27 Ekim 2011 Perşembe

“Bursaspor’un Alex Ferguson’u olmak istiyorum”

11 Nisan 2009’da kurmuştu bu cümleyi Ertuğrul Sağlam, şampiyon olmadan 13 ay 5 gün önce, daha o zaman hedefini koymuş, hayatının en önemli projesi olarak Bursaspor’u seçmişti.

Birçoğuna komik geldi bu cümle, “Hayal kurma Ertuğrul Sağlam” dedi birçoğu ama biz Bursasporlular heyecanlandık o gün, ilk defa sevdiğimiz, güvendiğimiz, “Adam gibi Adam” dediğimiz bir Teknik Direktör ile kafalarımız uyuşmaya başlamıştı. Biz nasıl Bursaspor’u hayatımızın tam orta yerine yerleştirdiysek bizimle aynı çizgiyi hedefleyen bir Hoca ile çalışma fırsatı yakalamıştı şehir.

Bu birliktelik senesine Devrim’i getirdi Bursa’ya, şampiyonluk kupasını kaldırdık, hiç tanımadığımız duygularla tanıştık. Bursa “Şampiyon Şehir” ünvanını aldı. Geriye dönüp baktığımızda hayal gibi 1.5 sene vardı. Futbolun doğrularıyla açıklamak mümkün değil bu 1.5 seneyi oyuncuların, taraftarın ama aslan payı Ertuğrul Sağlam ve ekibinin özverisiyle geldi bu şampiyonluk.

Bu şampiyonluğu çok iyi irdeleyemedik direk hayallere kapıldık dile kolay artık rakipler Valencia ve Manchester United’tı. Onların seviyesindeydik!. Bence her şey bu yanılgıyla başladı. Altyapısı olmayan bir başarı kazandığımızı idrak edemedik böyle olunca Şampiyonlar Ligin’deki başarısızlığımız Ertuğrul Sağlam’ın kredisini götürdü, transferdeki başarısızlık kredisini götürdü hatta taraftar öyle bir anlam kargaşası yaşadı ki Lig 3.lüğü de Ertuğrul Sağlam’ın kredisini aldı götürdü oysa ki Bursaspor tarihinde ilk defa 3. Oluyorduk ama olsun biz şampiyonluğa alışmış! Bir taraftar grubu olarak bundan mutlu olmadık, olamadık.

İlk defa oynadığımız UEFA grup elemelerinde, playoff aşamasında Anderlecht ile oynadık ve elendik. Klasik Türk bakış açısı, kurada çıkan her takım gibi “Eski gücünde değil”di Anderlecht, sanki tarihi başarılarla dolu, kadrosu uluslar arası oyuncularla dolu olan takım bizmişiz gibi sinirlendik, eleştirdik, transferlerin yapılmamasına bağladık elendiğimizi. Öyle bir şey var ki takımları tanıdığımız oyuncularıyla değerlendiriyoruz, tanımadığımız daha evvelinden izlemediğimiz oyuncuları takım değerlendirirken hiç hesaba katmıyoruz. Yani rakipleri kendi egolarımız dahilinde , kendi futbolcu bilgimiz kadar hesaplıyoruz . Lucas Biglia’yı, Fernando Canesin’i, Matias Suarez’i izlemediysen senin spor gazetelerinde yazmadıysa bu isimleri bunlar ezberden kötü oyuncudur, bizim bunların oynadığı takımı yenmemiz lazım. Öyle ya Sercan Yıldırım’ı Manchester United istiyor ama biz vermiyoruz, bizim kadro kalitemiz bu.

Sezon başladı Hoca’ya transfer yapamadığı için, elendiğimiz için, takımın derdiyle dertlenip taraftara karıştığı için kızanlar derken Bursaspor tribünleri eski günlerini mumla arar günlere geldi ve ilk yarısını çok iyi oynadığı, ikinci yarısında gerçekten kötü oynadığı bir gün sonrası ama daha 8. Hafta “Ertuğrul Sağlam İstifa!” sesleri dillenmeye başladı taraftarlar arasında. Takımın başında bulunduğu 2.5 senenin 2 sene sonunda tarih yazan Hoca’ya şehirde güven bitme noktasına geldi bazı taraftarlar arasında. Peki haklılar mı? Yada neye göre haklılar? Uzun özetten sonra aklımca bunları yazayım;

Ertuğrul Sağlam, “Bursaspor’un Alex Ferguson’u olmak istiyorum” derken başta istikrarı hedeflemişti Bursaspor’da, Alex Ferguson demek bugünlerde “Başarı” demek ama ondan önce “İstikrar” demek. Bakalım Alex Ferguson bugünlere nasıl gelmiş?

1941 doğumlu Alex Ferguson ilk şampiyonluğunu 1980 yılında 39 yaşında elde etmiş İskoçya’nın Aberdeen takımında kariyerinin 7. Senesinde,1969 doğumlu Ertuğrul Sağlam ise 2010 yılında 41 yaşında kazanmış o da Alex Ferguson gibi 7. Senesinde. İskoçya’da devrim yaparak gelmiş Alex Ferguson Manchester United’ın başına 1985 yılında. İlk kupasını göreve başladıktan 5 sene sonra kazanabilmiş ilk kupasını , ligde durumlar daha da kötü gitmiş Sir için ilk senesinde 11. Olmuş, 2. Senesinde 2. Belki bizim gibi alışmıştır onlarda hemen lig ikinciliğine bilemezsin. 3. Senesinde tekrar 11. Olduğunda onlarda “Alex Ferguson istifa”, “Alex Ferguson bizi ileri götüremez” demiştir gazeteciler, taraftarlar hatta Alex Ferguson yerine ismiyle hitap edip itibarsızlaştırmaya çalışanlarda olmuştur “Alex” diyorlardır Sir’e ama görevine devam etmiş bu seferde 13. Bitirmiş ligi, sonra 6. Olmuş Ertuğrul Sağlam’ın göreve başladığında Bursaspor’un başına geçtiğinde aldığı sıra 6.lık ve 7 sene sonra gelen ligi şampiyonluğu oradan da “Sir” ünvanını almasını sağlayan şahane hayat hikayesi.

Manchester kariyer başlangıcıyla kıyasladığımızda Ertuğrul Sağlam’ın daha sağlam bir başlangıç yaptığını kabul etmek gerekiyor. Biz Bursasporluyuz, bizim için Bursaspor’dan büyük bir takım yok şüphesiz ki ama biraz da futbolun penceresinden bakalım Büyük Bursaspor’un tarihine birkaç örnekle. 1963 doğumlu Bursaspor ilk şampiyonluğunu 47 sene sonra kazandı. Bu 47 sene içerisinde kendine rakip koyduğu diğer 4 şampiyona karşı oynadığı maçların toplamında hiçbirine üstünlük sağlayamamış. Hadi onları geçtim Orduspor ile oynadığı dün kadar 24 maçın 8ini kazanmış, 8 tanesini kaybetmiş. Kayserispor’a Ertuğrul Sağlam gelene kadar genel üstünlük kuramamış oynadığı maçlarda aynı Sivasspor’a olduğu gibi. Hiçbir zaman istikrarın adı olamamış Bursaspor kısacası.

Böyle bir takımın başına geçmiş Ertuğrul Sağlam taraftardan hiç süre istemeden başarıları altın harflerle kazımış büyülü! Kulüp tarihimize. Hep ona verilenden fazlasını getirdi kulübün kasasına, tarihine ve gününe ama daha ilk yalpalamada hem de daha 8. Hafta da tefe koyulmaya başlandı kendisi.

Ve bir tahminim var Ertuğrul Sağlam'ın teknik direktörlüğüyle ilgili; belki ilk sene olmaz ama Ertuğrul Sağlam Eskişehirspor, Gaziantepspor, Kayserispor gibi son 2.5 senede üzerinde bitirdiğimiz takımların başına geçse bize de X bir teknik direktör gelse 2 sene sonra o takımlar ligi Bursaspor'un üzerinde bitirir. Son 7 sene üzerinden konuştuğumuzda Ertuğrul Sağlam, Bursaspor'dan daha büyük bir marka. Beşiktaş'tan ayrıldı Ertuğrul Sağlam'ın iskeleti şampiyon oldu ama 1 sene sonra o kadro ligi 4. bitirirken Ertuğrul Sağlam, Bursaspor ile kupayı kaldırıyordu

İnsanların Ertuğrul Sağlam’ı eleştirdiği konuların üzerinden geçelim biraz da;

Ertuğrul Sağlam transfer yapmayı bilmiyor.

Kötü transferler kim? Nunez, Steninert hadi Insua belki biraz Stepanov ki bence şuan ligin en iyi stoperlerinden. Beşiktaş’ta Diatta, Seric ve Higuain vardı. Bu oyuncuların toplam maliyetine bakmak lazım. Ertuğrul Sağlam’ın ekonomik dengeler konusunda belki hasasiyeti var ve ucuz oyunculardan verim almaya çalışıyor ama birde olaya diğer taraftan bakalım.

Beşiktaş ile yollarını ayırdıktan sonra Ertuğrul Sağlam Beşiktaş 8.5 Milyona Tabata’yı, 5 M + Serdar Kurtuluş’a İsmail Köybaşı’yı aldı Mustafa Denizli yönetiminde.

Şenol Güneş’in transferleri Brozek kardeşler, Barış Ataş, Sezer Badur, Mehmet Çakır Trabzonspor’un aldığı oyuncular mesela aynı şekilde Ertuğrul Sağlam’ın toplam transferlerinin maliyetine maal olan Adrian var. Ama insanlar taktı mı takıyor bir kere. Ertuğrul Sağlam transferi bilmiyor. Fatih Terim biliyor örneğin ; 2. Galatasaray döneminde harcadığı paralar Petre, Tamas gibi Dünya yıldızlarını getiren Fatih Terim biliyor, Tabata’ya 8.5 M verdiren Mustafa Denizli biliyor, Brozek kardeşleri, Glowacki’yi alan Şenol Güneş biliyor bonservisi olmayan Diatta’yı, Steinert’i alan Ertuğrul Sağlam bilmiyor.

Sir Alex Ferguson’un bugün bile her sene aldığı ama süre dahi vermeden gönderdiği hem de iyi bonservis verdiği oyuncular mevcut. Magnus Wolff Eikrem’i Molde’den almışlardı geriye döndü. Mame Biram Diouf var O’nu da Molde’den aldılar 24 yaşında şuan ve sadece 5 kez Manchester’da oynayabildi 3 senede. Bebe’nin hikayesini hepiniz biliyorsunuzdur.

Bursaspor’un kadrosu yetersiz

Herkesin dilinde türkü gibi bunu söylüyor. Ben diğer takımlarla kıyas yapıyorum bu konuda geçen sene 82 puan toplayan Trabzonspor’un yedek sağ bekine bakıyorum Mustafa Yumlu’yu görüyorum. Sol bekinde Ferhat Öztorun’u görüyorum. Bunların görünce sağ bek yedeği olarak Svenson’un olması sol da Mehmet Sak’a, Cemal’e güvenmek bana abartı gelmiyor. Ahmet Arı’nın, İsmail’in kanat yedekleri olması bana garip gelmiyor ilk 11 sol açığı olmayan Trabzonspor’u görünce. Neden Trabzonspor ile kıyaslıyorum? Çünkü şampiyon olan takımların Trabzonspor’un bütçesiyle de yarışamayız da en yakın yine O. Mesela biz Caner Erkin gibi oyuncuya 3.5 M bonservis verip kenarda oturtamayız. Bangura’ya 2.6 verdik diye Bursa’da infial oluştu. Aynı şekilde Sezer Öztürk gibi oyuncuya o yatırımları yapıp kenarda oturtamayız diyelim ki maddi olarak karşıladık Özer Hurmacı Fenerbahçe’de kenarda beklediği haftaların 5 te biri Bursaspor yedek kulübesinde otursa kamptan kaçar. Eleştirirken bazı gerçekleri gözden kaçırmamak gerekiyor. Altyapından, genç oyunculardan maliyeti uygun, potansiyeline güvendiğin oyuncuları kenarda oturtman gerekiyor markalaşma sürecini tamamlayana kadar. Aksini iddia ediyorsanız, ispatta etmeniz gerekiyor.

Açıkçası bunları yazmaya utanıyorum ; Ertuğrul Sağlam’ın tekrar Hocalığını ispat etmesi gerekmesi gibi bir düşünce oluşmuş olması beni ziyadesiyle üzen bir durum. Bursaspor Fenerbahçe’den, Galatasaray’dan daha nicesinden 3-4-5 yerken Bursa Atatürk Stadyumu’nu terk etmedim ama “Sonsuza kadar” ,“Adam gibi Adam” diye bağırdıktan sonra “Ertuğrul Sağlam İstifa” diye bağırılırsa sanıyorum ki stadyumu terk ederim, sanmıyorum bu ihanete dayanabileceğimi hem Ertuğrul Sağlam’a hem de Bursaspor’a.

Daha çok soru, sorun vardır muhakkak lakin Ertuğrul Sağlam bu sorunların hepsinin üzerinde bir krediye sahip olmak zorunda. Hiç olmadı Ertuğrul Sağlam’ın yerine kimin geleceğinin hesabı yapılıp bu kredi ona verilmeli. Mourinho ayrıldıktan sonra Inter 2 sene de 4 Hoca ile çalıştı ve durumları ortada. Dünya’da kayda değer Teknik Direktör sayısı 5-10 arasında değişirken Türkiye’nin en iyi Hocalarından birini bu kadar çabuk bitirecek kadar futboldan anlıyor olamayız.

Bu futboldan anlama olayı da ayrı bir olay zaten birçok kişi futboldan çok iyi anlıyor zannediyordur büyük ihtimalle belki daha evvelinden amatörde oynadığı için belki de çok maç izlediği için ama Bursaspor tarihinin en büyük yarasını Türkiye’ye gelmiş en büyük futbolcu Hagi’nin kurduğu takımdan aldı. Kimsenin futbolu Hagi’den iyi bildiğine, iyi oynadığına inanmıyorum, inanmayacağım “Hocalık” böyle bir şey değil kusura bakmayın. 11 oyuncuyu sahaya koyup, oyuncu değiştirmeyle bu işler yürümüyor. Belki bir takım için en az fikir sahibi olunacağı zaman sahada kaldıkları 90 dakika. Bu işin kimyası, antremanı olmadan Teknik Direktörlük olsaydı 2 senedir Quaresma,Simao’ları transfer eden Beşiktaş’ı altımıza almıyor olmamız lazımdı. Saygılarımla, herkesi düşünmeye davet ediyorum.

Cüneyt Acarçiçek

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder