse o olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder